"Adaaaaa aşağı gel artık"
Of of of yine okul yine iğrenç bir gün ben yine depresyonda.
Abimin seslenmesiyle ayaklarımı yataktan sarkıttım.Yüzümü ovalayıp kendime gelmeye çalıştım bunlar işe yaramayınca direk gidip banyoya buz gibi suyu açıp yüzüme vurdum.
Okul formamı giydim demeyi çok isterdim ama bi insan kilolu olup da forma yakışmayınca giyemiyor işte.
Ben de siyah pantolonumu ve gri kazağımı giyip aşağı indim.Abim kahvaltımı hazırlamıştı.
"Ada ben bu akşam eve gelemicem sabaha doğru gelirim.Haberin olsun uyurken kapıyı kitle anahtarı çıkart sabah çok erken gelirsem seni uyandırmıyım."
"Yine mi fazladan çalışcaksın?"
"Mecburum ada"
"Abi bak bu kadar çalışıyosun yoruluyosun bırak işte ben de çalı-"
"Bu konuyu kaç kere konuşucam seninle hayır dediysem hayır hadi ben çıkıyorum."
Yanağımdan öpüp çıktı.Hayır yani nolurduki çalışsaydım.Belki kafamın dağılmasını sağlardı.Hem sınava hazırlanıp hem de çalışmak onu yoruyordu.Bunu biliyorum fakat her ne kadar ısrar etsem de izin vermiyordu.
Ben de ona karşı gelmeyi veya onla tartışmayı hiç sevmiyorum.4 yıl önceki kazadan sonra hayatta kalan tek dayanma noktam.Gerçi çok dayandığımda söylenemez.Bunları düşüne düşüne yukarı çıktım.Çantamı alıp aşağı indim.Gri botlarımı da giyip otobüs durağına gidip kulaklığımı takıp otobüsü beklemeye başladım.Kafamı kaldırdığımda okulumuzun çok değerli(!) sürtüklerinin yine ve yine bana bakıp güldüğünü farkettim.Hayır yani ne diye evim bu salaklarla yakındı.Yaşadığım şeyler yetmiyomuş gibi bir de bunları günde 8 saat çekiyordum.
Sonunda otobüs gelince bindim fakat yolda kaza yapıp okula varamamayı diledim her zaman ki gibi vee olmadı bir şeyi 40 kere söyleyince oluyodu hani ben 4 yıldır her okul sabahı söylüyorum fakat olmuyor.
Okula geldiğimde hiç kafamı kaldırmadan banklardan birine oturdum ve Öykü'nün gelmesini bekledim.
Kafama bir darbe alınca hic kaldırmadım bizim dönemden veya üst dönemlerden bi çocuk top atmıştır diye düşündüm.İkinci kez darbe yiyince bunum Öykü olduğunu anlayıp kafamı kaldırdım.Gelip yanıma oturdu.
"Bugün nasılsın?"
"Bi fark var gibi mi gözüküyor?"
"Pekala...Imm..bileklerine bakabilir miyim?"
3 yıldır her sabah aynı soruyu soruyordu fakat her sabah da sorarken çekiniyordu.
Kazağımın kollarını çekip bileklerimi gösterdim.
"Dün yapmamışsın?"dedi sevinçle
"Jilet kalmamış evde makas falan artık yeterli gelmiyo acıtmıyo canımı bu yüzden eve gidince direk uyudum."
"Üstünden 4 yıl geçti olayların"
"Sadece olan o kaza mı zannediyosun hala Öykü herkesin bana iğrenirce bakmasından sıkıldım anlıyor musun?
Sebebini bilmeden öyle bakmaları çok canımı yakıyor.Hergün neden ölmek istediğimi bilmeden öyle bakmaları nasıl hissettiriyor biliyor musun?"
Konuşmamı bitirdiğimde elimde bi ıslaklık hissettim.Hayır ben ağlamıyordum.Öykü ağlıyordu.Yanından hiçbir şey demeden kalkıp gittim.O benim abimden sonra en yakınlarımdan beni anlamasını tabiki beklemiyorum kimse anlayamaz ama en azından empati kurmasını istiyorum.Kimsenin benim yaşadığım şeyler kaldırmayacağını o da çok iyi biliyor çünkü.
Arkadaslar bu benim ilk hikayem devam etmemde yardımcı olursanız çook mutlu olurum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Şey Değişti
ChickLit1 yıl içinde hayatınız mahvolabilir mi? Benim oldu. 4 yıldır ölmeyi diliyorum.