Sevgiler günü.
Ben böyle şeylere pek aldırış etmem aslında.İnsan sevgisini her zaman dile getirmeli sevdiğine karşı.Onu sevdiğini söylemek, onu mutlu etmek için bir günü beklememeli.Sevgisini o güne sıkıştırmamalı.Ki ben onu sevmeye bir ömrün dahi yeterli geleceğini sanmıyorum.
Benim sevgilim her gün daha fazla sevilmeyi hakediyor. Onu ne kadar seversem seveyim sanki daha fazlasını yapmak zorundaymışım gibi.
Tek yaratılış amacım onu sevmekmiş gibi hissetmekten kendimi alıkoyamıyorum. Tanrı her bir hücresini sevmem için yaratmış adeta.Rengini aydan almış bembeyaz ve pürüzsüz teni, geceyi üzerinde barındıran ve gözlerinin önüne düşen yumuşak saçları,kızınca havalanan biçimli kaşları, keskin çenesi, yanağının üstünde ki o eşsiz yara izi...
Kaç defa öptüm o izden hatırlamıyorum. Ama en küçük kusurun bile onun kusursuzluğunu bozamayacağının aksine ona ayrı bir güzellik kattığının kanıtıydı bu. Onu eşsiz kılan bu detaylardı. En ufak bir ayrıntısı bile beni deli etmeye yeten detaylar. Adeta ustalıkla yapılmış bir heykel gibiydi. Tanrının varlığına inanmasanız bile onu görünce kendinizi sorgulamaya başlarsınız. İncecik belinin elimle olan uyumuna baktıkça benim için yaratıldığından başka bir şey düşünemiyordum.
Evleneli 2 yıl oldu ama böyle bir eşe sahip olduğuma hâlâ inanamadığım anlarda, iki güzel laf söylesem kısılıp ay şeklini alan gözlerinden öptüğümde,gözlerinden göğüme sayısız yıldız akan o anda inandırıcı bir hâl alıyor ancak bu durum.Ya da birbirimize olan dokunuşlarımızda.
Her dokunuş bir alev düşürüyor tenimize. Garip olan yandıkça daha fazla yanan ve küle dönüşmek için adeta çırpınan bedenlerimiz Defalarca kez birbirimize karışmış olsakta her seferinde ilk sefermiş gibi nefesimizin kesilmesine engel olamayışımız.
Üzerimde ki etkisini anlatabilecek tek bir kelime dahi bulamam Sehun'umun.
Demiştim ya ben böyle özel günleri falan pek umursamam. Unutun onu.
Sehunum için yapmayacağım tek bir şey bile yok. Canımı istesin canımı vereyim ona. Bana belli etmese de böyle özel günlerden, kutlamalardan hoşlandığını biliyorum. O kısılan gözlerini öpmek için hiçbir fırsatı kaçıramam.O yüzden bugün çok özel bir şey düşündüm onun için. Uzun süre önce bir bebek evlat edinmeye karar vermiştik. Evlat edinme belgelerini, herşeyini birlikte hallettik. Hatta miniğimizin odasını bile birlikte boyadık, döşedik. Sehun'un aldığımız küçücük bebek giysilerini çekmeceye yerleştirken gözlerinde gördüğüm ışıltı ve mutluluk, gülünce yukarı kıvrılan dudakları, bu bebeğin bize çok iyi geleceğinin kanıtıydı.
Şimdi diyeceksiniz ki nerede bunun sürprizi. Her şeyden haberi var. Belki de ona sürpriz yapmak için bebeği teslim alacağımız tarihi bir kaç gün sonrası için söylemiş olabilirim. Ama bu yalandan sayılmaz değil mi? Sadece kucağımda bir minikle evimizin kapısına dikildiğimde nasıl bir tepki vereceğini merak etmiştim.
Şimdi tamda kapımızın eşiğinde dururken eğilip pusetinin içindeki ufaklığa baktım ve gülümsedim.
Ben gülümseyince o da bana gülümsemişti. Tanrım. Bu çok tatlı bir şeydi ama. Sehunum'unkine benzeyen minik ve beyaz burnu soğuktan birazcık kızarmıştı. Oysaki arabadan daha yeni inmiştik ama bebek olduğu için hassastı herhalde. Daha fazla beklememeye karar vererek zili çalıp beklemeye başladım.İçerden gelen tıkırtılar, merdivenleri inip hızlı adımlarla kapıya doğru geldiğini haber veriyordu bana.
Kapının bir tıkırtının ardından açılmasıyla birkaç saat önce görmeme rağmen tekrar hasret kaldığımı anladığım beden karşımda belirdi.
Bana büyük bir gülümseme bahşettikten sonra gözleri ellerimde duran pusete kaymıştı. Bir anda büyüyen gözleri ve kalkan kaşlarıyla kıkırdamadan duramamıştım. Şuan o kadar tatlıydı ki onu ısırmak istiyordum. Ama hiçbir tepki vermiyor sadece bakışları puset ve benim aramda mekik döküyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Precious (M) I Sekai Oneshot
FanficKim Jongin sevgiler gününde eşine bambaşka bir hediye getirmişti