1. Bölüm

639 22 22
                                    


Ah benim kimsesiz kalbim.. 🥀

Meyra'dan

Ben gözlerimi onunla açtım..
O, Fatih..
Onu çok sevdim, o beni sevmese de.. Benim sevgim karşılıksızdı evet. Bu durum beni aşırı derecede üzse de artık alışmıştım bu acıya. Sanırım bu sevdaya olan acı bana zevk veriyordu. Fatih'in yaşı ilerledikçe benimle ilgilenmemesi, muhabbet etmemesi benim canımı acıtıyordu ama alışmıştım bu duruma.

Benim adım Meyra. Annem ve Babamı bir trafik kazası sonucu kaybettim henüz 7 yaşındayken. Beni babamın çok yakın arkadaşı olan Ziya amca ile eşi Necla teyze büyüttü. Kendi öz evlatlarından bir an olsun ayırmadılar. Aklımın her şeye ermeye başladığı dönemlerde yavaş yavaş müştemilata geçmem gerektiğini düşünüyordum zira Fatih ve Tanerle aynı ortamda bulunmam pek hoş olmazdı. Bu düşüncemi Ziya amca gile de söyledim. Onlara kalsa ben de onların öz evlatlarıydım müştemilata geçmeme gerek yoktu fakat ben düşüncemi açıkladıktan bir gün sonra beni ortalarına alıp kararımın doğru olduğunu söylediler. İki müştemilat vardı. Birinde evin kahyası olan Aziz amca ile evin temizliğini, yemeğini yapan Zahide teyze kalıyordu. İkisi de birbirinden iyi, pırlanta kalpli karı koca idiler. Diğer müştemilatta da Zahide teyzenin yardımcısı olan Nefise abla kalıyordu. Görünen o ki onunla birlikte kalacaktık. Bir nevi ev arkadaşı olacaktık.
Hep beraber sofraya oturmuştuk. Yemeğin ortasında Ziya amca bozdu sessizliği

"Kızım müştemilata ne zaman istersen geçebilirsin. Biz Nefiseye söyledik senin odanı hazırladı."

Birden Taner daldı
"Nasıl ya? Ama neden Baba? Meyra ablam neden müştemilata geçiyor?"

Taner bu tatlı endişesiyle hepimizi güldürmüştü Fatih hariç. Artık işinden dolayı mıdır nedir eskisi gibi gülmez olmuştu ama ciddiyette yüzüne ayrı bir hava katıyordu.
Ziya amca elini Tanerin başına sürdü

"Oğlum ablan hemen şu yan taraftaki müştemilatta olacak ne bu endişe? İstediğin zaman yanına gider görürsün ayrıca ablan müştemilatta kalıyor diye temelli evi bırakacak değil ya."

"Ya bizi hepten bırakırsa?"

"Olur mu öyle şey Taner? Ben yanında büyüdüğüm insanları nasıl yok sayar, bırakır giderim?"

"Evlenince bırakacaksın ama"

Yutkunmuştum bir an ve nedensizce gözlerim ilk Fatih'i bulmuştu fakat o sadece yemeğiyle ilgileniyordu. Tanerin bu karma karışık sorusuna Necla Teyze son vermişti.

"Hayatım Meyra ablan bir gün elbet evlenecek ve evlendiği zaman istemese de gitmesi gerekebilir ama bakarsın gitmeyedebilir" dedi Ziya amcaya göz kırparak.
Bir an acaba bana yakından koca mı buldular diye de düşünmedim değil. Belki de düşündüğüm şeydir.. Olabilir mi?

Fatih ciddi bir yüz ifadesiyle boğazını temizledi

"Anne, Baba benim de söyleyecek bir iki şeyim var müsadeniz olursa"

"Buyur"

"Ben bazı sebeplerden ötürü evi ayırcam."

O an sanki kalbime hançer saplandı. O evdeyken bile yüzünü kırk yılda bir görüyordum. Bu demek oluyor ki artık seksen senede bir göreceğim. Boğazım düğüm düğüm olmuştu.

"Ne sebebiymiş o?"

"Baba benim işimin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsun. Polislik öyle basit bir şey değil."

"O zaman her polis karısını boşasın Fatih. Bu ne saçma bir sebep."

"Sana göre saçma baba ama bana göre değil. Kaç mafya çetesini çökerttik ama herifler sanki gün geçtikçe çoğalıyorlar. Her an, her dakika tehdit mesajları alıyoruz. Benim yüzümden sizin başınıza bir hal gelse ben bu yükün altında ezilirim."

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin