Countryhumans / Somnium¿ /

15

İtalya, yüzündeki kırığı saklamaya çalışmıştı ama pek beceremediği için vazgeçmişti. Avrupa Birliği toplantısına zorunda gelmezdi ama Avrupa Birliği veya Almanya tarafından belgelerle dövülmek istemiyorsa gelmek zorundaydı.

İlk onun geldiğini düşünmüştü . Yanıldığını binanın önünde Belçika ve Hollanda'yı görünce anladı. Belçika her zamanki gibi Hollanda'ya hayat hikayesini anlatıyor olmalıydı. Hollanda ise onu dinlerken elindeki sigarasını döndürüyordu.

Belçika, İtalya'yı gören Belçika'nın yüzündeki gülümsemesi bir anda yok olmuştu. İtalya'yı görünce eskiden "Makarna başkan" diye yanlarına çağırırdı ama şimdi sadece bir acıma ifadesiyle İtalya'ya bakıyordu.

İtalya yanlarına gitse mi bilemedi ama o hala İtalya ve onlar arkadaşlarıydı değil mi?

İtalya böyle düşünmesine rağmen onların yanından tek bir kelime etmeden geçti. Binaya girmek için kapıya gittiğinde kapının metal yerlerinde şimdi Hollanda'nın aynı ifadeyle kendisine baktığını gördü.

İçeride hiç görevli birisi yoktu. Herhalde herkes izinliydi. Burayı İtalya hiçbir zaman böyle görmemişti.Her geldiğinde çalışanlar olurdu.Onlarsız içerisinin boğucu havasından başka bir şey kalmamıştı.

İtalya normalde toplantının yerini söyleyecek görevli olmadığı için etrafına baktı sonra büyük panoda bir binanın planı olduğunu ve üzerine bir şeyler yazıldığını gördü ve panoyu daha iyi görebilmek için yanına gitti.

Panoda toplantının nerede yapılacağı yazıyordu ve Flemenkçe , Fransızca ve Almanca yazılar vardı. Yazılardan hiçbir şey anlamazsa bile çizilmiş resimlerden ne olduğunu çıkarabiliyordu. Çizilmiş birkaç ağaç ve ve güneş panelleri vardı.

Resimleri muhtemelen Fransa çizmişti ve yazıları da Almanya yazmıştı. Avrupa Birliği'de başka dillere çevirmiş olmalıydı.

"Kayıp mı oldun?İtalyan Cumhuriyeti"

İtalya, arkasına bakınca ona mal mısın oğlum sen bakışları ile bakan Avrupa Birliği'ni gördü.

İtalya"H-Hayır sadece panoyu okuyordum"

Avrupa Birliği " Toplantının başlamasına 12 dakika var geç kalma."

İtalya "Tamam."

Avrupa Birliği'nin ilk defa bu kadar yorgun olduğunu görmüştü. Normalde huysuz olduğunu biliyordu ama bugün ayrı bir huysuzdu. Halesini ilk defa bu kadar sönük olduğunu görüyordu. Normalde ışıl ışıl parlayan halesinden bir iz kalmamıştı.

Avrupa Birliği son defa arkasını dönüp İtalya'ya baktı ve yukarı çıktı. İtalya yukarıya çıkmadan önce son kez panoya son kez baktı ve eskiden onunda panonun hazırlanmasında o da vardı ama sonra panonun hazırlanmasında yer almak istediğini söylemişti. Çıkmasaydı galiba o da resim çizerdi.

Bir an kendisini Vatikan'dan daha işe yaramaz hissetti.

Toplantı 3. kattaydı. Merdivenleri teker teker çıkmaya başladı. İlk günlerde bu merdivenleri nasıl beşer beşer çıktığını ve düştüğünü hatırladı. Merdivenleri eski günleri tekrar hatırlamak için beşer beşer çıkmaya başladı ve az kalsın düşüyordu.

Katta çıktığında nefes nefese kalmıştı. Derin bir nefes alıp verdi. Toplantı odasındaki konuşmalar duyulabiliyordu.

Toplantı odasına girdiğinde olan koltuklarında eksilme olduğunu hissetti. 27 koltuk vardı. Oysa ki 29 koltuk olması gerekiyordu.

Birisi İngiltere olduğunu hatırladı kendisinin Portekiz yerine İspanya ile oturduğunu fark etti. O zaman aklına geldi. Portekiz artık yoktu.

İspanya'nın yanındaki koltuğa oturdu ve o an yakından bakılınca onun da yüzünde bir kırık olduğunu fark etti.

İspanya'nın elindeki kağıtları okumuyordu. İtalya ise onu izlemeyi bırakınca diğerlerine bakmaya başladı toplantının başlamasına 8 dakika vardı ama hala gelmeyen dokuz kişi vardı. Artık İngiltere olmadığı için  Fransa ve Almanya yan yana oturuyordu ve U şeklindeki masanın ucunda Portekiz yerine İtalya vardı diğer uçta ise Bulgaristan. Belçika ve Hollanda sonunda gelip oturdular onlar yan yana otuturuyorlar.

Ama İtalya'nın dikkatini çeken tek bir şey vardı.

Bir bitki.

Tamam bitki deyince bunda merak edilecek ne var diyebilirsiniz ama bitki cam açık olmamasına rağmen hışır hışır ses çıkarıyordu. İtalya aslında bitkinin yanına gidip ne olduğuna bakıcaktı ama o tam kalkıcağı sırada herkesin geldiğini ve toplantının başlamak üzerinde olduğunu fark etti.

____Zaman atlaması______

Toplantı biteli 4 dakika oluyordu. Herkes yavaş yavaş dağılıyordu. İspanya da toplanmaya başlamıştı. İtalya bu sefer yanlız gitmek istemiyordu.

İtalya "Birlikte gidelim mi İspanya?"

İspanya "Olur."

İtalya hemen eşyalarını ve toplantı notlarını çantasına tıkttı. İspanya çoktan toplanmış. Kapının önünde onu bekliyordu. İtalya son kez o bitkiye baktı. Bir sıkıntı vardı bitki orada yoktu. İtalya herhalde birisi onu götürdü diye düşünüp boşverdi.

İtalya bu seferde merdivenleri beşer beşer inmeye çalıştı ama bu sefer şansı yaver gitmedi ve tam giriş kattının merdienlerinde yere çakıldı.

İspanya biraz kıkırdadı ve elini uzattı "Sen iyi misin?"

İtalya, İspanya'nın elini tutup "Evet,iyiyim" dedi.

İspanya "Neden bunu yaptın ki?"

İtalya ayağa kalktı ve göğsünü şişirerek "Çünkü eğlenceli" dedi.

İspanya yinr biraz kıkırdadı "Portekiz de böyle derdi"

İtalya "Sen ve o iyi arkadaşdınız değil mi?"

İspanya binadan çıkana kadar cevap vermedi İtalya herhalde onun konuşmak istemediği birşeyi söylemişti. Binadan çıktıktan biraz sonra İspanya derin bir nefes alıp verdi.

İspanya "Evet, onunla iyi arkadaştık. Hayır biz arkadaştan öteydik kardeş gibiydik. Onu sürekli 'Bir gün seni işgal edicem Batı İspanya' deyip korkuturdum asıl komik olan ise her zaman buna kanardı ve 'Bende seni Doğu Portekiz' derdi"

İspanya bunu söyledikten sonra ikisi de uzun bir süre güldü.

İtalya "Yaşadığın aynen benim Vatikan ile yaşadıklarıma benziyor. Makarnadan küçük kileseler yapıp onun gözü önünde yaktığımda bana 'Seni pis din düşmanı makarna' der."

İspanya"İkimizinde garip olayları varmış" dedi.

Ve sonra boş sokakta onların kahkaları duyuldu.

İtalya "İstersen birgün bana gelebilirsin birlikte Vatikan'ı çıldırtırız"

İspanya "Kulağa güzel geliyor"

Bir kişinin ayrılışı bu iki kişiyi birbirine bağlamıştı.

______________________

Sonunda o derin fikir kıtlığından çıkabildim be.

-Makaron yemeye giden yazar