я

5 0 0
                                    

Bembeyaz bedeni önümde dikeliyordu. Gözlerime baktığında, bana karşı hissettiği nefreti iliklerime kadar hissettim. İsmini, yaşını veya nerde yaşadığını bilmediğim bu çocuk tekrardan karşıma çıkmıştı.

Her cumartesi günü evimin yakınındaki pastanede bir şekilde karşılaşıyorduk ve karşımdaki sebebini bilmediğim bir sebepten dolayı beni rahatsız hissettiriyordu. Bana neden nefretle baktığını bilmiyordum.

"Önümden ne zaman çıkmayı düşünüyorsun?" dedi. Dalgınca ağzımdan bir "hah?" yükseldi. Sinirle soludu ve omzuma çarpıp pastanenin kapısından çıktı. Kapının kapanmasıyla içimdeki garip his de uzaklaştı. Bunun benimle derdi neydi bilmiyordum ama bu farklı adama -yahut çocuğa?- karşı garip bir pasifliğin içerisindeydim. Sanki etrafımdayken bedenimi kendim yönetemiyormuş gibi.

Kendime gelip buna bir son vermem gerektiğini hissettim. İncirli kurabiye almak için geldiğim pastaneden fermuarımı çekip çıktım. Şubat ayının soğuğu yüzüme çarpınca kısa bir süre nefesim kesilse de kararlıydım. Benimle derdini medeni bir şekilde çözmeliydi. Omzuma çarparak değil.

Beşiktaş'ın kaldırımlarına adımımı attım ve gözlerimle nereye gittiğini taradım. Solumda beyaza yakın saçlı bir babayiğidin -boyumun 182 olduğunu varsayarsak bu çocuk en az 195'di- yürüdüğünü görünce hızlı adımlarla ona doğru ilerledim ve arkasından seslendim:

-Kardeşim bir bakar mısın!

Arkasını dönmeden durakladı birkaç saniye sonra arkasını döndü. Ellerini kahverengi ceketinin cebine soktu ve bana doğru hafiften adımladı:

-Bana mı dedin?

Soğuktan hissedemediğim burnumu çektim ve ben de ona doğru aramızda bir-iki adım kalacak kadar yakınlaştım. Etrafıma bir göz atıp eğer beni dövmeye kalkarsa nasıl kaçabileceğimi bu işlek caddede hesapladıktan sonra ben de ellerimi cebime soktum:

- Evet, benimle bir derdin mi var merak ediyorum.

Gülmekten uzak bir sırıtışla yere eğdi başını ve sonrasında kafasını kaldırıp kahve gözlerini gözlerime dikti. Birden şu ana kadar bir erkeğe hissetmediğim şeyleri hissettim. Mesela soluklu bir şekilde biz yatağımdayken de bana böyle bakmasını istemek gibi.

Sanki her şey duraklamış gibiydi etrafımda kimse kalmamış gibi. Hep kadınlara şiir yazan ve Türk dili ve edebiyatı bölümünü bu sayede seçmiş olan ben şu an akılalmaz bir arzu ile daha fazlasını karşımdaki çocuğa yazabilecekmiş gibi hissediyordum. Yönelimlerimi ve geçmişimi gözümden geçirdiğim o sırada düşüncelerimi böldü:

- Benim bir derdim yok ama senin var zannediyorum?

Hissettiğim telaşla garip bir heyecana kapılıp aniden ona yaklaştım. Gözleri anlamazca beni süzerken saniyelik dilimde ona kafa attım. Hassiktir, gerçekten kafa attım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 25, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 draps et papiers / boyxboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin