4.bölüm♡"Babam"?

62 5 1
                                    


(Kuzey Emir'den...)
Semih bozuntusuyla kavga edip evden ayrıldığımdan beri annem beni arıyordu.Sürekli neden evden ayrıldığımı sorup eve geri gelmemi söylüyordu.Ama bu sefer gitmeyecektim. İsterse annem benimle gelebilir. Ama ben o eve birdaha girmem.
O adamdan nefret ediyorum. Önce elimden babamı sonrada annemi aldı. Kanıtım yok belki ama Babamı Semih şerefsizinin öldürdüğüne yemin edebilirim. Ama bu konulara girmicem.Girersem çıkamam çünkü
Evden ayrıldığım için kendime yeni bir ev bulmam lazımdı. Annem ne kadar bırak ben bulurum desede buna izin vermedim. Artık kendi okuduğum meslekte çalışıp, kendi paramı kazanıp, kendi hayatıma bakmak istiyordum.
  Şuan ise Atakan Asalağının evinde kendi kanepemmiş gibi koltuğun üstünde  yayılıyordum . Elimdeki Atakan'ın telefonundan ise kiralık evlere bakıyordum. Malum telefonum o gün merdivenden düşmüştü. ve daha açmamıştım. Annem ile Atakan'nın telefonundan konuşmuştum.
Biran kafamı telefondan alıp televizyona çevirdiğimde oturma odasına giren Atakan'ı farkettim. Atakancığımın elindeki küçük yeşil kapta en sevdiğim şey duruyordu;Patlamış mısır.
  Atakan' a asalak demiştim demi? Özür diliyorum. O tam bir adamın dibi. Kendi elleriyle bana mısır patlatmış kankam. Atakan yüzü somurtuk halde yaklaştığında hızla doğrulup elindeki patlamış mısır dolu kaseye uzandım.
"Saol kardeşim. Nasıl da biliyosun patlamış mısır sevdiğimi?" diye sırıtarak kaseye dokunduğum da Atakan kaseyi hızla elimden uzaklaştırıp kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.
"Hop...Hop...Hop yavaş. Önce koltuğumu sonrada mısırı mı alcaksın elimden?Hem ben bunu kendime patlattım bro*"Sırıttığım yüzü hemen somurttum. 
"Serefsiz,bende bana yaptın sandım." Yüzüme 'çok beklersin' bakışı atıp kanepeye yanıma oturdu. Ama Atakan herzamankinden daha somurkandı bugün.Normalde beni çileden çıkartıcak bir neşesi olurdu herzaman.
"Ne bu halin be kardeşim?" Normalde Atakan'ı halini hatrını sormazdım ama yanımda bu kadar ruhsuz durması beni de ruhsuz yapıyordu.
"Sorma abi ya." dediğinde gerçekten bir sorunu olduğunu anladım. Ne olduğunu merak ediyordum ama gözlerim mısırlara gidip birdaha gelmiyordu. Belki izin verir umuduyla kucağındaki kaseye tekrar uzandım. Televizyona bakan Atakan bu sefer mısırdan almama izin verdi. Yok yok, bu çocuğa bir şeyler olmuştu. Yemeğini kimseyle paylaşmazdı ki o.
"Sordum bile." Birden kaseyi benim kucağıma verip bakışlarını televizyondan yere çevirdi. gerçekten üzgün bakıyordu. Ağzını sürekli açıp tekrar kapatıyordu. Sonunda cesaret edip konuşmaya basladı. Ben ise onu neyin bu kadar üzdüğünü çok merak ediyordum.
" Amcam..." yutkunduktan sonra yüzüme bakıp devam etti.
"ölmüş." bunu söylerken çok kısık sesle söylemişti. ve ben 'ne?' diye ona sormadan kendimi alamamıştım. Şimdi Atakan'ı anlıyordum. Atakan'nın amcasını tanırdım. Onun babası onları  Atakan çok küçükken terketmiş.Ondan sonrada ablasına annesine ve ona amcası sahip çıkmış. Oyüzden ona bu kadar çok  seviyordu. Onu babası yerine koyuyordu.Neden öldüğünü? Nasıl öldüğünü anlayamıyordum. Ama gerçekten çok üzülmüştüm.
Onu desteklercesine kolunu sıvazladım.
"Başın sağolsun kardeşim. Ben... Ben bunu bilmiyordum. Çok üzgünüm."
" Nerden bileceksin zaten Emir? Ben bile bugün  öğrendim,ki öğrenince dünyam başıma çöktü zaten. Ben hala inananamıyorum öldüğüne..Sanki bana şaka yapıyor şuan. 'Bak Çömez Atakanım  sana şaka yaptım' diyerek telefonumu aramasını bekliyorum. Ya  cenazesine bile gidemedim ona yanıyorum. Ben onu cok özlicem be Emir... "  Yanağından bir damla gözyaşı aktı, ve evet erkekler de  ağlardı.Dayanamayıp sarıldım ona bir abi edasıyla .birkaç saniye öylece durduk. Sonra Atakan hızlıca çekilip akan göz yaşlarını hızla sildi. Biraz onu güldürmem lazımdı.
"Oğlum , Atakan bune böyle bebek gibi... Lakabın Çömez Atakan'dan, sümüklü Atakan'a döndürücem hee!" diyerek kafasına geçirdim birtane. suratıma  masumca gülümsedi. Konuşmayınca devam ettim.
"Biliyosun amcam çok iyi bir insandı. Bende tanırdım onu ve çokça severdim. Ama ölümün önüne geçilmiyor. Ve de merak etme cenazesine gidemesende en yakın zamanda beraber onu ziyaret ederiz olur mu?" kafasını sallayarak onayladı beni.Atakan la ne kadar aynı yaşta olsak bile bazen ben ona, o da bazen bana abilik taslardı. Galiba benim şu dünyadaki tek anlaşabileceğim, güvenebileceğim tek arkadaşımdı.

"Eee sende neler var, neler yok?" diyerek konuyu değiştirdi.
"Napim işte biliyosun. O şerefsiz Semih'e artık dayanamadığımdan ev arıyorum. İnternetten evlere filan baktımda... hep büyük büyük evler var. Bir aradığımı bulamadım."
" Abi bende kal işte neden başka biryere taşınıyorsun ki?"
"Olsun atakan kendi evim, kendi işim, daha doğrusu en baştan başlamak istiyorum. Hem sen tekte yaşamıyorsun bu evde zaten. "
"Olsun sana bu kapı hep açık tamam mı?Bunu bil!" Atakan'nın beni düşünmesi beni sevindirmişti. Ama o da biliyodu ki ben bu evde kalamazdım annesi ablası filan. Kendimi yükten başka birşey hissetmezdim.
"Yinede düşündüğün için sağol."
Atakan cümleme karşı omuzlarını silkti.
"Cidden elinde ki bütün kredi kartları, parayı ona geri mi verdin?"
" evet, ne yapıcaktım ki onun parasını?Dediğim gibi Artık kendi ayaklarım üstünde durmak istiyorum. Bir arabam kaldı işte... O da zaten babamdan miras."
"En iyisini yapmışsın.  Belki ben cesaret edemezdim senin gibi  o zenginliği bırakıp tekrardan başlamaya..." aklına birşey gelmiş gibi sözünü kesip elimdeki telefonuna baktı. Ve hemen modunu değiştirip numaradan sinirlendi bana."Bu arada artık telefonumu alayim. Sahiplendin iki saatte hödüğün oğlu." Lafı nasılda değiştirme ustasıydı benim kankam değil mi?

" Al be. Bende şimdi açacaktım telefonumu zaten. Seninkine kalmadık"diyerek çok değerli telefonunu kucağına  attım. Az daha tutamayıp yere düşürecekti mal.Tutamasaydı ağzıma iyi bir ederdi ama neyse...

"Yavaş lan namussuz!Ne atıyon öyle karpuzumu bu?
kafamı sallayarak dalga geçercesine sırıttım. telefonuna gömüldügünde onu sinir etmek için   patlamış mısırlardan birtane alıp Atakan'nın kafasına isabet ettirmeye çalışıyordum.Bu çok  eğlenceliydi. Tavsiye ederim.Her  kafasına attığım mısırda;
"Emir, atma!" birtane daha.
"Emir, atma dedim!"gülerek birdaha attım.
"Si*ik atma diyom duymuyon mu?" bu sefer yüzüme bakıp  bağırınca atmayı kestim.İlk defa Atakan' dan kormuştum.Bakın ilk defa.Evet, bugün de Atakan'ı sinirlendirme görevinide tamamlamıştım. He he he...

Bir yandan mısırları mideme indirirken bir yandanda kapalı olan telefonumu cebimden çıkarttım. Gittiğim bir tamircide yarım saate yapmıştı telefonu ve bir sebepten dolayı pin kodunu değiştirdiğini söylemişti. Hemen telefonu açınca tamircinin verdiği pin kodu girdim.
Telefonu açtığımda on bir yıldan beri ilk defa cevapsız aramalarda "Babam" yazıyordu. Ama benim babam on bir yıl önce o adi tarafından öldürülmüştü? Hadi onuda geçtim ben zaten rehberimde 'Babam' diye kimseyi kaydedememiştim? Bu işte bir terslik vardı ama...
Hemen Rehbere girdim ve;
-Ahmet AbiM...
-Ali...
-Annelerin Annesi♡..
...
Bir dakika ben bunlarıda tanımıyorum. Birincisi Ahmet abi ve Ali  kimdi? İkincisi
ben annemi hiç bir zaman böyle kaydetmemiştim. Rehberin diğer kısmına baktığımda diğerlerinide tanımadığım fark ettim. Hızla rehberden çıkıp Galeriye girdim.
Galeride ise benim resimlerimden başka herşey vardı. Ama dikkatimi bir kız çekmişti bu kişi;
   Kübra' ydı. Bir dakika  bu telefon onunmuydu? Ne oluyo lan?
"Oha Lan!" diyerek Atakan'ı tekmikleyip hızla ayağa kalktım. oda da şaşkınlıkla dönerek yürümeye başladım.Atakan yüzüme ne olduğunu sorarcasına bakıyordu, ama ben hala kendi kendime gülerek söyleniyodum.
"Şansa bak lan!Ahaha...
" Mal mısın oğlum? Ne gülüyon deli gibi? Başımı döndürdün lan!"
"Ay Parçası."
"Ne? Kim?" Tam Atakan'a açıklayacaktım ki elimdeki Kübra' nın telefonu çalmaya başladı.Annesi arıyordu,ve ben nedensizce telaş yapmıştım. Acaba açsamıydım? Ama açsam bile ne dicektim ki ? Kusura bakmayın kızınızla telefonum karışmış mı? Bir anlık boşluğumla telefonu açtım.Kübranın annesi hemen "kızım Kübra?" demişti.
    Ben ne yaptım lan? Neden açmıştım ki telefonu? Hay elimi...s*keyim. Yapamıyacağımı biliyorum ama s*keyim işte.
Telaşla  hemen kırmızı tuşa bastım. Annesinin lafı yarıda kesilmişti.

Ben Ay Parçası'nı bir daha nerede görürüm diye düşünürken şuan telefonu elimdeydi ve büyük ihtimalle benim telefonumda ondaydı.
Merdivenlerden düştüğümüz gün  beni tanımamıştı. Ama ben onu çok iyi hatırlıyor ve tanıyordum.
  Telefonları birbirimize vermek için büyük ihtimalle bir daha yan yana gelicektik. O zaman onu tekrar görebilecektim. Ama şu an onu bekliyordum. O ne zaman telefonunu aramaya başladığında karşısına birden çıkıcaktım. Beni hatırladığında ise yüzündeki o ifadeyi görmeyi o kadar çok istiyordumki...
Ama bunlar için tek yol beklemekti...

🌙Ay Parçası🌙Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin