Jisung uçurumun kenarında duruyordu.
Minho'ya baktı.
Havada asılıydı.
Gözleri ışıksız,
dudakları kurumuş,
tırnakları yoktu.
"Öleceksin."
dedi Jisung gözyaşılarının ardından.
"Yapma Minho! Öleceksin!"
Minho gülümsedi.
Aşağı doğru süzüldü sonra.Jisung kan ter içinde uyandı.
Bir yandan ağlıyor diğer yandan telefonunu arıyordu.
Alır almaz Minho'yu aradı.
Saat umurunda değildi.
Alacağı tepki umurunda değildi.
Minho'nun bir sevgilisinin olması umurunda değildi.
Telefon yaklaşık dördüncü çalıştan sonra açıldı."Jisung?"
Minho'nun sesi uykulu ve boğuk geliyordu.
"Nerdesin?" Jisung'un sesi endişeli ve kısıktı.
"Evdeyim, uyuyordum ne oldu sen iyi misin? Bekle... Ağlıyor musun?"
"Hayır. Hayır hiç iyi değilim. Seni görmem lazım."
Minho ne olduğunu anlayamasa da üstelemedi.
Jisung her zaman biraz ilginçti.
Bu yönünü seviyordu.
Klişe birisi değildi."Bekliyorum seni. Ya da dur. Gelip alayım seni."
"H-hayır. Ben geleceğim. Bekle."
"Tamam."
dedi Minho.
Ardından telefonun kapanış sesini duydu.
Yavaşça nefes aldı."Hadi gel Jiji."
" Bana gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreamer. minsung
Short StoryHan Jisung eski erkek arkadaşını rüyalarında görmeye başlar. [minsung]