30 (w/o text) [Final]

809 78 28
                                    

Baekhyun'un alçısı yeni çıkmıştı. İç çekerek karalanmış alçıya -sahip olduğu arkadaş çevresi asla o alçıyı rahat bırakmazdı- baktı. Ayağa kalktı ve sessizce odadan çıktı. Tekrar yürüyebilmenin sevinci vardı içinde. Üzerini giyinip dışarı çıktığında sanki dışarı çıkacağını biliyormuş gibi sıralanan kafalara baktı. "Neden buradasınız?"

Sehun göğsünü gererek konuştu. "Seni kaçırıyoruz."

Jongdae kolunu dürttü Sehun'un. "Henüz o aşamaya geçmedik, Sehun."

Sehun üzülerek iç çekti. "Tüüh. Heyecanlanmıştım ben de."

Baekhyun kapıyı kapatarak yanlarına geldi. Gülümsedi genişçe. "Doğruyu söyleyin. Nereye gidiyoruz?" Ellerini beline koydu.

Gidecekleri yer Baekhyun'un evine çok uzak değildi, yürümeye başladılar. Hiçbiri Baekhyun'un sorusunu cevaplamamıştı. Chanyeol arkasından omzuna eğilip kısık sesle cevapladı. "Festival."

Baekhyun aniden aşık olduğu sesi kulağının bu kadar yakınında duymasıyla ürpermişti. Belli etmemeye çalıştı kendince. "Ö-öyle mi? Havai fişekleri izlemek istiyordum." Bu yüzden çıkmıştı evden. Festivale gidip havai fişek gösterisini izlemeyi kafasına koymuştu. Şimdi yalnız izlemeyeceği fikri daha hoş gelmişti.

***

"Yifan hyung! Yifan hyung! Yifan hyung!" Sehun ve Jongin Yifan için ellerini çırparak tezahürat yapıyorlardı.

"Kesin sesinizi, nişan alamıyorum." Bir gözünü kapatıp tabancayla nişan aldı. Hedeflerini vurup Zitao'nun istediği ayıcığı aldı ve ona verdi. Zitao'nun yüzünü güldürdüğü için mutluydu.

Bu sırada Yixing, Junmyeon ve Minseok Japon balıklarını yakalamaya çalışıyorlardı. Yixing kolayca bir tane yakalamış ve fanusuyla birlikte almıştı ama Junmyeon ne kadar denerse denesin başaramıyordu.

Yixing Junmyeon'un kızmaya başlamasına kıkırdamıştı. Onları izleyen Minseok Junmyeon'un yerine bir tane yakalayıp ona uzatmıştı. Junmyeon pes ederek aldı balığı. "Aaaah! Arkadaş olsun o da." Yixing balığı koyması için fanusu Junmyeon'a uzattı. Junmyeon gülerek koydu balığı.

"Pamuk şekerime bakın!" Pembe, yeşil, mavi ve beyaz renklerde pamuk şeker yaptırmış, koşarak geliyordu Jongdae. "Mükemmel değil mii?"

"Evet, evet. Öyle." Elleri cebinde diğerlerini izliyordu Kyungsoo.

Luhan yavaş adımlarla Sehun'un yanına gelip ceketinin ucunu tuttu. Sehun kafasını çevirdiğinde tutkuyla alev saçan gözlerle karşılaşınca ürkmüştü. "Sehun! Benimle langırt oyna!"

"P-peki Hyung."

Baekhyun sokak yemeklerinden bir tane alıp Jongdae'nin yanına geldi. "Bunun tadına da bak, çok güzel." Uzattı ona.

Jongdae bu teklifi seve seve kabul etti. "Hmm, gerçekten leziz!" Ağzını açtı. "Ağa sıjaak."

"Iyy, iğrençleşmesene."

Chanyeol de bir banka oturmuş, her zamanki gibi Baekhyun'u izliyordu. O Baekhyun'u hep izliyordu.

Sehun ve Luhan'ın yanındaki langırt masası boşalmıştı. Oturduğu yerden kalktı Chanyeol, Baekhyun'un yanına geldi. "Biz de oynayalım mı?"

Baekhyun başıyla onayladı. "Oynayalım."

***

Bir masayı ele geçirmişlerdi. Aslında hedefleri iki masa ele geçirmekti ama festival alanı kalabalıktı, bu mümkün olmamıştı. Grubun küçükleri masaya çıktılar.

"Başlayacak, başlayacak!" Sevgilisine sarıldı Jongin.

Baekhyun ve Chanyeol onların arkasında, aralarında iki adım mesafeyle duruyorlardı.

Gösteri başlamıştı. Önlerindeki kalabalık alkış tuttular kendi kendilerine, bağırdılar, Jongdae çığlık bile attı. Yifan ise neden orada bulunduğunu sorguluyordu ama cevabı hemen yanında, gökyüzünü izliyordu.

Baekhyun gökyüzündeki renk şölenini izledi, Chanyeol Baekhyun'u. Patlayan renklerin gözlerine vurduğu ışık ile ne kadar da güzeldi gözleri... Dudaklarını aralamış, küçük gözlerini kocaman açmış izliyordu.

Chanyeol Baekhyun'a yaklaştı yavaşça. Baekhyun bunu fark etmişti. Ona bakıp gülümsedi. İkisinin de yanakları kızarmış, bu sefer ikisi de gökyüzüne bakmıştı.

Chanyeol elini uzattı.

Baekhyun Chanyeol'ün elini tuttu.

İkisi de bir şey demedi ama hissettikleri ve akıllarından geçen şey aynıydı.

"Seni seviyorum."

BoombayahHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin