O n e

788 22 13
                                    

   Genç kız üzerinde yattığı rahatsız, sert zemine daha fazla tahammül edemeyeceğini anladığında nefesini vererek elleriyle yerden destek aldı ve oturur pozisyona geçti. Aşağıdaki ona seslenen insanları duyuyordu ancak cevap vermek istemiyordu. Tek istediği, biraz huzur içerisinde dergisini okumaktı. Belki biraz da fotoğraflardaki yakışıklı adamları incelemek.

  "Dolores! Tanrı aşkına sabrımı zorluyorsun çık artık ortaya!"

   Dolores sinirle elindeki dergiyi bırakıp çatının eskiyip dökülmüş taşlarının arasına sakladı ve ayağa kalkıp tozlanmış kısa eteğini silkeledi. Çatıya çıkmaları yasaktı ve biraz daha beklerse çatıda yakalanması olasıydı. Bu da Bayan Grace'i çok sinirlendirirdi. Bayan Grace'i daha fazla sinirlendirirse cuma günkü tiyatroya kendisini asla götürmeyeceğini biliyordu. En azından cuma gününe kadar onların istediği bir kız gibi davranabilirdi.

   Aceleyle önceden kopardığı papatya ve sümbülleri eline alıp çatıdan terasa atladı. Soluna baktığında Bayan Grace'in, onu kolayca görebileceği bir açıda olduğunu fark edip dizlerinin üzerine çöktü. Kapıya kadar emekleyip kapıyı açtı ve içeri girdi. Diğer öğrenciler yemekte olduğu için şanslıydı. Çünkü şu anda küçüklerin yatakhanesinin olduğu kattaydı ve küçükler bu yetimhanedeki yetkililere yağ çekmekten ilginç bir şekilde hoşlanıyorlardı.

   Merdivenleri koşarak inip etrafı kolaçan etti. Alt kattan yükselen tabak-çanak seslerine rağmen hâlâ zavallı Bayan Grace'in sesi duyulabiliyordu. Dudaklarını ısırıp merdivenlerin bittiği yerden sağa döndü ve arka kapıya doğru olabildiğince hızlı yürüdü. Nihayet dışarı çıktığında uzun zamandır dışarıdaymış izlenimi vermek için çitlerin önündeki saksıdan bir avuç toprak aldı ve diz kapaklarına, eteğinin uçlarına sürdü. Parmaklarında kalanları da yüzüne sürünce hızlıca ön bahçeye koşmaya başladı.

   Bayan Grace'i artık bağırmıyor ve sinirli bir şekilde bir şeyler mırıldanıyor olarak görünce bir an duraksadı. Geri dönüp yemeğini yemeyi düşünmeye başlamışken Bayan Grace kendisini fark etti.

   "Seni yaramaz! Ses tellerim kopuyordu! Hangi deliğe girdin yine?"

   Dolores 'Gerçekten kopsa güzel olabilirdi.' diye düşünürken yüzüne üzgün ifadesini takındı. Başını hafifçe öne eğip Bayan Grace'e doğru birkaç adım attı. Bayan Grace cevap beklediğini ifade edercesine kaşlarını kaldırdığında Dolores utangaç bir kız edasıyla arkasına sakladığı çiçekleri çıkardı.

  "Çiçek topluyordum Bayan Grace. Bilirsiniz, baharın başlarındayız. Bu günlerde sümbüller çok daha canlı oluyor."

   Bayan Grace bir karşısındaki genç kıza bir de elindeki çiçeklere baktı. Üzerindeki, kirden dolayı rengi değişmekte olan beyaz eteğinin uçlarındaki toprakları fark edince ona inanmıştı. Gözlerini tekrar elindeki çiçeklere çevirdiğinde kaşları hafifçe çatıldı.

  "Dolores, o bir leylak."

   Dolores elindeki mor çiçeğe bakıp gözlerini kırpıştırdı. Kafasını sola çevirdi. Farkı neydi ki? 'Çiçek işte.' diye mırıldandı. Ardından karşısındaki kadına bakıp gülümsedi.

  "Ah. Buna sevindim. Leylaklar daha güzel."

   Bayan Grace, Dolores'in yetimhanedeki yılları boyunca gördüğü en tuhaf kız olduğunu tekrar hatırladı. Belki bunda, daha genç kızın hiç tanışmadığı ailesinin ve iç parçalayan kaderinin etkisi büyüktü. Geçmişi hakkında hiçbir şey bilmemek neredeyse bütün insanları çıkmaza sürüklerdi. Ancak Dolores'e baktığında bunu çoktan aşmış gibi görünüyordu. Belki de hiç yüzleşmediği için böyle görünüyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 08, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PRETTY DOLL // DADDY ISSUESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin