Doğum günü

235 31 4
                                    

Sabah perdemin açılmasıyla güneş ışıklarının odaya vurması bir oldu. Annem yine erkenden kalkmıştı ve beni de kaldırmak istiyordu!!

"Anne farkındaysan bugün pazar ve benim bu gece için enerjik olmam lazım. Yani anne beni bırak da uyuyim!"

"Tatlım saat 10 zaten erken değil ki. Hem bugün hazırlanman uzun sürer ne de olsa doğum günü kızısın." annem bana döndü ve göz kırptı. Aslında haklıydı ben doğum günü kızıydım. Herkezden güzel olmalıydım. Bu düşünceyle doğruldum. Hemen duşa girdim. Banyoyu suyla doldurum ve köpük doküp yavaşca suya girdim. Bu gerçekten de rahatlatıcı bişeydi. Köpüklerle oynayıp rahatlarken saatin nasıl geçtiğini unutmuşum saat 11 olmuştu. Hızlıca banyodan çıktım. saçlarımı kurutmadan mutfağa girdim. Babam herzamanki yerinde en baş köşede oturuyordu. Yanğına bir öpücük kondurup yerime geçtim.

"Baba bugün işe gitmiyorsun değil mi ?" dedim ve en masum bakışımı atarak işi garanti altına aldım. Babamın kendi holdingi olmasına ramen hergün işe gitmeyi seven o işkolik kişilerden biridir. İşini zekle yapar.Ama bugün gitmezdi değil mi? Gidemezdi, benim yanımda olmalıydı.

"Bugün burdayım bitanem bu özel gününde tabiki yanında olmak isterim" Babam her zaman şevkatli ve mavi bir okyanusa açılan gözleriyle bana baktı. Babamı çok seviyordum. Erkeklerden ne kadar nefret ettiysem babama o kadar aşıktım.

"Alya haydi hızlı ye biraz! " Annemin o otariter sesiyle düşüncelrimden sıyrıldım. Favorisi olan lacivert kalem elbisesini giymiş sarı saçılarını ise topuz yapmıştı. Annemin sözünü dinleyip omletten bir parça ağızıma attım. Ve limonatamdan bir yudum aldım. Telefonumun sesini duyunca masadan kalktım. Arayan Eylüldü. En yakın arkadaşım. En zor zamanlarda bile yanımda olan tek dostum...

" Alya sana bomba bi haberim var." Eylülün yüksek desibeldeki sesi kulaklarımı delip geçti.

"Eylülcüğüm keşke bağırmadan konuşsanda bende seni dinleyebilsem!"

"Boşver desibeli flan Mert sabah beni aradı. Ve senin doğum günün için süpriz bi teklif hazırladığını söyledi. Düşünsene okulin en yakışıklı çocuğu ve sen ahh ne romantik dime Alya ?" Bir an donakaldım. Mert. İlk ve şuanlık son aşkımdı. O gerçekten de tapılası bir insandı. Ve sanırsam ben hala ona aşıktım.

"İnanamıyorum sana Eylül! demekki sana bir sırrımızı da verme konusunda 3 kez düşünmemiz gerekecek öyle mi ?"

"Ahh Alya konuyu cevirme. Şuan ne kadar mutlu olduğunu hissedebiliyorum." Gerçektende mutluyum. Ama bu bişey değiştirmezdi. Ben kullanıp atılacak bir kız değildim.

"Hadi Eylül benim kapatmam lazım akşama görüşürüz"

"Tamam canım akşama bi bomba izlemeye hazırım !"Telefonu kapatıp yatağıma sessizce oturdum. Bu teklifi kaç senedir beklerken neden mutsuzdum peki? Kafam çok karışıktı ancak uyursam geçebilecek bir karışıklık...

Aynada son kez kendime baktım. Gerçekten de çok güzel görünüyordum. Tozpembesi maksi mini elbisem(medyada var) siyah topuklularım ve elbisemin üstüne düşen dağınık buklelerle kendimi iyi hissediyordum. Nazikçe merdivenlerden aşşağı indim. Herkez gözlerini bana çevirmişti. Ben ise o an düşmemek için dua ediyordum. Ve büyük başarı düsmeden inebildim. Annemin yanına geçtim. Hemen yanımıza babam geldi ve pasta faslına geçtik. Buyük pastam gelmişti. Heyecanla onu kesmeye doğru ilerledik. "3,2" diye saymaya devam esiyoruduk ki babamın telefonu çaldı. Ben babamı beklemek istedim fakat babam eliyle siz devam esin işareti yaptı ve dışarı cıktı. Bizde geri sayıma devam ettik "2,1""Bir dilek tut hayatım" Annemin sesiyle büyük bir patlama sesi aynı anda gelmeşti. Şuan ise tek dileğim hepimizin su lanet günü sorunsuz atlatmamış olmamızdı...

Evet arkadaşlar, bu benim ilk hiakyem. Lütfen okuduysanız yorum yapın benim için yorumlarınız çooook önemli. Kötü yorumlara da açığım. Hepinizi çok seviyorum eğer beğenirseniz devamını getiririm. Sizi çooook seviyroumm

ACIMASIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin