19

2.2K 148 126
                                    

*

"Bende seni seviyorum." Dedim anneme sıkıca sarılarak. Daha sonda Lily'de anneme sarıldı.
"Her şey için teşekkür ederim efendim."
"Ah ne demek Lily'ciğim. En yakın tatilde yine bekliyorum." Trenin kalkacağını belirten düdüğü duyunca anneme el sallayıp Lily'le beraber trene bindik. Lily kompartımanlara bakıp birinde durdu.
"Gelsene kızlar burada."
"Yok ya sen git arkadaşlarının yanına ben gelmeyeceğim." Dedim burun kıvırarak.
"Tamam ben senin yanına gelirim sonra. Zaten öğrenci başkanı olduğum için birazdan kompartımanları gezmem gerekecek." Başımla onaylayıp ilerlemeye başladım.
Boş bir kompartıman arıyordum ama çapulcuları görmemle o kompartımana girdim. Hepsi bana dönünce gülümsedim.
"Naber gençler?" Dedim abla edasıyla.
"Otursana." Dedi Remus. Peter ile yan yana oturuyordu. Pencere kenarına geçtim.
"Ya acaba Lily nerede?" Diye sordu James.
"Lily yok ama biz varız James. Beğenemedin mi?" Dedim hafif kızarak. Güldü ve elini omzuma attı.
"Senin yerin kalbimin en iyi kız arkadaş yerinde. Lily'ninkiyse--"
"Saplantılı manyak bölümünde mi Çatalak?" Diye sordu Sirius. Peter ve Remus gülerken James donuk bakışlarla ona baktı.
"Oldu mu şimdi Patiayak? Lily benim kalbimin en güzel köşesinde." Gülümsedim.

Bu çocuk Lily'i gerçekten çok seviyordu.

Çocuklara bir göz attım: Peter tırnaklarıyla oynuyor, Remus kitap okuyor, James bana Lily'le ilgili bir şeyler anlatıyor, Sirius'ta koltukta rahatça yayılmış dışarıya bakıyordu.
"Ben bir kompartımanları dolaşayım." Dedi Remus. Ayağa kalkıp James bir şey diyemeden ona döndü.
"Tamam Çatalak Lily'ede bakarım." Dedi ve kompartımandan çıktı. Bende hırkamın bana büyük gelen kapişonunu gözlerime kadar çekip kafamı cama yasladım. Bu gün Lily yüzünden saat altıda kalkmıştım ve aşırı derecede uykum vardı. Gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.

                                              ***

"Hadi Lena. Saat üç. Geçen seferde böyle yapmıştın." Gözlerimi araladım ama kapişonum hala gözlerimi örttüğünden etraf karanlıktı.
"Ah boş versene Aylak. Uyanacağı yok işte" Dedi Sirius.

Galiba yine üçe kadar yatıp, yemek arabasını kaçırmıştım. Ve Remus yine bana kıyamayıp beni uyandırmak istemişti. Sadist Sirius'un da her zamanki gibi umrunda olmamıştım.

Tam gözlerimi aralayacaktım ki kompartımanın kapısının açılmasıyla kıpırdamadan durdum.
"Oo bizimkilerde buradaymış." Dedi tanımadığım bir ses.
"Ne var Davis?" Diye sordu James. Kıpırdanmalardan anladığım kadarıyla üç kişiydiler. Biri kompartıman dışındaydı, konuşan içeride, bir diğeride kapının ortasına duruyordu.
"Hiç Potter. Bu da kim?" Diye sordu.
Beni kastettiğini anlayınca rahat pozisyonumu sürdürmeye çalıştım. Ama herkesin bakışlarını üstümde hissederken bu pek kolay olmuyordu.
"Sanane Davis? Bir an için bu kompartımana girip bize hesap sorabileceğini falan mı düşündün? Gerçi bu cesaretini takdir ettim doğrusu. Geçen yıl görünmeyince akıllandığını sanmıştım." Kapişonun altında görülmediği için rahatça gözlerimi kırpıştırdım. Konuşan Sirius'tu.
"Senden korktuğumu mu zannediyorsun Blcak?" Dedi Davis. Sirius rahat bir ses tonuyla "Evet." Dedi. Sonra da soğuk bir kahkaha attı.
"Ne yani sen öyle olmadığını mı düşünüyorsun?" Diye sordu.

Sirius'un bu, karşıdakini aşağılayan (tamam Sirius benide bazen aşağılıyordu ama bunun şaka olduğunu ses tonundan anlahabiliyorum.), kendinden alçak gören ses tonuna bakıp asla Davis'in yerinde olmak istemediğime karar verdim.

Sirius'un benimle bu şekikde konuştuğunu hayal ettim de...

Davis bir süre sessiz kaldı. Daha sonra söyleyecek bir şey bulamamış olacak ki konuyu tekrar bana çevirdi.
"Geçen yıl gelen kız değil mi bu? Genelde işlerini karanlık koridorlarda hallettiğini zannediyordum Sirius. Artık kompartımana da mı kız almaya başladın?" Yüzümün yarısı görünmese yüzümü buruştururdum.

ÇAPULCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin