20/12/2010
Perşembe/ G.Kore /Seul"Yoora " Annemin beni çağırmasıyla aynada kendime bakmayı kesip yatağımın üstünden çantamı ve telefonumu alıp merdivenlere doğru koşturdum annem geç kalınmasından hiç haz etmezdi "geldim Anne " Annemi kapıda yakalamıştım "Anne bende seninle gelsem olmaz mı " Annem bana dönüp üstümde gözleriyle bir tur atıp "Bay Han seni okula bırakır Yoora seninle vakit kaybedemem şimdi toplantım var"itiraz edemeden kapıyı çekip gitti 'Zaten hep böyle değil miydi' kendime sorduğum soruyla yüzümü asmadan edememiştim Dadım Ellis
bile benimle daha çok vakit geçirmişti doğdumdan bu yana yanımda sadece Dadım vardı " Yoora tatlım hadi kahvaltını yapmalısın "
Kahvaltı masasında yalnız oturmak hatta hep yalnız olmak insanı neden bu kadar etkiler ki "Madam size bir soru sorabilir miyim" Dadım kırışmış yüzüyle Gülünce yüzü daha da kırışmıştı çok tatlı bir kadındı "elbette Yoora sorabilirsin" seslice yutkundum kendimi belli etmemeliydim "İnsan niçin sevilmeye ihtiyaç duyar "
Madam bir gülümseme daha sundu bana "Yalnızlık insanın en kötü düşmanıdır Yoora insanların en büyük silahı sevgidir " Cidden çok açıklayıcı olmuştu "Ben bugün okula gitmek istemiyorum ". Madam hemen kaşlarını çatı " Annenin öfkesini görmek istemezsin şimdi hemen okula " Tabi okulda bana nasıl davrandıklarını bilmiyordu masadan kalktım ve gülümseyerek kapıdan çıktım evet bugün ne yapacaklardı acaba#
Sınıfımda sessiz ve görünmez olmak istediğim için en arka sıraya oturmuştum bu okulun sahibinin kızıydım ama gördüğüm muamele kendimi bir fare gibi hissetmeme sebebiyet veriyordu
Üçüncü saate girmiştim ve hala ses seda yoktu bu oldukça garip hissettiriyordu sanki fırtınadan önce ki sessizlik gibiydi
Dersimiz matematikti ve ben hiç sevmezdim derse girmekten vazgeçmek üzereydim ama sınıfa giren yediliyle birlikte yerime sinmek istedim onun radarına yakalanmak istemezdiniz inanın bana "Ah bakın burada ne varmış bir sıçan " arkasından gelen yılışık Yeri ile sinirlerim gerim gerim geriyordu ne vardı azıcık cesur ve birazda güçlü olsaydım şunun haddini öyle bir bildirirdim ki ah işteCevap vermemeyi. seçtim başıma bela almak istemiyordum "Eun Ha sıçan için hazırladığımız hediyeyi taktim edelim dimi "
Yüzüme sırıtarak bakıyordu Birden onun koluna girdi benimle aynı yaşta olmasına rağmen bir Sürtük gibi davranıyordu sonuçta biz '13 ' yaşındaydıkBeni düşüncelerimden arındıran yüzüme atılan ıslak pis bir havluydu "Ne yapıyorsunuz " diye ayağa kalktım ama keşke kalkmasaydım "Ne mi sıçan sana ait olduğun yerden bir havlu aldım ve sana hediye ettim beğenmedin mi yoksa" demesiyle bütün sınıf kahkahalarla bana gülüyorlardı sonra Yeri bir anda ciddileşti ve bana tokat atmasıyla dizlerimin üstüne düştüm onun ayaklarının önünde diz çökmüştüm ağlamak istiyordum bıkmıştım artık yalnızlıktan ben sadece 'sevilmek ' istiyordum
Hızlıca yerden kalktım dizlerim kanıyordu ama umrumda bile değildi kalbimin acısından onu hissedemiyordum ki ama o an bir şey oldu bir güç kıvılcımı düştü yüreğine ve gözlerine dik dik baktım yerdeki pis havluyu alıp Yeri'nin üstüne attım "Yeter artık siz neden böylesiniz ben size ne yaptım ha niye böyle davranıyorsunuz sizler birer barbarsınız " dedim ve oradan ayrılmak istedim ama istediğim gibi olmadı
Yeri yüzünde ki havluyu yere attı "Micha Eun Ha tutun şunu "
Kollarımdan tutup beni duvara yapıştırdılar sırtımda duvarın pürüzlü soğuk yapısını canımı acıtmasıyla daha derinden hissettim yüreğimde ki soğukluk beni yenerken Yeri öne doğru atıldı "Sana haddini bildirmenin zamanı geldi sıçan sen kim olduğunu unutmuşsun hatırlatalım o zaman dimi " dedi ve hayatımın en utanç duyduğum o anı yaşadım iki eliyle gömleğini kavradı ve yırttı karşılarında yeni çıkmış göğüslerim ile içime giydiğim yarım atletle sırıtıyordum adeta, yerdeki havluyu aldı ve defalarca vücuduma vurdu sınıfa bir kaç kız gelip elindeki yemek haneden aldıkları keçap ve mayonezi başımdan aşağı döktüler bu sefer işte dedim yeter böyle yaşayamam gözlerimden yaşlar birbirini kovalıyormuşcasına arda düşerken gözlerinde insanlık aradım ama yoktu o an onunla gözlerimiz kesişti onu unutmayacaktım her şeyi o başlatmıştı
Sınıfa hocanın gelmesiyle beni bıraktılar ve olan gücümle sınıftan çıktım ve lavaboya girdim aynada gördüğüm onların dediği gibi bir "sıçan ,sen bir sıçansın " dedim kendime defalarca ağladım o tuvalette son kez kendime veda ettim o anda
Dolaptan aldığım ilk yardım çantasıyla aynaya bir kaç kez vurdum elimle kıramazdım bunu biliyordum kırılan cam parçalarından bir tanesi aldım ve kırılan aynada son kez kendime bakıp Gülümsemek istedim ama olmadı gidip tuvaletin kapısını kilitledim
Camın keskin kısmını bileğime dayadım kırılan aynada kendime baktım "kurtuluyorsun mutlu olmalısın sıçan ,Yooraydım ben Yoora " ağlamaya başladım bu çok zordu içim titremeye başladı kararlıydım ruhumu özgür bırakacaktım özgür olacaktım ve yüreğimde oluşan çaresiz cesaretle bileşimi derin bir şekilde kestim canım o kadar yanmıştı ki dudaklarımdan acı bir çığlık koptu sonra kestiğim elime camı alıp diğer bileğimi de kestim aynı acı nefesini keserken her yer kan olmuştu yavaş yavaş ölüyordum vücudum tir tir titriyordu şuan anladım ki korkuyorum hem de çok elime bulaşan kanla sağlam olan diğer aynaya bilincim kapanmadan "Oyun bitti PERDE KAPANDI " yazdım onlar başlatmış olabilirdi ama bitiren ben olmuştum
Gözümün kararmasıyla bir anda güçsüzleşmiş ve yere yığılmıştım ama hala bilincim açıktı kapıda yarı net sesler duyuyordum "bir ses duydum .....çığlık.........kapı kilit......hocam...."
Artık hiçbir ses yoktu huzurluydum RUHUM ÖZGÜRDÜ.......
Uzun süredir yazamıyordum umarım beğenirsiz 😊
Yorumlarınız benim için çok değerli yorum atmayı unutmayın 🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE AND DANCE
FanfictionSevgi Nedir? Yada Sevilmek nasıl hissettirir ? Bunlar cevabını bilmediğim sorular ,insanlar ne kadar gariptir benim sahip olduğum aileye sahip olmak için herşeylerini verebileceklerini kolayca söyleyebiliyorlar ama ben sadece biraz sevilmek için öl...