taxi driver / taegguk

azrail kılıklı kurtarıcı melek

Serin bir sonbahar gecesi, gecenin bu geç saatine rağmen sokaklardan dolup taşan insanlar ve onların bağırışmaları.

Kısaca oldukça sıradan bir Santa Maria akşamı daha.

Ama o da ne?

Bir saniye bana izin verin, hala tam olarak görebilmiş değilim.

Evet! Evet, görüyorum.

Kaldırımda delicesine koşarak geçen gri saçlı bir genç.

Yanılmıyorsam bir şeylerden kaçıyor.

Haklıymışım, gerçekten bir şeyden kaçıyor.

Arkasında, üç kişiden oluşan bir grup adam görüyorum.

Onu gören siz olsaydınız emin olsun sıçtığını söylerdiniz, ancak gri saçlının yüzünde sanki eli silahlı üç adamdan kaçan kendisi değilmiş gibi oldukça eğlendiğini gösteren büyük bir sırıtış vardı. 

Arkadakiler yavaş yavaş arayı kapatmaya başladılar.

Hatta bir tanesinin belindeki silahı tamamen kavradığını ben bile görüyorum.

Gri saçlı kısa bir an arkasına bakıp sonunda ne kadar yaklaştıklarını fark etmişti.

Ama ne yalan söyleyeyim arkadaki adamların ona yetişmesi uzun sürecek gibi gözükmüyor.

Gri saçlının girdiği sokak bir öncekilere göre oldukça tekin olurken size silahı kavradığını söylediğim adamın dudaklarında hiçte hoş olmayan bir gülümseme doğuyordu.

Artık köşeye sıkışmıştı.

Bir anda arkasından tutulup sert bir hareket ile duvara dayandırıldığında hem ensesinde hissettiği metal hem de kaşından yanağına doğru ince bir yol çizen sıcak sıvı, gri saçlıya köşeye sıkıştığını bağırıyordu.

"Hadi ama beyler beni öldürmek istemezsiniz, sonra kim sizi her gün böyle zinde tutacak?"

Gri saçlı tüm umursamazlığını konuşturarak dalga geçen bir tavırla söylediklerinden sonra bu sinirlerini bozmuş olacak ki aralarında iri yarı olan herif arkadan baldırına doğru bir tekme atmıştı.

"Kapa çeneni ve son duanı et." 

Yediği tekme ile dudaklarından belli belirsiz bir inilti dökülürken bu işten nasıl sıyrılacağını düşünüyordu.

Ne çok tedirgin ne de birkaç dakika öncesinde olan o rahat ifade vardı yüzünde.

Bu ifade ile bu olayı defalarca kez yaşadığını ancak hiçbirinde sıyrılacağının garantisi olmadığını zaten bildiğini anlayabilirdiniz.

Hatta bana kalırsa bu gri saçlının hoşuna bile gidiyordu.

"Ah peki, madem öyle tanrıya saygıyla son duamı etmeme izin verin."

Gri saçlı söylediklerinin ardından duasını etmek yerine hala kendisine dik dik bakmaya devam eden adamlara aynı şekilde karşılık veriyordu.

"Ne bekliyorsun aptal herif? Etsene o zaman duanı."

"Altını çiziyorum saygıyla, enseme dayalı bir namlu ile dua edemem. Ayrıca bu benim son duam, sizde biraz saygı gösterir misiniz?"

İyice sinirleri katlanmaya başlayan iri yarı adam sıktığı yumruğunu gri saçlıya geçirmek için havaya kaldırdığı sırada aniden bileğini kavrayıp hamlesini engelleyen el ile gri saçlıya diktiği gözlerini hızla elin sahibi olan çete arkadaşına çevirdi.