Louis arabayı park ettikten sonra, yanında kolları bağlı somurtarak oturan Omegaya döndü. "Harry, neden sana tecavüz etmişim gibi davranıyorsun? Uyuyakalmışız işte." Omega sinirli yeşil gözlerini ona çevirip huysuz bir 'hıh' sesiyle kemerini çözdü.
Akşamki 'kardeşin gibiyim ben senin' kavgası son bulunca televizyonda denk geldikleri komedi dizisini izlemeye başlamışlardı. Harry jetlag ve uykusunu alamamış olmanın getirdiği baş ağrısıyla, huysuz ve mutsuz bir şekilde koltuğun kenarına kıvrılmıştı. Salatasından da birkaç çatal almıştı yalnızca.
Louis yemeğini bitirip ona döndüğünde, kafasını geriye atmış uyukladığını görmüştü. - Ve Alfa her şeyin üzerine yemin edebilirdi ki, bu görüntü hayatında tanıklık ettiği en güzel, en masum, en kusursuz şeydi. - Tamamen iyi niyetle Harry'nin başını omzuna yaslamıştı, boynu tutulmasın diye. Kendisi birkaç saat daha televizyon izlemiş ve telefonuyla uğraşmıştı.
Eh, uykusu gelince de mışıl mışıl uyuyan Omegasının uykusunu bölmek istememişti. Harry'i koltuğa güzelce yatırdıktan sonra koltuğun sırtındaki büyük minderleri kaldırmış ve güzeller güzeli eşinin üstünü örtüp arkasında yerini almıştı. Yani hiçbir şey yapmamıştı. Harry'nin üstünü örtüp rahatça uyumasına izin vermişti. Sadece birazcık yanına sıvışmış, biraz saçlarını koklamış ve birazcık da sabaha kadar ona sarılıp uyumuştu. Ne vardı yani?
Arabadan bir hışımla inen Omeganın peşinden indi ve nazikçe omzuna dokundu. "Bak bebeğ– kardeşim, abiler de kardeşlerine sarılıp uyuyabilir değil mi? Kötü bir şey yapmadım Harry. Trip atma artık lütfen." Louis yorgun bir sesle rica ettiğinde, Harry kaşları çatık ona dönse de omzundaki eli itmedi. "Uyandığımda popomda hissettiğim o organın bundan haberdar mı peki? Kardeşler ne zamandır birbirine dikeliyor Louis?"
Harry sinirden maviye dönmüş gözleriyle Alfaya hırlayıp markete yöneldi. Sabah Louis'ye yeterince cırlamış ve eziyet çektirmişti. Sinirini, tribini ve nazını çekebiliyor olması şaşırtıcı ve eğlenceliydi. Ayrıca cidden sinirlenmişti. Önceki gün ahlaksız herifin neredeyse başkasıyla yatacak olmasını unutmamıştı.
"Gözlerinin hem yeşil hem de parlak maviyken bu kadar güzel olmaması gerekiyor." Louis kalbinde hafif bir ağırlıkla iç geçirirken Omeganın arkasından bakakalmıştı. Birkaç saniye Harry'i izleyip derin bir nefes alıp verdi. Markete girdiğinde Harry umursamıyor gibi yapsa da göz ucuyla Louis'yi izliyordu. Louis bunu fark ederek bir an gülümsese de tekrar poker yüzünü takındı. Harry fark ettiğini bilirse onu izlemezdi, Louis de sevgili ruh eşi tarafından izleniyor olma zevkini tadamazdı.
"Pekala, ben alkol reyonuna gidiyorum. Ne istiyorsan alabilirsin Harold." Louis adım attığı anda Harry onun kot ceketinin ensesinden yakalayıp geriye çekti. Louis yaptığı hareket yüzünden sinirle ona dönünce, Harry hızla onun ceketini bırakıp hafifçe boğazını temizledi ve kot ceketi basitçe elleriyle silkeleyip Louis'nin üzerini düzeltti.
"Birincisi, abiciğim, benim adım Harry. İkincisi, beni markette tek bırakamazsın. Benimle dolaş niye ayrı geziyoruz? Ve üçüncüsü, alkol kullanma ve kullandırma taraftarı değilim." Louis kaşları havalanarak önündeki oğlanı süzdü. "Üniversiteli misin emekli amca mı?" Harry gözlerini devirdikten sonra yapmacık bir şekilde sırıttı. "Emekli amca."
O alışveriş arabasını sebzelerin satıldığı yöne sürerken Louis'ye de şımarık ruh eşinin peşine takılmak düştü. Harry, Louis'nin hiçbir tanışıklığı olmayan yeşil şeylerden sepete doldururken Alfa yalnızca alışveriş arabasına yaslanıp (kard)eşini izliyordu. Harry'nin etrafta dolanan yeşil gözleri, ne alacağını unutmamak için parmaklarıyla sayışı, poşet bağlarken dilini dudaklarının arasına alması... Harry'nin mimiklerini izlemek çok eğlenceliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Man Of My Dreams / LS
FanfictionHarry'nin üniversite için Los Angeles'a taşınması gerekiyor. Ailesi ise onu güvendikleri bir Alfa ile kalmaya ikna ediyor. Ailesinin güvenerek onu yanına gönderdiği o Alfa'nın Omega olduğundan beri her gece rüyalarında birlikte olduğu Alfa olması is...