Rutinde sorun yoktu.
Açık havada, gökyüzünün altında uyanmakta sotun yoktu. Kafeste uyanıyordun ve zincirler olduğu gibi duruyordu. Bu kafesin seni mağlup etmesine izin veremezdin. Zincirler sürekli tenine sürtünüyordu ama kızarıklıklar hızla, kolayca iyileşirken aldıracak ne vardı ki?
Aslında koyun postlarıyla kafes artık çok daha iyiydi. Nemliyken bile sıcaklardı kafesin kuzey ucuna örtülen muşambada mühim bir gelişmeydi. Bu, şiddetli rüzgâr ve yağmura karşı koruma sağlıyordu. Sıcak, güneşli havalarda da, gölge. Şaka! Mizah yeteneğinide korumak zorundaydın.
Rutin, tan vaktinden hemen önce, gökyüzü inceden aydınlanmaya başlarken uyanmaktı. Kılını kıpırdatmana gerek yoktu. Hatta hava ağır ağır aydınlanırken gözlerini açmana bile gerek yoktu. Yanlızca olduğun yerde yatabilir, her şeyi içine çekebilirdin.
Günün en iyi anıydı bu.
Etrafta pek kuş yoktu. Yanlızca birkaç tane. Çok değil. Hepsinin ismini bilmek güzel olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Mystery / Thriller"İyi ya da kötü bir şy yoktur; sadece düşünce onu öyle yapar."