Aşık olduğum adamla olan ilk yemeğimiz; Eifelin güzelliğine bakarken güzel zamanlar geçirdiğimiz bir çatı katındaydı. Ona duygularımı döktüğüm ilk andı. o çatı katın da sabaha kadar seviştiğimizi anımsıyorum. Bir çok ilkimizi o çatı katında yaşadık.Onun, her dokunuşunda beni öldüren dudaklarına; defalarca kez nasıl da aşık olduğumu haykırdığım, defalarca kez ölüp ölüp dirildiğim, yine de tüm ruhumun ona taptığı ilk geceydi.
O gece Taehyung, gözlerini Eifelden çekip, gözlerime dikti, kehribar gözlerini. Ruhumun, önünde diz çöktüğü gözleri; hüzünlü bakıyordu sanki. Dudakları hareketlendiğinde elim yanağını buldu.
"Baksana Jeongguk gökyüzü beni çağırıyormuş gibi. Gözlerinde gördüğüm yıldızlar yukarıda adımı haykırıyor sanki. Oraya ulaştığım zaman gözlerinde yok olacakmışım gibi hissediyorum. Söylesene kook, gözlerinde olan şey nedir, nedir beni o koyu kürelerine bağlayan şey?"
Sözleri kalbime tıpkı bir hançer misali saplanmıştı. Dolan gözlerimi gökyüzüne çevirmiştim dudaklarım aksine yukarı doğru kıvrılmıştı. Gözlerim, tekrar sevgilimi bulduğunda; yüzünde ki incilerin bıraktığı ince yolu net bir şekilde görebiliyordum. Sevgilim ağlıyordu. Bakmaya kıyamadığım yüzü, hüzün yüklü incileriyle kirlenmişti. Parmaklarımla silmiştim güzel yüzünü, dudaklarımı bastırıp göğüsüme yaslamıştım kafasını. ellerini paltomun yakasına koyup, sıkıca kavradığında; elimi eli üzerine koyup, eşlik etmiştim küçüğüme. Yüzünü bana çevirip ağladığımı gördüğünde dudaklarını, dudaklarıma bastırmıştı. yeminler olsun; onu, daha önce böylesine asi öperken görmemiştim.
Cesaret edip dokunamadığım dudakları, tüm bedenimi yakıp kavuruyordu adeta. Büyüleniyordum. Ruhum, varlığı karşısında diz çöküyordu. Elleri, tanrısı olduğu saç diplerimi bulmuş, beni kendine çekmişti hırçın tavırlarıyla.
Bedeni üzerinde üstünlük kurmamı fazlasıyla seviyordu. Bacaklarını belime sarıp ellerini boynumda bütünleştirmişti. Dudaklarımız bir an olsun ayrılmıyordu birbirinden. Taehyung'un, ağladığını biliyordum; başladığı zaman asla duramıyordu. Tıpkı bir bebek gibiydi. Dudakları büzülür, çenesi usul usul titrer ve ağladığında kendini çirkin bulduğundan yüzünü göğüsümde gizlerdi. Bilmezdi her zerresinin tapılacak derecede güzel olduğunu.
Dudakları dudaklarımdan çekildiğinde derin bir nefes alıp burunlarımızı birbirine sürtüp minik bir öpücük bahşetti burun ucuma. Öptüğü her yerim alev alıyor, içimde sayısız patlamalara sebep oluyordu. Kim Taehyung, beni tek bir hareketiyle delirtecek kadar güzel bir adamdı.
"Burada birlikte olalım. Tam burada, tamamen sana ait olmak istiyorum Jeongguk."
Söylemi karşısında dudaklarım yukarı doğru kıvrılmış, her bir hücrem daha fazla arzuluyordu tenini. Asla reddedemeyeceğim bir teklifti bu. Böylesine cüretkâr olması öylesine hoşuma gidiyordu ki; neredeyse kafayı yemek üzere hissediyordum.
Dudaklarım boynuna ulaşmıştı. O, uğruna her şeyimi feda edebileceğim teni tam dudaklarımın önünde duruyor, öpmem için tüm hücreleri yalvarıyordu. Mor menekşelerimden bir kaçını bahşetmiştim yanık tenine. Kulağına yakınlaşıp, usulca fısıldadım.
"Kim Taehyung, biricik sevgilim. Her zerresine sarhoş olduğum adam. Öylesine güzelsin ki; akıl almaz güzelliğin başımı döndürüyor. Her bakışında defalarca kez vuruluyor gibi hissediyorum. Bu her öpüşünde öldüğüm dudaklarında hayat bulmam gibi. Beni delirtiyorsun lakin bir o kadar da kafam ayık. Sana ölesiye aşığım Kim Taehyung, yeminler olsun her bir hücrem sana ölesiye aşık."
"Jeon Jungkkok, uğruna feda edemeyeceğim tek bir şey olmayan adam. Sana öylesine aşığım ki; yeminler olsun, bu aciz bedenimi yaratan tanrı; sana taptığım her an için bana lanet ediyor. Etten zindanının içinde olan ruhum, ruhuna karışmak için deliriyor."
Güneş, kendini tüm gücüyle bize sunarken; çıplak bedenim kavruluyordu sıcaklığından. Kollarımın arasında nefesimi kesen bir adam yatıyordu; yüzü darma dağın. Dün geceden kalan mor menekşelerim açmış tanrısı olduğum boynunda.
Dağınık saçlarını elimle çekip ay gibi baktıkça ferahladığım lakin her dokunuşta beni güneşmişçesine yakan yüzünde turladım aciz parmaklarımı. Onun tarafından alevler içine alınıyordum. Beni en kızgın ateşlerinde yakıyordu. Şikayet edemezdim çünkü bu ateşin bağımlısıydım, ruhuma kadar yakan bu ateşi her gün ölesiye arzuluyordum.
Kim Taehyung benim tek arzumdu tek dehşetim olacağı gibi.

YOU ARE READING
Perestiş
Fanfictionyirmi üçüncü gün. "Hayallerimin tanrısı Kim Taehyung beni her gece yaşatıp tekrar öldürüyor. İstediği zaman beni dünyanın en mutlu adamı gibi hissettiriyor, istediği zaman ruhumu çekip alıyor benden. Bedenim tamamen ona ait. Tüm hücrele...