𝙃𝙤𝙩𝙚𝙡 𝘾𝙖𝙡𝙞𝙛𝙤𝙧𝙣𝙞𝙖 » 𝘴𝘵𝘢𝘳𝘬

boyfriend

   Migreni olmayan birine göre oldukça ikna edici bir baş ağrısıyla uyandı.

Holografik camlar açıldı ve gün ışığı kolayca içeri süzüldü. "Günaydın, efendim." dedi Jarvis. "Miss Atlas' tan cevapsız aramalarınız var."

Nedenini tahmin edebiliyordu tabi. Dün gece, partiye gidebilmek için köpeğini onun kapısına bırakıp kaçmıştı. Basit bir kapüşonlu ve altına giydiği gri eşofmanıyla spor arabasına atlayıp yola koyuldu. Hızlıca hazırladığı sandviç ve kahvesi elinin altındaydı.

Ekmeğinden bir ısırık aldığında kapı yüzüne açıldı ve her zamanki sinirli ifadesini koruyan Coco, Tony' yi gördüğünde yüzünde tek bir mimik oynamadan çelik kapıyı tekrar kapadı. Tony araya sıkıştırdığı ayağı sayesinde içeri girerken genç kadın koridoru yarılamıştı bile. Elindekileri girişteki mermer sehpaya bıraktı ve peşine takıldı.

"Evin güzelmiş." dedi açık pencereden içeri dolan okyanus kokusunu ciğerlerine çekerken.

"Siktir git."

Tony kıkırdadı ve onun arkasından mutfağa girdi. Beyazın üstün geldiği, aydınlık bir mutfağı vardı. Balkondaki laptop ve kupasına bakılırsa çoktan uyanmış, bir şeyler üzerinde çalışıyordu. Sürgülü kapıdan geçip bilgisayarının karşısına oturdu. Tony ise ne yapacağını bilemez bir edayla etrafına bakınıp diğer sandalyeye kuruldu. "Tek mi yaşıyorsun?"

   Coco gözlerini ekrandan ayırmadı. "Hayır,"

   "Kız, erkek?"

   "Erkek."

   Tony rahatsızca yerinde kımıldandı ve sessizleşip evi dinledi. Hiçbir şey duymuyordu. Veteriner hekim olması dışında hakkında pek fazla şey bilmediğini fark etti. "Onu yalnız mı bıraksaydım yani?" dedi daha fazla dayanamayarak. Coco laptopun kapağını örtüp kollarını göğsünde birleştirdi.

   "Tony, insanlara her istediğini yaptıramazsın."

   "Biliyorum."

   Coco derin bir nefes aldı ve başını anlayışla salladı. "Yukarıda, erkek arkadaşımla uyuyor."

"Ne!"

Coco kaşlarını kaldırdı.

"Köpeğimi yabancı bir adama nasıl bırakırsın?" dedi kıskançlık dalgasıyla vurulurken.

"Çünkü senin onunla anlaştığından daha iyi anlaşıyor."

Tony sinirle doğrulup evin üst katına çıkan merdivenleri ikişer ikişer atlarken ne yapmaya çalıştığını kendi de bilmiyordu. İki odanın kapısını ardına kadar açıp kimseleri bulamayınca üçüncüye emin bir şekilde girdi.

Tekila, kendinden biraz daha büyük başka bir husky ye sokulmuş, uyuyordu.