" Aptal duygularına karşılık vermek istemiyorum !"
Bu cümle kahverenkli genç kızın sarsılmasını sağladı. Günlerdir özenle hazırladığı mektup okunmamıştı bile. Sadece buruşturulup en yakın çöp kutusuna atılmıştı. Kısa boylu genç kız göz yaşlarını tutarken kalbinde hissettiği ağrıyı bastırmaya çalıştı şuan aşk acısı çekecek hali yoktu.
Bakugou: bir daha bana böyle bir şey ile gelme.
Genç kız sadece kafasını salladı. Lisenin 2. Yılında ettiği bu itiraf için kendini uzun bir süre hazırlıyordu. Lisenin ilk gününden beri sevdiği adam onu geri çevirecekti biliyordu.
Ama...
Geri çevrilmenin bu kadar acı verici bir şey olduğunu bilmiyordu. Görüşünün bulanaklaşmasından göz yaşların gözünü doldurduğunu anlamıştı ama yine de ses çıkarmadı. Eğer çıkarırsa sesi fare gibi çıkacaktı biliyordu. Daha fazla kendine zarar veremezdi.
Görüşü net olmasa da güneş gibi sarı saçlı sevdiği adamın gittiğini anlayabiliyordu. İri ve yapılı vücudu her yerden belli olurdu ve Uraraka onun uzaklaştığını anlamıştı bile. En sonunda kalbinde biriken ağrı onu güçten düşürmüştü. Acıdan ağızından kaçırdığı bazıları yüksek bazıları ise hafif iniltiler gibi çıkan seslerden Uraraka nefes alamadığını hissetti. Çaresizce nefes almaya çalıştı ama boğazında hissettiği rahatsız edici şey yüzünden nefes alamadığını anlamıştı.
Bağırmak istedi genç kız. Ölecekmiş gibi hissederken birisinin ona yardım etmesini istedi. Ama öksürmekten kimin adını sesleneceğini düşünemiyordu bile. Sadece öksürdü, öksürmekten başka bir şey yapmadı. Ağızından çıkan öksürük seslerinden en sonunda genç kızın kulağına ayak sesleri gelmeye başladığında sevinmişti.
Sonunda birileri kendisine yardım etmeye geliyordu.
Momo: Uraraka-san sen iyi misin ?
Uraraka Bu sorulan soruya cevap vermek istiyordu ama öksürmekten cevap veremiyordu. Siyah saçlı arkadaşının destek amaçlı arkadaşının sırtına vurarken en sonunda Uraraka'nın soluk borusunu tıkayan şey ortaya çıkmıştı.
Üzerinde biraz kırmızı kan bulunan beyaz gül yaprakları.
Uraraka ağızından çıkan bu gül yapraklarına baktı, gözlerine inanamadı. Ağzını kolunun tersiyle silerken yerde duran 3 gül yaprağına baktı. Bunun ne olduğunu ya da neden olduğunu bilmiyordu. Bir insan neden gül yaprağı kusar ki.
Onun aksine arkadaşı momo bu gül yaprakların anlamını biliyordu. Ender görülen bu hastalığı arkadaşında gördüğüne çok üzülmüştü ama şimdi Uraraka'yı endişelendiremezdi.
Momo: Uraraka sen iyi misin ?
Uraraka: Momo...? Gül yaprağı kustum ! İnsan neden gül yaprağı kusar ?!!
Momo: Sakin ol Uraraka. Bana ne olduğunu anlat.
Uraraka: Bir şey olmadı ki
Momo: Bir aşk sorunu mu ?
Uraraka: Nereden anladın ?
Momo: Seni endişelendirmek istemem ama gül yaprağı kusmak ender bir hastalıktır. Adına Hanahaki Hastalığı denilir ve karşılıksız aşklarda çıkan ve kalbinde açan çiçeğin yapraklarını kusmanı sağlayan bir tür hastalıktır.
Uraraka: Hanahaki mi ? Saçmalık aptal bir hastalık işte bir kaç gün sonra sona erer işte kurtulurum.
Momo: Bu öyle bir şey değil. Tedavi olunmazsa sonucu ölüm bile olabilir. Uraraka lütfen düşün. İlaç alman lazım !
Siyah saçlı genç kızın uyarılarına rağmen Uraraka kulak asmadı. Bir aptallık etti ve aşık olmuştu. Şimdi ise böyle bir hastalıkla uğraşmayı reddediyordu.
İlaçmış, sanki alacak parası var da...
Uraraka'nın hedefi belliydi. Okulunu 1. öğrenci unvanı ile mezun olacaktı ve güzel bir üniversiteye yerleşecekti. Ailesine bir süre daha yük olacaktı ama ondan sonra onlara kendisi bakacaktı ve ilk işi onları Hawai adalarına götürmek olacaktı.
Bu hayallerini aklına geldikçe Uraraka'nın dudaklarında bir gülümseme oluştu. Hepsi olacak şeylerdi sadece içine Bakugou'yu karıştırdığı için şuan aptal bir kalp ağrısı çekiyordu.
Gerçekten şuan göğüsünün ortasında bir çiçek mi yetişiyordu ?
Kalbinin orada hayal kırıklığı ve mutsuzlukla büyüyen bir çiçek olsa da, o çiçeğin tek amacı Uraraka'yı öldürmek gibi görünüyordu. Az önce Bakugou kendisi söylemişti
"Aptal duygularına karşılık vermek istemiyorum !"
Bu 5 kelimelik çümle gercekten ağır ve sindirmesi zor kelimelerdi. Her şeyi unutmak istedi bu yüzden ilerlemeye devam etti. Ayaklarını evine doğru yönlendirmişti ki kalp ağrısı az çok azalmıştı hatta normale döndüğünü bile söyleyebilirdi. Demek ki anlık bir ağrı olduğunu düşündü. Bakugou'yu koca bir hafta sonu görmezse işler yoluna girer ve çiçek büyümeden solacaktı böylece.
Apartman dairesinin kapısını açtığında zemin kattan sarışın arkadaşı Kaminari Denki, üstünde mutfak önlüğü ve pasta hamurunu karıştırırken kapının kenarına yaşlanmış bir şekilde genç kıza selam veriyordu. Selamını güler yüzle cevaplayan Uraraka ise oyalanmadan 2. Katta çıktı ve ev arkadaşları olan Asui ve Ashido ile karşılaştı.
İkiside Uraraka'nın yüzüne merak dolu yüz ifadeleriyle bakarken Uraraka sonunda içinde tuttuğu göz yaşlarını serbest bıraktı. Ne olduğunu anlamayan ev arkadaşları buna şaşırsalar da ses çıkarmadılar ve Uraraka'nın en çok ihtiyaç duyacağı şeyi verdiler.
Sıcacık bir kucaklaşma.
Kızları her iki tarafına da alan Uraraka başta ağlamaktan konuşamadı. Sadece öylece durdular. Kaç dakikanın geçtiğini kimse bilmiyordu ama Uraraka'nın göz yaşları dinene kadar öylece kalmışlardı.
Uraraka kendini tutamasa da yine kalbinde o ağrıyı hissetmişti.
Yine aklına gelmişti sarışın oğlan.
Kalbine gül tohumları ettikten sonra bir şey demeden giden o oğlan.
Onun yüzünden şuan ağlıyordu Uraraka.
Yenii kitap ve bunu elapbbbbb isteği ile yayınlıyorum. Umarım beğenirsin.
Devamı ne zaman gelir bilmem. Shhshsjaka ilham var ama yazmaya üşeniyorum sanki. Neyse güzel okunursa yazasım gelir genelde o yüzden belki 2. Bölüm de gelir.
Bu arada ilham konusunda bana yardım edenlere de teşekkür ederim.
Ve
@okuldakisıraarkadaşım
Hsjshsjsjjsjs onun da az yardımı dokunmadı değil.
Neyse umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Rose... //Bnha-kacchako// ~Hanahaki Au~
FanfictionBen aşıktım. Ben küçükken bana küçük bir papatya veren sarışın çocuğa aşık olmuştum. O benim küçük oyun arkadaşımdı. Ailesi bazen bize getirirdi oyun oynamamız için. Kollarımda çıkan yanıklara rağmen onu neden sevdiğimi bilmiyorum ya da bu çiçek ya...