1.BÖLÜM

35 6 2
                                    

"BİR BABANIN BENİM BİRİCİK KIZIM DEMESİ TÜM AŞK SÖZLERİNİ YIKAR GEÇER"

Benim babam dünyanın en iyi babası...

Ben prematüre doğmuşum yani küçük doğmuşum 3 ay küvezde kalmışım. Annem doğumda ölmüş doktorlar babama çocuğunuzdan ümit beklemiyoruz yani yaşama ihtimali yok demişler. Babam öyle olmasına rağmen bir dakika bile yanımdan ayrılmamış hep elimi tutmuş. Doktorlar gün geçtikçe iyileştiğimi söylemişler hastanenin en iyi doktoru bile şaşırmış ve bir mucize demiş. Bence en büyük mucize sendin babam. Sen benim yanımda olduğun için iyileştim ben...
(13 Yıl Sonra...)
Şu an 13 yaşındayım ve babamı hala çok seviyorum çünkü o bana hem anne hem baba hem de bir öğretmen oldu... Sabah saat 7.00 babam beni okul içün uyandırmaya gelmiş. "Canım kızım kalk hadi sana kahvaltı hazırladım" dedi. Lafını ikiletmedim. Hemen kalktım ve lavaboya gittim yüzümü yıkadım babama bir günaydın öpücüğü kondurdum. Hemen kahvaltımı yapıp giyindim. Evden çıkarken babama görüşürüz dedim ve işe giderken dikkatli olmasını söyledim. "tamam kızım sen de dikkatli ol beni merak etme" dedi. Kulaklığımı taktım gözlerimi kapatıp rastgele bir şarkı seçtim ve en sevdiğim şarkı Manuş Baba-Bu Havada Gidilmez şarkısı çok seviyorum bu şarkıyı çünkü bana çok anlam içeren bir şarkı gibi geliyor... Evet bence de çok anlamlı. Aklıma babam geldi içimden "acaba napıyo canım babam işe gitmiş midir ki" dedim. Babamı seviyorum çünkü bildiğiniz gibi o benim tek ailem ne dedem var ne de babaanem, anneannem zaten annem öldükten sonra hiç görmedim arayıp sormaz kocası da yani annemin babasıda bundan 5 yıl önce mide kanserinden ölmüş. Yani anlıyacağınız tek ailem BABAM... Okula vardım kulaklıklarımı çıkartıp telefonumu kapattım. Sınıfa girdim ve yerime oturdum çok yakın bir arkadaşım vardı o da neredeyse benle aynı kaderi yaşıyordu. Adı Tuğçe onun da babası ölmüştü annesi ona hem anne hem baba oluyodu. Tuğçe ile çok sık görüşüyoruz çünkü birbirimizi çok seviyoruz... Okul çıkışı oldu Tuğçe ile okul çıkış kapısına doğru yürürken telefonum çaldı açtım ve bana "merhaba Rabia kızım ben hastaneden arıyorum baban iş yerinde fenalaşmış ama kötü bir şeyi yok korkma" dedi. Gözlerimden yaşlar sınır tanımadan dökülüyordu. "BABAAAA?!"  diye isyan ettim Öznur bana "annemi arıyım o bizi götürsün hastaneye dedi"  Tuğçe annesini aradı açmadı ablasını aradım ve ablasına "abla Rabia'nın babasını hastaneye kaldırmışlar bizi hemen hastaneye götürür müsün?" dedi. Hala ağlıyordum Öznur'un ablası 10 dakika içinde arabayla geldi "hadi atlayın" dedi. Hemen arabaya binip hastaneye gittik babamın yattığı odanın numarasını sordum 222 dediler. Asansörle hemen 3.kata çıktık 222 yazan odaya girdik. Babam iyiydi yani öyle görünüyordu kolunda bi tane serum vardı çok hızlı damlıyordu. "Babaa, iyi misin?" diyerek sarıldım babama "iyiyim kızım sen iyi misin" dedi. "beni bırak şimdi baba senin neyin var" dedim. "İş yerinde kafama tahta düştü" dedi. "ahh babaa ben sana dikkatli olmanı söylemiştim" dedim ve hemşire bizi odadan çıkardı. Tuğçe'ye ve ablasına teşekkür edip onları gönderdim kantine inip kendime 1 tane çay aldım. Babamın odasının önündeki sandalyeye oturdum... Saat akşam 9 olmuştu babamın başına bir krem yazdılar ve babamı hastaneden çıkarttılar. Eve doğru yürürken eczaneye uğradık ve babamın kremini aldık. Eve vardığımızda ben babama yatmasını ve dinlenmesini söyledim yemek hazır olunca seni kaldıracağım dedim. Mutfağa geçtim ve yemek yapmaya başladım yemek hazır olunca babamı kaldırdım kalkacak hali yoktu "dur kalkma baba ben sana buraya getiriveriyim" dedim "olmaz kızım odada yemek mi yenir günah" dedi "sağlık ile ilgili bi durum varsa değil" dedim. Yemeği odasına götürdim ve yedirdim sonra babama bir ağrı kesici verdim, doktorun yazdığı kremi babamın başındaki kabuk bağlamış yaraya sürdüm. Artık yatma saati gelmişti ama uyumak istemiyordum çünkü babamın bi isteği olduğunda yerinden kalkmasını istemiyorum... Sabah 6'ya kadar uyuyamadım... Saat öğlen 12 olmuştu koltukta uyuyakalmışım. Babama bakmaya gittiğimde hala uyuyordu. Uyandırmak istemedim. Odadan çıkarken "günaydın kızım saat kaç" dedi. "saat 12.05" dedim. "sen niye okula gitmedin" dedi."seni böyle bırakamadım baba o yüzden" dedim "ahh kızım sen beni düşüncem diye derslerinden geri kalma" dedi. "olsun baba sen iyi ol yeter, tek ailem sensin bunu unutma" dedim ayağa kalkıp "canım kııızım!" diyerek sarıldı bana güzel bir kahvaltı yaptık babam tekrar yattı ben evş toplayıp ders çalışmak için odama girdim. Yatağıma oturdum ders çalışmaya başlıyacaktım telefonuma mesaj geldi "knk baban nasıl oldu iyi misiniz?" yazıyordu mesajı Tuğçe atmış "iyiyiz babam biraz daha iyi sağol" dedi "müsaitsen gel dedi"
"babamı bu halde bırakamam istersen sen gel" dedim. Tamam 25 burada olacağını söyledi tam 25 dakika sonra geldi benim odama geötik biraz sohbet ettik sonra biraz ders çalıştık ve saat geç olmuştu Öznur "ben artık gidiyim kanka saat geç olmuş" dedi "tamam" dedim ve  Öznur'u yolcu ettikten sonra yatağıma uzandım ve hemen ardından uykuya dalmışım...
(DEVAMI GELECEK💜)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LEKE (ARA VERİLDİ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin