Maladaptive daydreaming günlükleri bölüm 1

127 16 26
                                    

Yaklaşık 10 yıl önce


Flower ile beraber televizyon izliyorduk. Annemin yemeğe çağırmasıyla mutfağa gittik. Flower Karşımda oturuyordu. Bir anda önümdeki yemeği ülkeye benzetmiştim. İçinde küçük insancıklar vardı. Ben her bir ısırık aldığımda da ülkenin bir parçası gidiyordu. Kalan insancıklar birbirine sarılıp ağlıyorlardı. Aynı zamanda çatalın telsizi vardı ve doğrudan benimle konuşuyordu.

•••

İşte bütün her şey böyle başladı. Tuhaf değil mi? Çok afedersiniz, benim hatam. Kendimi tanıtmadım. Haydi gelin işe sağlam bir giriş yapmakla başlayalım. Merhaba internet dünyası! Maladaptive daydreaming günlüklerine hoşgeldiniz, ben Melodi. Evet ben bir maladaptive daydreamerım ve çift hayat birden yaşıyorum. Şimdiden söylemem gerekirse; bu anlatacaklarım daha çok benim ikinci hayatımla ilgili. Bu project pandorapolis'in başlangıcı. Arkanıza yaslanın. Ben çoktan başladım. Ama bir hikayenin yarım kalmasından hiç hoşlanmam o yüzden size ufak bir sorum olacak:

"Ben anlatmaya hazırım. Peki ya siz, dinlemeye hazır mısınız?"

•••

Ben maladaptive daydreamer olduğumu  yaklaşık bir-iki ay önce kadar öğrendim.
Ama her şey başladığında ben sadece 5 yaşındaydım. Yani aslında ben çocukluğumdan beri biraz tuhafım. Benim kendi kendime konuşurken kameralara yakalandığım bir çocukluk fotoğrafım bile var. Yine 5-6 yaşlarındaydım tabi o zamanlar.(çok eski bir fotoğraf ama eğer bulursam koyarım.)

Günümün yarısını sokakta arkadaşlarımla oynayarak diğer yarısını ise evde Flower ile beraber geçirirdim. Flower Kim mi? O benim ruh ikizim. O bana ailem kadar yakın biri. Sadece arkadaşım değil aynı zamanda benim koruyucu meleğim, rehberim. Sorunlarımı onunla paylaşır zor durumda kaldığımda ona danışırım. Kendisi erkek ama genelde insanlara onu tanıtmaya başladığımda kız sanıyorlar. Uzun boylu. Siyah saçları mavi gözleri var. Çok zeki ve çok yetenekli bir insan. Benzer kişilik özelliklerine sahip olmamız; bazen birbirimizin sözlerini tamamlamamız, aynı anda aynı şeyleri söyleyebilmemiz ve yapabilmemiz yüzünden bize ruh ikizleri derler. Onunla çok iyi anlaşırız. Bazen ufak tefek tatlı atışmalarımız ve şakalaşmalarımız olsada şu ana kadar hiç kavga etmedik. Özellikle birbirimize tuhaf isimler takmadan da duramayız. İşte böyle bütün yıllarım onunla beraber geçti. Ortaokul yıllarıma kadar...

Ama şimdilik bu kadar. Hoşçakalın Atmosfer dışında çilek yerken muz tadı alanlar.

Project. Pandorapolis Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin