Sene 1963... Küçük bir kız çocuğu dünyaya geldi Ayliz bebek... O farklıydı diğer bebeklere göre onun bir izi vardı. İzinin bilinmesi onun yaşamının sonunu getirirdi. Ayliz bebek çok iyi bir hastanede dünyaya gelmişti gözlerini dünyaya açar açmaz artık korunması ve kollanması gerekiyordu hem savunmasız hem de küçüktü. Aylizin kolunda bir iz vardı ve her geçen saniye kolunda bulunan izin rakamları değişiyor gittikçe hızlanıyordu. İzin ne olduğuna anlam veremiyorlardı ancak onu Ayliz bilebilirdi bir de dedesi Muhsin bey...
Muhsin bey çok bilgili biriydi her yaştan ve her gruptan anlayabilen ve sorunlarına çözüm bulabilen bir insandı yapısı gereği konuşmayı çok seviyor aynı zamanda da psikoloji ile de ilgileniyordu. Torununun kolunda her geçen saniye yükselen sayılar vardı ve bunun neyden kaynaklandığını bulmak zorundaydı çünkü torunu Ayliz bebeğin hayatı tehlikeye girebildi her şeye hazırlıklı olmak zorundaydı. Ayliz bebek İzmir de dünyaya gelmişti başka aynı durumda olan çocuklar var mıydı? Bunu çok merak ediyorlardı. Değişik ve kolay olmayan bir durumdu aile endişeliydi Ayliz bebeğin babası Hasan bey toplantıdan çıkmıştı iki gecedir uyumadan bu toplantıya hazırlanıyordu. Toplantısı güzel geçmişti ama henüz bebeği görememişti çünkü toplantısı için şehir dışına çıkması gerekmişti. Toplantıya gelen konuklarını uğurladıktan sonra yorgun düşmüş bedenini hemen iki adım uzaklığında olan kanepesine bırakmıştı. Yorgun bedeni karşı konulamayacak şekilde ağrıyordu buda yetmezmiş gibi kalbinin üzerinde ağırlık hissediyordu. Yavaşça uzandığı yerden doğruldu telefonunu alıp kravatını çıkarttı nefes alamıyor gibi hissediyordu. Fakat bir terslik vardı yüzünün aldığı halden belliydi. Eşi Efsun hanımdan bir mesaj vardı hızlıca bildirim panelinden üzerine tıklayıp mesajı okumaya başladı. Mesajda Ayliz bebeğin dünyaya geldiği fakat bir terslik olduğu kolundaki sayaca benzeyen şeyin sürekli yükseldiğini yazmıştı çok korkuyordu. Hasan bey şaşkın bir halde ellerini masaya dayayarak yavaşça ayağa kalktı çok şaşkındı. Kızının kolunda bulunan şey neydi? İlk uçakla İzmir'e gitti kızını kucağına alır almaz koluna baktı. Bileğinin az üstünde resmen sayaç vardı ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Muhsin bey de anlam verememişti neydi bu?
Aylizin koluna o sayacı yerleştiren kişi tabi ki Dr. Tanem Karasu olmalıydı bu çok basitti kendisinin kolunda da bir iz bulunuyordu tabi ya çok basitti ona o sayacı yerleştiren doktor Tanem!