Bacaklarımı birleşdirib, krem rengi deri koltukda otururken baş barmağımdaki siyah yüzükle oynuyordum. Yavaşca odanın her yerini incelemeye başladım. Tabiikide bu odaya defalarca girdim ve odanın her desenini ezbere biliyorum. Şu anda tek düşündüğüm
Hasta olan kim?
Babamla özel olarak konuşuyorlarsa kesin yakın birisidir. Tamam sakin ol. Yavaş yavaş ağzını aramaya başla. Sakın direkt lafa girme.
- "Baba kim hasta?"
Oha!
Oha!
Niye kendini tutamadınn malll. He direkt adamı sorqular gibi ne soruyon?! Ahh hassas konularda konuşmakda berbatım. Salak. Salakkk.
Babam aniden sorduğum soruyla elindeki dosyaları hafifce masaya bırakıb eline bir kalem aldı. - " Bir arkadaşım." gözlerime bakmadan konuşuyordu. Soğukkanlılığını koruyordu. Tabi bu beni daha çok tedirgin etmişdi.
- " Baba bana doğru söylüyorsun değilmi?" ürkekce sorduğum soru karşısında durub gözlerimin içine bakdı.
-" Sana neden yalan söyliyim. Arkadaşım hasta ve doktoruyla özel olarak konuşmak istedim."
Hala soğukkanlılığını koruyordu. Ama gözlerinde o arkadaşı için üzüldüğünü göre biliyordum. Babam ne kadar bize yansitmasada duygusal biriydi. Hep duyqularını gizletmeye çalışan biri ama ben babamın nasıl biri olduğunu biliyordum.
Gözlerini benden çekib tekrar dosyaya odaklandı. Babam bana yalan söylemezdi değilmi? Ona güveniyordum. Ama içimde bir şüphe hala beni tedirgin ediyordu. Daha bu sabah neden depoyada gitdiğini soracakdım ama onu daha fazla sorularımla sıkamazdım. Zaten bu gün onun için kötü geciyordu. Bu arkadaş her kimse babam için önemli biriydi. Umarım bir mucize olurda tekrar sağlığına kavuşurdu.
- " Tamam ben gidiyim o zaman ve umarım arkadaşın bir an önce sağlığına kavuşur" ayaklanıb kapıya doğru yürümeye başladım. Kapıyı açaçağım sırada babamın söylediğiyle utanmışdım.
- " Bu kapı dinleme sevdası nerden çıkdı bilmiyorum ama bu hiç etik bir davranış değil"
- "Özür dilerim"
~~~
Kafamı bilgisayardan kaldırıb duvardaki saate bakdım. Baya geç olmuşdu. Yanımdaki telefondan asistanımı arayarak yanıma çağırdım. Odadan içeri girdiğinde masadanın kenarında duran dosyaları işaret ederek konuştum. - " Bunlar bitdi. Sen yarın tekrar inceler Bay HA götürürsün."
Kafasıyla onaylayıb dosyaları aldı ve gitdi. Onun gitmesiyle bilgisayarı kapatıb eşyalarımı toplayıp eve gitdim.
Üzerime rahat birşeyler giyib aşağıya indim. Annem salonda yeşil çay içiyordu. Karşısındaki kanepeye oturub etrafı süzdüm. -" Babam nerde?"
-" Baban yorqundu o yüzden erken uyudu."
Kanepede uzanıp telefonumla uğraşmaya başladım. Gözlerimi telefondan çekmeden anneme sordum - " Haftaya tatile nereye gideceğiz?"
Annem elindeki çayı masaya bırakarak heyecanla konuşmaya başladı. - " Aslında Havai adalarına gideriz diye düşünmüşdüm ama oraya zaten geçen yıl gitdik o yüzden Venedike gideçeğiz."
Kafamla onayladım. Bu yıl baya yoğun geçmişdi. Bir çok şirketle anlaşma yapmışdık tabiki bunun için çok çalışdışdık. Ailecek tatile gitmek çok iyi fikirdi.
Annemd çayından tekrar yudum alırken bana döndü - " Ha bu arada baban gideceğimiz tatile Bay Ha ve ailesinide davet etmemi istedi bende arayıp davet etdim. Tatile hep birlikde gideçeğiz yani."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. Right - RM/JJK
Короткий рассказSanırım ona aşık olduğumu düşünüyordum. Ama ögle değilmiş. Aşık olduğum kişi şu anda tam karşımda gözlerime büyük sevgiyle bakan adam.