Duoluo Dalu (Çeviri)

Bölüm-10

Tang San yaşlı Jack'i görürken, kalbi de birçok kez düşmüştü. Sonuçta, Su Yuntao'nun ruh halkaları sözleri, Gizemli Cennet beceri atılım problemine bir miktar etki edebilir. Ancak bunun davranışını çok fazla etkilemesine izin vermedi, hala bir şansı olduğuna inanıyordu.

Telaşsızca smithy'e geri döndü. Tang Hao alışılmadık şekilde uyumaya devam etmek için iç odaya dönmemişti ve daha ziyade gözleri kapalı ve istirahatli bir sandalyede oturuyordu.

"Baba, bir dakika uyumak için iç odaya dönebilirsin, öğlen yemeği hazırlayacağım."

Tang Hao, gözleri hala kapalı, kayıtsızca dedi ki,

"Ayrıca çok hayal kırıklığına uğramış hissediyor musunuz? Bir ruh ustası olmak mı istiyorsunuz?"

Tang San bir şekilde şaşırmıştı,

"Önemli değil baba. Demirci olmak da iyi, bizi de destekleyebilir. Bana çiftlik aletlerini nasıl takacağımı öğreteceğime söz verdin, değil mi?"

Tang Hao yavaşça gözlerini açtı. Gözlerinin merkezinde, Tang San tedirgin bir ruh hali gördü. Bilinçsiz olarak, Tang Hao'nun sağ yumruğu zaten sıkı tutuldu ve zaten gri ve yaşlı görünen yüzü bir buz soğuk hava izi gösterdi,

"Ruh ustası? Ruh ustası olmak ne işe yarar? Sadece bir atık ruhtan bahsetmemek bile, en şiddetli ruhtan veya en güçlü ruhtan bile ne işe yarar? Hala sadece hiçbir şey için iyi, hepsi bu. "

Tang Hao'nun ruh hali çok tedirgindi, tüm vücudu titriyordu.Tang San babasının gözlerinde ışıltılı bir şey gördü.

Koşarak Tang San, Tang Hao'nun yumruğunu kavradı,

“Baba, kızma, ruh ustası olmak istemiyorum. Sana her zaman eşlik edeceğim ve sana yiyecek yapacağım. ”

Derin bir nefes alarak Tang Hao'nun ajitasyonu geldiğinde hemen ayrıldı ve sakince şöyle dedi:

“Ruhunu ortaya çıkar ve bir bakayım.”

"Tamam."

Tang San başını sallayarak sağ elini kaldırdı. Vücudunun içinde Gizemli Cennet becerisi sessizce itti ve bilinci içinde Gizemli Cennet Becerisi ile tuhaf bir sıcak akım hissetti. Elinin avucunda görünen soluk mavi parlaklık, bir anda, mavi hassas küçük bir çim zaten ortaya çıktı.

Tang San'ın elindeki mavi gümüş çimlere şaşkınlıkla bakan Tang Hao, yavaş yavaş iyileşene kadar uzun bir süre devamsızlık büyüsünde kaldı. Parlak gözler ve sert yutma, düşük sesle mırıldandı:

“Mavi gümüş çimen; Gerçekten mavi gümüş otu. Ve onunki gibi. ”

Aniden, Tang Hao şiddetle ayağa kalktı ve iç odaya doğru yürüdü, ani hareket neredeyse elindeki kendi kendine çözülen mavi gümüş çim ruhu Tang San'ın önüne düşmesine neden oldu.

"Baba."

Tang Hao sabırsızlıkla elini salladı,

Beni rahatsız etme.

Konuşurken, zaten iç oda kapı perdesinden içeri girdi.

“Ama yine de başka bir ruhum var.”

Tang San, bugünkü ruhunun uyanmasından sonra davasının olağandışı olduğunu hâlâ biliyordu. Bu soruyu Su Yuntao ya da yaşlı Jack'e sormamıştı; sonuçta, her ikisi de sadece yabancıydı, başka bir şey değil.

......

[Tang Tarikatı Gizemli Cennet Hazinesi Genel ilkeleri kaydedin, ilk nokta: Asla güvenemediğiniz bir kişinin gerçekten ne kadar güce sahip olduğunuzu bilmesine izin vermeyin.]

......

Tang San, Gizemli Cennet Hazine Kayıtlarını yürekten çoktan öğrenmişti ve genel ilkelere bağlı kalmada daha da ısrarcıydı.

Kapı perdesi şiddetle bir kenara itildi ve Tang Hao tekrar dış odaya çıktı, yüzü zaten şok edici bir ifadeyle doluydu. İki gözü kırmızıydı, sanki bir an önce ağlıyormuş gibi.

Tang San ağzını açmadı, bir an önce sağ elini kaldırmıştı ve yavaşça sol elini kaldırdı. Bu kez, mavi bir ışık yerine, elindeki tuhaf bir şey ortaya çıktığında, parlak bir flaş yoğunlaşarak avucunun merkezinden hafif siyah bir ışık patladı.

Bu tamamen zifiri siyah bir çekiçti. Çekiç sapı, silindirik bir çekiç kafalı yaklaşık yarım chi uzunluğundaydı. Dövme çekiçinin daha küçük bir versiyonuna benziyor gibi görünebilir, ancak çekiçin zift siyah yüzeyinin kendine özgü bir ışığı vardı ve silindirik çekiç kafasında dekoratif bir desenin hafif bir çemberini sarıyordu.

Nedense, çekiç Tang San'ın elinin ortasında göründüğü gibi, odadaki tüm hava biraz ağır görünüyordu ve Tang San, sanki o küçük çekiç ağırlığını kaldıramayacakmış gibi, kolunu yavaşça tutabilirdi sarkık. Yüz ifadesi zaten biraz solgunlaştı.

Gizemli Cennet Becerinin tükenmesini gerektirmeyen mavi gümüş çimlerinden farklı olarak, bu siyah küçük çekiç ortaya çıktığında, Tang San'ın kendi iç gücünü emdi. Ayrıca, çekiç kulpundaki tutuşunu sıkı tutmaya gayret gösterebildi. Çekicinin çok küçük olduğu görünse de, aslında ağırlığı dövme çekiçinin ağırlığını aştı.

“Bu, bu ……”

Tang Hao, Tang San'ın önünde bir adımdan daha az bir adımdı ve yüzünün önüne getirmek için çekiçten ellerini tuttu. Tang Hao'nun elleri büyük bir güce sahipti, en azından Tang San artık kolunun bu kadar büyük bir yük taşıdığını hissetmiyordu.

Tıpkı Tang Hao'nun elini tuttuğu gibi, damarlarından akan sıcak kan gibi bir his Tang San'ın kalbinin bir kısmını rahat ettirdi,

“Baba, sorun ne?”

O küçük çekiçe bakıldığında, ortadan kaybolan heyecanlı parlaklık Tang Hao'nun gözünde bir kez daha ortaya çıktı,

“İkiz ruhlar. Aslında ikiz ruhlar. Oğlum, oğlum. ”

Aniden Tang Hao güçlü kollarını açtı ve Tang San'ı göğsüne sıkıca sarıldı.

Tang Hao'nun göğsü çok genişti. Belki de demirci olarak uzun süren çalışması nedeniyle, yüzeyde çok halsiz görünmesine rağmen, vücudundaki kaslar yıllar boyunca kesinlikle azalmamıştı ve kollarında tutulmak çok sıcaktı. Bu tür baba sevgisi yeri doldurulamaz bir güvenlik duygusu getirdi.

"Baba."

Tang San durdu, oldukça şaşkındı. Hatırlayabildiği kadarıyla, Tang Hao onu ilk kez bu şekilde kucaklamıştı.

Elindeki çekiç daha ağır ve daha ağır görünüyordu ve Tang San bu baba sevgisinin sıcaklığını çok sevmesine rağmen, demir çekicinin elinden kaymasını ve babasını parçalamasını istemiyordu.

“Baba, dayanamıyorum.”

Tang San bu sözleri söylemeye dayanamadı.

Tang Hao kollarını serbest bıraktı,

"Geri çek."

Siyah ışıkta dağılınca, ağırlık kayboldu. Tang San'ın kalbi çok garipti; bu çekiç şüphesiz Gizemli Cennet Becerisi'nin olağanüstü iç gücü ile bir melezdi, ama neden hala kaldıramadı? Onu hayrete düşüren şey, bu küçük çekiç çağrıldıktan sonra iç gücünün neredeyse tamamen tükenmesiydi.