kıskandığını biliyoru(m)

617 25 8
                                    

Selamlar, ilk ficim olduğu gerçeği üstünden değerlendirirseniz sevinirim. Düzenlemeden yayınlıyorum, yorumlarınızı bekliyorum.

The Weekend-D.D.

İyi okumalar.

Dudaklarını sert bir şekilde kavrarken tadını doya doya çıkarıyor, mırıldanmasını ya da sızlanmasını takmıyordum.

Hatta, koltukta üstüne doğru eğilmiş ve tişörtünden ellerimi geçirip sıcak tenine ulaşmıştım. Teması arttırmak istercesine alt dudağını arzuyla ısırırken kalçasını çıkıklaştırmıştı geriye doğru. Belini havalandırıp kendini bana bastırmanı sağlarken dilimle damağını sertçe yalamış ve ısırmıştım üst dudağını. Aşağı kalır bir yanı yoktu benden, savaşır bir yüz ifadesiyle dillerimizi birleştirerek kısa süre temas kurmuş ardından dişleri arasına sıkışırdığı dilimi sertçe emmişti.

Ruhumu emer gibi.

Siktiğim, bu işi öyle iyi yapıyordu ki bazen ön sevişmelerimiz sırf öpüşmekle geçiyor, dillerimiz yorulana kadar bunu devam ettiriyorduk. Uzun süre birlikte olmamamızdan dolayı harlanan ateşimiz bir türlü sönmek bilmezken dağınık temaslarımızın yanında kulak memesini emmeye başlamamla nefesin kesilmişti. Boğazından gelen acı, iç gıdıklayan o ses kulaklarımda yankılanırken yüzünün aldığı ifade az çok gözümün önünde canlanıyordu.
Aralık dudakları ve geriye kaymış gözleriyle kendini bana sunan Jimin. Dayanamayacağına dair bir şeyler mırıldanırken ağlarcasına söyleniyor ve ellerini saçlarımdan asla çekmiyordun. Kontrolü kaybettikçe saç derime tırnaklarını geçiriyor, bazense omuzlarımı sıkıyordun.
Tam o sırada, o saniyede küçük dairenin kapısında bir anahtar sesi duyuldu. Kilidi ilk çevirişten sonra açılan kapıdan giren kişi, ah... Sikeyim ki Jungkook olmuştu. Beklenmedik bir misafirdi, özellikle de bu gece gelmeyeceğine dair attığı mesajdan sonra. Zaten evde ikimiz kalıyorduk, başkası yoktu ev arkadaşımız olan.

Jimin boğazını temizleyerek ikimizle de göz teması kurmadan hızla altımdan sıvışırken Jungkook hala kapının önünde şaşkınca koltuğa ve dağılmış salona bakıyordu. O'nun gelmesinden hemen önce sıcak dakikalar geçirdiğimiz öyle belliydi ki.
Jungkook'un aralanmış, tavşan dişleri ön plana çıkmıştı. Tatlı olduğunu düşünmem ve hayal dünyama malzeme olarak eklenmesi arsızca sırıtmama sebebiyet verirken kafamı öne doğru eğerek dudaklarımı bastırmıştım birbirine.

Yan taraftan gelen hışırtı ve omzumdaki hafif dokunuşla kafamı sevgilime çevirmiştim. Gideceğine dair bir şeyler mırıldanıp koltuktan kalkmış ve dudaklarıma uzun bir öpücük bırakmıştı, az değildi ve göz önünde ilişkimizi yaşamaktan çekinmese de ev arkadaşımdı Kook sonuçta, Jimin sınırları çizmeyi iyi biliyordu.
Askılıktaki deri montunu üstüne çabucak geçirmiş ve kapının önünde şaşkınlığını atlatmış, sinirle bizi izleyen Kook'a omuz atarak çıkmıştı. Kısa boyundan dolayı pek başaramamıştı ve gülünç bir duruma düşmüştü. Arkadından bakarken az eşyalı odanın eskimiş duvarları arasında yankılanan topuk sesi ürpermemi sağlasa da belli etmemiştim bunu. Kapı sertçe kapanmıştı. Jungkook üstüme çullanıp avuç içleriyle zaten buruşmuş yakamı tutarak gözlerime sinirle bakmış ve ileri doğru itmişti beni.
Şaşkınlıkla gözlerim büyürken diz boyundaki tahta masaya oturur şekilde düşmüş ve kasıklarıyla yüz yüze gelmiştim. Tek dizini sol uyluğumun yanına koyarak nemli saçlarımı tek avcu içine almış ve yüz yüze gelmemizi sağlamıştı. Fazla hırçındı. Siktir. Sikeyim ki fazla hırçındı ve bu kasıklarımın sızlamasına sebep olmuştu. Burun buruna geldiğimizde dişleri arasından sertçe konuşarak tavrından ödün vermemişti.

"Evimizin tek kuralı vardı, sadece bir tane Tae. Evde kimseyle sikişmeyecektik, bunu bile yapamadın değil mi? İradesiz bir piç olmayı ne zaman bırakacağını merak ediyorum. Baban ve annenin seni neden bıraktığı belli oluyor, erkek orospusu seni."

walls.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin