Medyadan esinlenerek yazdığım bu kitapta böylesine muazzam bir şarkıyı koymamak yazık olurdu.Günlerden pazar saat tam biri yirmi üç geçiyor. En sevdiği saat dilimiydi bu aşkımın. En güzel anılarımızı saat biri yirmi üç geçerken yaşadık. Çatı katında ki sevişme de tam olarak o saateydi.
Sıcak yatağımı terk etmektense, sevdiğim adamın tenimde olan sıcak hissinin soğuması delirtiyordu beni. Gecenin bu karanlık saatlerinde karanlığı aydınlığa çevirmek adına uyandırıyorum sevdiğim adamı. Yüzünde yastık izi, bedeninde benim izlerimle dünyanın en güzel tablosu gibiydi.
Narin omuzunda gezdiriyorum parmak uçlarımı. Onun en çok hoşuna giden şeydi bu. Parmaklarımın özgürce tüm bedeninde dolaşmasına delirirdi Kim Taehyung. Tıpkı onun dudaklarının bedenimde dolaşmasına delirdiğim gibi.Hissettiği parmaklarım onu uyandırıyor ve kollarını ince belime sarıp bacağını bacağım arasından geçiriyordu. Gözlerimi kumral saçlarına çeviriyor, güzel kokulu sevgilimin kokusunu dolduruyordum ciğerlerime. Kulağıma arsız bir fısıltıyla yakınlaşıyordu hareketleri boğazımın kurumasına yetiyor, kalbimin göğüs kafesimle savaş içine girmesini sağlıyordu.
"Jeon Jungkook, yoksa beni etkilemek için spor mu yapıyor? Sevgilimin baldırları oldukça sıkı tıpkı kalçaları gibi."
Arsız bir nefes bırakıyor, nefesi kesik alay eder türden. Hoşuna gidiyordu beni bu hale sokmak biliyordu tenime değen nefesinin beni mahvettiğini. Aynı arsızlıkla bedenini bedenimin altına alıyorum, bacaklarını ustalıkla belime sarmalıyordu.
"Hepsi senin için Kim Taehyung. Yalnızca zevkten delicesine titreyen bacaklarının acizleştiğinde, seni kollarım arasında taşımak için bu kadar kaslıyım."
Karşımda yutkunuyor, ilk kez onu kendi silahı ile vurduğumdan irisleri genişliyor ve öylece yüzüme bakıyordu. Bu halleri hoşnut olmama yetiyordu. Dudaklarımı usulca dudağına bastırıp nefesini kesene dek çekilmiyordum dudağından.
Dilini dudaklarım arasında yolculuğa çıkarıp ağız içimi keşfe çıkmıştı. Arada yaptığı küçük sürtüşmelere karşın, tüm bedenimi bastırıyordum bedenine. Oldukça hoşuna gidiyordu. Sertleşen penisiyle ufak bir bakışmadan sonra zaten çıplak olan bedenini öperek aşağı doğru yolculuğa çıktım. Her zerresini ilk kez keşfediyormuşçasına öpüyordum. Taehyung omuzlarımdan tutup beni durdurmuş dolu gözleriyle gözlerime bakıyordu.
"Dur. Jungkook, bunu sana daha fazla yapmak istemiyorum."
dolan yaşlar tek tek intihar edermişçesine süzülüyordu pınarlarından. Anlayamamıştım ne demek istediği hakkında en ufak fikrim dahi yoktu ve böylesine gizemli olması tüm bedenimi öfkeyle yanmasına sebep oluyordu.
"Sorun nedir?" dedim bedenimi, taptığım bedeninden ayırarak.
"Jeongguk ben, ben iğrenç bir şey yaptım ve bından çok pişmanım."
Elleri öylesine titriyordu ki bayılacağından korkuyordum. Onu ilk kez böyle üzgün ve dehşet içinde görmüştüm. Söylediği şeyleri birleştiremiyordum sanki zihnim bunu yaparsa her şey mahvolacakmış gibiydi. Hiçbir şey bilmek istemiyordum lakin sevgilimi bu kadar üzen şeyin merakı içten içe kemiriyordu tüm beynimi.
"Ne yaptın taehyung?" Sesim her zamankinden tok ve net çıkmıştı. Gözlerini gözlerime dikmiş öylece şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu. Ortam fazlasıyla gergindi ve kalbimin atışlarını dahi hissetmiyordum.
"O geceyi hatırlıyor musun? Bizi yıkıp döktüğün o geceyi."
usulca başımı sallıyor ve dudaklarımı ısırmakla yetiniyordum. Tahminlerim beni öldürecek derecedeydi. Sevgilimin beni aldatma düşüncesi dolanıyordu beynimde, kendime kızıyordum içten içe. Taehyung yapmazdı bunu nasıl olur da şüphe ederdim?
"o gece evimizi terk etmiştin. Tuval gibi boyadığımız bedenlerimizin yapayalnız kaldığı ilk geceydi. O gün ne yapacağımı bilemedim ve Namjoon'u aradım"
Adını duyduğum adamla deliye dönmem bir olmuştu yataktan kalkıp dolan ve kızardığından emin olduğum öfkeli irislerimi, bir bıçak kadar keskin olan irislerimi ilk kez gösteriyordum sevgilime karşı. Titreyen ellerine bacakları da eşlik ediyordu. Gözleri her zaman ki gibi dolup taşıyor, öfkeden karşısında deliye dönen bana; deli gibi dokunmak istiyor ama cesaret edemiyordu.
"Ne sikime aradın o herifi?" Sözlerim sertleşiyor, kırıldığım gibi kırıyordum sevdiğim adamı. Böylesi daha acı verici oluyor beni alaşağı ediyordu. Taehyung tüm cesaretini toplayıp bedenime sarılmış ve bu ilk kez beni huzursuz etmişti.
"soru sordum taehyung cevap istiyorum. Düzüştünüz mü? Ona da bana yalvardığın gibi mi yalvardın? Onunla da seviştiniz mi siktiğim resim odanda?"
Taehyung hıçkırıklarını tutamıyor yüzünü daha çok gömüyordu bedenime. Usulca ittirip karşıma oturttum. Ağlaması konuşmasına engel oluyordu lakin bu sefer içimde ona karşı merhametim yerine öfkem celalleniyordu.
"Üzgünüm sadece o, o benden faydalandı. üzüntümden faydalandı kook, yeminler olsun kimse senin gibi değil, kimse senin yerini alamaz. Jeongguk ,özür dilerim yalvarırım sana bu sefer de yıkıp gitme beni. Bu sefer de sırtını dönme bana. Katlanamıyorum sensizliğe her gün ölüyorum jungkook, ben sensiz her gün ölüyorum. Ruhum kokunu duyamadığı, dokunuşlarını hissetmediği her an ölüyor."
O an dizlerimin üzerine çöken ruhum değil bedenim oluyor. Sözleri kulağıma buğulu geliyor ve Kalbim dayanamıyor sözlerine. Beni aldatmış olduğuna bedenim dayanamıyor ve iflas ediyor. Benim dokunduğum yere bir başkası dokunmuş. Benim arzuladığım adamı, deli gibi aşığı olduğum adamı başka birisi arsızca kullanıp atmış. Öylesine küçük hissediyorum, Öylesine berbat hissediyorum ki bedenim ve ruhum bu ağır yükü taşıyamıyor.
Bedenine dolu gözlerimle yaklaşıp, saatlerce ağlıyorum, her şeye rağmen aşık olduğum adamın dizlerinde. Gözlerimi silip kendimi toparlıyorum ve karşısında dikilip öylece gözlerine bakıyordum. Kinim ve aşkım birbirine karışmış, beni delirtiyordu içten içe.
Göz yaşlarımı siliyor, tamamen kendime gelmiş halimle yanında oturuyorum sevgilimin. Hâlâ onu sevmek beni mahvediyordu.
"Öldürüyorsun beni Taehyung. en büyük arzum olduğun kadar, en büyük dehşetimde sensin. Beni şu anda tamamen öldürdün. Ruhum tamamen ölmüş durumda, fazla aciz hissediyorum bu histen nefret ettiğimi en iyi sen bilirsin. Senden nefret etmek istiyorum Taehyung, senden nefret etmek istiyorum Lakin, yemin ederim tüm aşkımın nefrete dönüşmesinden ödüm kopuyor. Düşüncesi dahi beni paramparça bir hâle sokuyor Taehyung. Ama ne olursa olsun beni soktuğun durum çok ağır bunu kaldıracak gücüm yok. Beni aldatmış olduğun düşüncesi beni öldürmeye yeterken, aldatılmış olmam; ölümsüz olan bu ruhumun çöküşü oldu."
devam edecek....
YOU ARE READING
Perestiş
Fanfictionyirmi üçüncü gün. "Hayallerimin tanrısı Kim Taehyung beni her gece yaşatıp tekrar öldürüyor. İstediği zaman beni dünyanın en mutlu adamı gibi hissettiriyor, istediği zaman ruhumu çekip alıyor benden. Bedenim tamamen ona ait. Tüm hücrele...