beauty flames 'ks
Birileri sanki kaburgalarımın içine elini daldırmış ve kalbimi avuçları içinde sımsıkı tutuyormuş gibi bir hisle boğuşuyordum, karşımdaki sandalyede oturan ilâhi varlığın ahşap sandalyenin üzerinde beyaz ve bir o kadar pürüzsüz göğsünü sergileyişini ve giymiş olduğu file çorabının gözler önüne serdiği bacaklarını, pembe, dilimin kaşınmasına sebep olacak kadar yumuşak görünen, kiraz çiçeklerinin yavaş yavaş tomurcuklanmısını andıran o göğüs uçlarını izlerken vücudunun kusursuzluğuyla büyülenmiş bakışlarımı ondan uzakta tutmakta güçlük çekiyordum. İşim gereği gözlerimin onun haraketlerine zaten odaklı olması ve vermiş olduğu her pozu kaçırmamam gerekiyordu, evet fakat bu bana sunulmuş bir şans mıydı yoksa bir işkence miydi ayırt edemiyordum. Gerçek şuydu ki eleman beni resmen kapanına kıstırmış ve beni kıskıvrak avlamıştı.
"Başını biraz daha yukarı kaldır lütfen," dedim sesimi bulabildiğime şükrederek. Direktiflerimi yerine getirirken o, gözlerim her hareketini, herbir mimiğini yakalıyor, fotoğraf makinem tüm o pozları verirkenki kusursuzluğunu ölümsüzleştiriyordu.
Boğazımın kum yutmuşum gibi kupkuru kesilmesine içten bir küfür savururken ben, mankenin gözlerinin kamerama değil, direkt olarak benim gözlerime doğrulması beni sinirlendiriyordu. Yemin ederim, içime doğru bakıyor gibi hissettiriyor ve bunu öyle büyük bir ustalıkla gerçekleştiriliyordu ki, şeytanın yanında halt ettiğini bile düşünür olmuştum.
Siyah, file çorabının incecik belinin etrafını sarmış lastiğinin altından bana göz kırpan o tatlı göbek deliğinin etrafında parmaklarımı gezdirme arzumu güçlükle dindirmiştim, öyle ki konsantre olmakta güçlük çekiyor ve içine çekildiğim bu anın yakalarına yapışıp işimi yapmama engel oluyorsun diye bağırmak istiyordum... Başlarım işine deyip ona dokunma arzusuyla yanan avuçlarımdan bahsetmek mi? Boş verin. Elimdeki fotoğraf makinesinin deklanşöründe duran parmağım benden beklenmeyecek bir acemilik göstergesi gibi durmadan titriyordu yeterince. Kendimi ele verdiğime de kalıbımı basabilirdim.
Kusursuz görüntüsünün her bir yanımı uyandıran o çekiciliğine boyun eğmemek için içten içe verdiğim bu savaşın galibi olmak için müthiş bir çaba sarf ediyordum elbette fakat utanmadan da içimdeki o ilkel inlemeyi kamçılıyan bir yangın vardı içimde fakat şükürler olsun ki, dilime ket vurmayı başarabilmiş ve içimdeki alevlerin harlanan dalgalarını birkaç titremeyle sakinleştirebilmiştim. Bir acemi değildim, hayır. Aksine mesleğimde oldukça deneyimli bir fotoğrafçıydım. Fakat karşımdaki mankenin, gözlerine sirayet eden ifadeler, bir fırtınanın beraberinde sürüklediği bir kasaba gibi tüm profesyonelliğimi o fırtınanın içine sürüklemişti.
Çekimler bitine kadar da bu durumun devam edeceğinden emindim. Silkelenmek ve kendime gelerek aklımdaki, damarlarımdaki kanı ağırlaştıran o deli düşüncelerden kurtulmak istiyordum, dudaklarımı yalamamın hemen ardından yutkunmuş ve dikkatimi yeniden değişen pozlarına verdiğim mankenin sadece çekimlerini yapmam gerektiği gerçeğine tutunmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beauty flames 'ks
Fanfictionone slow dance, love... one slow dance, love... ...for you babe.