konuşurken nokta koymayacağım, zira deliler ve mesihler virgüllerle konuşurlar
bin yıl önce iki açık denizi birleştirmek istedim bana deli dediler,
denizler büyümeli, denizler birleşmeli çenede birleşen gözyaşları gibi dedim,
bir yaşamak daha var sizin bilmediğiniz diye ekledim,
bütün insanların kalplerini harekete geçirecek, bütün olguları yenecek bir yaşamak,
antik yunan'a özgü mutluluğun ateşini kalplerinize sokacak bir yaşamak,
külünü al ve git, ateşini vadimize getirme. kundakçılık suçundan korkmuyor musun deli dediler,
ben bir deli değil mesihim dedim,
hayır, sen prometheus'un diyerek ağzıma pranga geçirdiler,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki dedim parmaklarımla,
o erdemden bahsedemez,
benim erdemim ne ki zaten,
o henüz beni çıldırtmadı, iyilik ve kötülüklerimden çok bıktım,
bunların hepsi yoksunluk, kirlilik ve acınacak bir rahat düşkünlüğüdür,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki,
o adalet hakkında bir-iki kelam bile edemez,
benim adaletim ne ki zaten,
alev ve kömür olduğumu görmüyorum, oysaki adil olan alev ve kömür olur,
benim ağzım ne işe yarıyordu ki,
o akıllıca laflar edemez,
benim aklım ne ki zaten,
o bilgiye karşı bir arslanın yiyeceğine duyduğu şiddetli şevheti duyuyor mu,
o fakirlik, kirlilik, acınacak bir rahat düşkünlüğüdür,
bir başka yaşamak daha var, denizleri birleştirip aşıp ulaşabileceğimiz bir yaşamak,
ben bir mesihim, deli değil,
bir başka yaşamak daha var, vadinizde mutluluk yeşertecek,
bir başka yaşamak daha var, karanlığım korkup yalçın dağların zirvelerine kaçmasını sağlayacak,
ben mesih olarak o yaşama size götürmeye geldim,
hadi açık denizleri birleştirelim dedim,
parmaklarımı kırdılar.