Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım hemencik akşam olmuştu üzerimde devasa bir yorgunluk çökmüş işten eve geliyordum karşıma en fazla 5-6 yaşlarında bir kız çocuğu geldi gözlerinden akan yaşlar yağmurun altına karışmıştı ama kimin yağmurun kiminse gözyaşı olduğunu anlayabiliyordum gözleri ağlamaktan kızarmış aval aval yüzüme bakıyordu üzgünlüğünü yüzüne kadar vuran daha önce kimseyi görmemiştim en sonunda konuşmaya başlıcaktım gözlerine baktım gözlerinin içine baktığım an bir o kadarda küçük olmadığı görmüştüm gözleri genç bir kızın ölümü kadar acı veren bir bakışla doluydu belkide gözlerinde ölen kız oydu yağmurun hızı gittikçe artmıştı her yerim en ince ayrıntısına kadar ıslaktı kıza bir kez daha baktım ve bana hiç bir yerde bir daha göremeyeceğim kadar derine daldıran bir buse attı bu kez gözleride gülüyordu daha demin ağlayan kız bu sefer mutluydu şu kısa zaman içersinde ne olmuştu ama kızın gülümsemesi tohumdan çiçek çıkaracak kadar derindi en sonunda benimde yüzüm güldü elin tuttum ve eğilerek adını sordum kız cıvıl cıvıldı hiç beklemeden adım Diana diye atıldı bende karşılık verdim Bende Jerry tannıştığıma memnun oldum küçük hanım dedim.