Last And Future

103 16 39
                                    

            

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


            

                 Oturduğum ağacın altından kalkıp küçük kar küresini elime almıştım . İçinde yer edinen sıcak mum aleviyle herkesi şaşırtan bu özelliğe sahip tek kar küresiydi bu ve ben onu annem öldüğü gün kaybetmiştim . Kaybettiğim çok şey olmasına rağmen en çok bu kar küresini kaybettiğim zamana üzülmüştüm . Diğerlerinden farklı bir özelliğe sahip olsa da sevdiğim tek hayal buydu benim , annemin verdiği kar küresini bir gün yeniden bulabilmak .


         Bir kaç saniye sonra parmaklarımın arasında yer edinen toz dumanıyla birlikte acı acı izlediğim kar küresi gitmiş  , yerini kocaman bir boşluğa bırakmıştı . Şimdi ise sadece parmaklarımın arasından süzülen toz bulutunu izliyordum .


           Sahip olduğum en büyük yetenek olmasına rağmen benim için  sadece lanet niteliğindeydi . Çünkü asla bir şeye gerçekten sahip olamayacağımı hissettiriyordu . Asla bir ailem olmayacaktı , asla bir geleceğim olmayacaktı , asla düzgün bir insan olamayacaktım ben . Tüm bu imkansızlıklarda bu kadar imkanlı yaşamama rağmen , asla hissedemeyecektim . Çünkü öğrenmiştim dün gibi hissetmenin bugün hiç bir yolu yoktu .

      " Önce ya da sonra
     Geçmişte ya da gelecekte
     Her şeyi kaybedeceğim yine
     Hatta zamanı bile "

           Sevimli sesiyle ve sözleriyle söylediği şarkıya devam eden , yaklaşık bir buçuk saattir sahil kenarında gördüğüm genci sessizce izlemeye devam ettim .  Çünkü anın büyüsünü bozmak bazen tek bir kelimede gizliydi . O hislerini bu kadar cömertçe notalara dökerken rahatsız edemezdim . Zaten bir kaç dakika sonra varlığım bile kendini kaybedecekti .

 
       Elime küçük bir taş alıp işaret parmağımın üzerinde gezdirdiğimde en ufak bir belirti olmasını istemiştim . Yaşadığıma dair en ufak bir belirti , canımın yandığında dair en ufak bir belirti , hayatta olduğuma dair en ufak bir belirti ... Ama olmamıştı . Sanki sadece bedenen buradaydım ve içimdeki acıyı bir türlü atamıyordum .


          Durduğum yerde ağlamaya başladığımda sarsılan omuzlarım narin bir el tarafından tutulunca gözlerimi açıp neler olduğunu anlamaya çalışmıştım . Benimle beraber ağlayan gence yüzümü döndüğümde , gözlerime öyle bir bakmıştı ki , sevildiğimi hissetmiştim nedensizce .

 
           Elimi kaldırıp yavaşça göz yaşlarını silmeye çalıştığımda yapamadığımı görmemle biraz daha öfkelenmiştim kendime . Nefretim bir türlü dinmiyordu . Sonu bir türlü gelmiyordu ve ben çok uzun süredir gülüşlerini , neşesini hayal ettiğim gence dokunamıyordum bile . Dokunursam parmaklarım narin ruhunu kirletir diye .


" Önce ya da şimdi
Geçmişte  ya da gelecekte
Varlığına dair küçük bir iz bırak sadece
Kimse yaşadığını bilmese de  "


           Elimi yerine yeniden indirdiğimde pişmanlıkla dolup taşmış ve bu sözleri mırıldanmıştım ona karşı . Pişmanlığımın sonu yoktu . Huzura sahip olamayacağım kadar sonsuz bir pişmanlıktı bu . Göz yaşları usul usul yere düşerken sadece avuç içimde toplayabiliyordum daha yavaş ve narin dökülsünler diye . Düştüğü her yerde açan binlerce çiçeğe sahip olan bu genç bilmiyordu , yıllarca onu seven birinin , onun hayatında asla yer edinemeyecek oluşuna ağladığını .

 
      Düşen son gözyaşıyla ellerimin dolduğunu gördüğümde her şey için cok geç olduğunu anlamıştım bile . Son kez bakabildiğim yüzüne büyük bir mutluluk hediye edebilmiş ve annemin bana verdiği kar küresindeki muma üflemiştim . Artık gözyaşı düşse bile asla sonsuz hüzne mahkum kalmayacaktı .


            İçindeki tüm hüznü kar küresine hapsetmiş ve son dileğimi dilemiştim . Gökyüzüne doğru toz olup uçarken tek hatırladığım şey yıldızlara bakıp mutlulukla gülümsediğinde yanına gelen küçük kızının gülücüğüyle kendini topladığı o anlar olmuştu . Güzel eşi ve mutlu kızıyla yer edindiği o anlar .


        Nakamoto Yuta bir dilek prensesinin sahip olduğu ilk ve son dilekti . Sonsuz mutluluğu için , içindeki binlerce kötülüğün yok edildiği son dilek ..


     Farklı ama tesadüf bilmiyorum ama yine de bazen icimizdekileri anlatmak gerekir . Çoğu zaman buna cümlelerimiz de yetmez biliyorum . Dilek prensesinin de istediği buydu . Tüm dilek hakkini sevdiği kişi için kullanıp yok olmayı bu yüzden seçti , aslında çözümsüz olduğu için ve asla mutlu olamayacağını bildiği için . Ama bizim mutsuzluğumuz bazen bir başkasının mutluluğu anlamına gelebiliyor . Bunu asla unutmayın lütfen . Saçma ve mantıksız gelse de sadece anlatmak istedim . Acemice ama affedin lütfen...

           Son not olarak söylemek istiyorum ki sizi seviyorum . Bir hiçin hatırlanacağı en güzel şekilde  , Lilac olarak tanınmak isterim .🦋


            

Last And Future ~Nakamoto Yuta |One Shot|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin