Kameralar gitmişti, çekim bugünlük son bulmuştu herkes adalara dağılmıştı. Cemal, sinirli bir şekilde adanın etrafında yürümeye başladı. Barış, Cemal'in öfkeli olduğunu fark ettikten sonra arkasından gidip onu takip etmeye başladı.
Ormanın içine doğru yürüyordu Cemal. Henüz Barış'ı fark etmemişti bile. Sinirliydi çünkü iletişim ödülünü tek bir sayı ile kaybetmişlerdi, sayıyı veren de kendisiydi.
"Cemal.." dedi titrek bir sesle Barış.
Cemal gülümsedi,
"Beni mi takip ettin?"
Barış kıkırdayarak söze girdi,
"Sayılır" Gülümsediler.
Cemal tekrardan ödülü hatırladığı için kötü hissetti. Yere çömeldi ve ardından Barış'ta ona eşlik etti.
"Benim hatam.."
"Hayır değil Cemal. Bugün oyunda çok iyiydin, sen her zaman her konuda iyisin.."
Uzun bir sessizlik oldu. Barış'ın son cümlesi Cemal'i utandırmıştı. Barış, boğazını temizleyerek söze girdi,
"Heyecan.. Evet. Heyecandan oldu, yoksa o sayı sendeydi. Bunu ikimizde biliyoruz, kendini suçlama"
Cemal gülümsedi. Barış elini Cemal'in koluna doğru attı, güç vermek istercesine sıkı sıkı tuttu.
"Bak sana ne diyeceğim.." dedi Barış.
Yanına doğru yaklaştı.
"Şimdi.. Gözlerini kapat"
Barış'ın cümlesi Cemal'in kalp atışlarını hızlandırıp, yanaklarını kızartmıştı.
"Ben de aynı şeyi yapacağım. Gözlerimizi kapatıp bizi sakinleştirecek bir manzarayı hayal edeceğiz. Böylece sakinleşebilirsin.."
Cemal başka bir şeyler olmasını hayal ettiği için ufak bir burukluk yaşadı ama ardından gülümsedi. Barış'ın dediğini yaparak gözlerini yumdu.
Barışta gözlerini kapadı, elini Cemal'in kolundan, eline indirdi. El ele tutuşuyorlardı.
Cemal yavaş yavaş gözlerini araladı, Barış'ın gözlerinin kapalı olmasını bekliyordu fakat o da aynı şeyleri yapmıştı. Göz göze geldiler.
"Siktir.." diye içinden geçirdi, Cemal.
Ani bir utançla yerinden kalkarken, Barış Cemal'i kolundan tutarak yere doğru çekti. Tekrardan eski yerindeydi Cemal. Barış'ın dibinde..
Uzun bir süre sessizlik oldu sadece bakıştılar ve kızaran yanakları onlara eşlik etti. Cemal'in ara sıra göz bebekleri Barış'ın dudaklarına kayıyordu.
"Cemal.." diye mırıldandı, Barış. Sesi çok huzur verici bir şekilde çıkıyordu, sakin ve sessiz..
"Beni sakinleştiren manzara sensin"
Barış'ın söylediği cümle ardından Cemal'in kalp atışları hızlandı. O kadar çarpıyordu ki duyulabilecek yükseklikteydi.
Barış ellerini Cemal'in ellerinden çekip, boynuna doğru götürdü. Cemal'i kendisine doğru yaklaştırıyordu yavaş yavaş. Onunda kalp atışları hızlanmaya başlamıştı.
Dudakları arasında minik bir mesafe kalmıştı. Cemal söze girdi,
"Burada biz bizeyiz çocuk adam. Beni öper misin?"
Barış kıkırdadı ve Cemal'in dudaklarına kendisini teslim etti.
Geriye doğru çekildiklerinde ikiside kıpkırmızı olmuştu. Cemal utanarak gülmeye başlayınca, Barışta ona eşlik etti.
"Oturmuyor olsaydık bu pek mümkün olmayabilirdi" dedi gülerek Cemal.
Barış, 'neden?' der gibi kaşlarını kaldırdı, Cemal daha fazla gülmeye başlamıştı.
"Uzun boylu çocuk.. Sana nasıl yetişebilirim?"
Barış ayağa kalktı. Elini Cemal'e doğru uzattı. İkisi de ayaktaydı.
Cemal tam söze girecekken Barış onu kucağına aldı,
"Böyle yetişebilirsin"
Ve dudaklarını yeniden buluşturdular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cembar || (kısa kısa bölümler) 🌈
Romanceşampiyonluk için gittikleri yerde kupadan önce aşkı kazanan iki insan için yazılmış bir wattpad hikayesidir..