Elbette genç kızı üzen tek şey geçikmiş olması değildi. İlerleyen günlerde oğlan sevgilisinden ayrılmıştı. Genç kız tabii ki bunu duyunca çok sevinmişti. O kadar mutluydu ki belki uzun zamandır bu kadar mutlu olmamıştı. Kız birkaç gün beklemeyi ve ardından oğlana açılmayı planlamıştı.
Kız ve arkadaşları konuşmuş ardından oğlana söylemeyi kararlaştırmıştı. Kız o gün yakın arkadaşından rica etmiş ve oğlana her şeyi onun anlatmasını istemişti. Belki sevgili olamayacaklardı ama kız artık içinde tutmak istemiyordu.
Oğlan o akşam öğrenmişti elbette kızın beklediği cümleleri söylemişti. '' Benim duygularım karşılıklı değil ve onun duyguları ile oynayamam.''
Genç kız belki de hala kendine kızıyordur. O günden sonra aşk tarafından çok acı çekti. Bayrakçı kendine okuldan sevgili yapmıştı ve genç kızı sevgilisine anlatmıştı. Bayrakçının yaptığı bu davranış kızı gerçekten üzmüştü. ilerleyen günlerde kız ve oğlanın sevgilisi küçük bir laf dalaşı yaşadılar elbette. Ama bu olay sadece oğlanın sevgilisinin yanlış anlamasından kaynaklıydı.
Acının üstüne acı katlanmıştı. Genç kızın arkadaşları ona sürekli hala sevip sevmediğini soruyordu. Her seferinde seviyorum diyordu. Çoğu kez içi acıya acıya. Oğlanın sevgili sürekli kızı kıskandırmayı kendine görev edinmiş gibiydi. Kız onu umursamıyordu ve hala oğlanı seviyordu. ''Aptalım ben. Beni sevmeyen birini tam yedi aydır seviyorum.'' diyordu her zaman. Oğlan kızın rüyalarına giriyordu. Bir gece rüyasında genç kız oğlanın ona çok büyük bir hata yaptığını ve kendini affetirmeye çalıştığını gördü. Fakat kız o kadar sinirlenmiş ve üzülmüştü ki oğlanı veya sevgilisini gördüğü yerde kavga edebilir veya bağırabilirdi. Genç kızı ancak ona yapılan büyük bir hata bu kadar sinirli yapabilirdi. Okulun bahçesinde yürürken oğlan ve sevgilisi genç kızın yanından geçmiş ve oğlan kızın duyabileceği şekilde ''Bende kendimi birine affettirmeye çalışıyorum ama o beni dinlememekte ısrarcı.'' demişti. Genç kız onlara bakmadan yanlarından geçip gitmişti. Yaklaşık 30 saniye sonra oğlan tüm okulun önünde kızı kolundan tutup kendine çevirmiş ve kulağına çok sinirli bir sesle ''Ben burada özür dilemek için arkandan koşuyorum. Ama sen beni tınlamıyorsun.'' deyip gitmişti. Genç kız artık patlama noktasına gelmişti ve onu armaya başladı. Okulda her yere bakmış fakat bulamamıştı. En sonunda basket sahasının ortasında herkesin bağırmıştı. ''GÖZÜME GÖZÜKME!!!'' diyerek. Tüm okul dönüp ona bakmış olsa bile bunu umursamamıştı.
Genç kız annesinin sesi ile rüyasından kalkmış ve okul için hazırlanmıştı.
İşte böyle. Genç kız acı çekmeye alışmış fakat etrafında ki kimse bunu farkında değildi. Genç kız umutsuz bir aşka kapılmış gidiyor. Bakalım ilerleyen bölümlerde neler olacak?