Doyoung:
Bana bakmayı kes.
[13:25]görüldü
Taeyong:
Niye?
[13:25]Doyoung:
Normal bir birey olarak rahatsız oluyorum???
[13:27]Taeyong:
Bu kadar tiksiniyorsun yani sevilmekten?
[13:27]Doyoung:
Sevilmekten tiksinirsem nasıl yaşarım?
Her şey sevgi üzerine şekillenirken.
[13:28]Taeyong:
Gaylerden tiksiniyorsun öyleyse?
[13:28]Doyoung:
Taeyong saçmalamayı keser misin?
Hem öyle bir şey mi dedim?
[13:30]Taeyong:
Şu an demiyorsun ama birkaç saniye sonraki oluşacak yüzünü merak ediyorum cidden.
[13:30]Doyoung:
Neden bahsetiyorsun bilmiyorum ve anlamıyorum Taeyong.
[13:32]Taeyong:
İşte bundan,
Johnny ve Ten'den
[13:33]görüldü
Doyoung çevrimdışı"Hey! Doyoung." Telefonunun ekranı kapatıp ona seslenen Ten'e baktı. Taeyong'un önceden geldiklerini görmesi doğaldı diye düşündü. Sonuçta uzaktan daha fazla alan gözükürdü. Gülümsedikten sonra Johnny'ye bakmayı da ihmal etmeyip konuştu "Efendim Ten?" İkilinin yüzünde gergin bir ifade vardı ve bu ifade farkedilmeye açıktı. Gerginliği anlayan Doyoung gülüşünü daha da büyüttü. Ortam fazla kuruydu. Ten'in gözleri çevrede gezinti yaparken dudakları bir şey anlatmak istercesine kaslarıyla boğuşuyordu. Doyoung dayanamamıştı, ikiliyi çekip bankın boş olan sağ ve sol kısmına oturttu. Ten elleriyle oynarken sessizlik devam etmişti. Doyoung kızmaya başlamıştı ve bunu belli edebilmek adına azını açacakken beklenen ses sağ taraftan gelmişti. "Doyoung, fark ettiğin üzere sana bir şey söylemek istiyoruz." Azına sıkışan kelimeyi büyük bir nefes olarak çıkardı Doyoung. "Sonunda... yoksa bana güvenmediğinizden mi geveliyorsunuz?" Ten yeterince cesaretlenmişti. "Alakası yok, tepkinden korkuyoruz." Doyoung'un aklına Taeyong geldi, bu şey her neyse Taeyong biliyor fakat Doyoung bilmiyordu. Sinirlenmişti. Johnny tekrar ortamı kırmak istedi "Doyoung biz... yani Ten ile ben..." Doyoung çıkan sözlere odaklanmışken Ten konuşan çocuğa eşlik etti. "...uzun zamandır çıkıyoruz." Beklememişti. Aklında farklı şeyler vardı. Belki tatil'e gideceklerini belki de iş bulduklarını söyleyeceklerini düşünmüştü Doyoung. İstemsizce yapacaktı ama ayaklandı. Uzun zamandır oturduğu yer boşalmıştı. İkili sadece hamlelerini seçiyordu. Doyoung kalktığı hızla çimenlerin üzerinde duran çantasını aldı ve binaya hızlı adımlarla ilerledi. Arkasından binaya giren Taeyong'un hedefi o değildi. Olamazdı çünkü cesaret veya lazım olan ne varsa Taeyong'da yoktu. Tuvalete girdi. Ses çıkmasını önlemek için azını kapatıp ağlamaya başladı sonuçta aşık olduğu erkek homofobikti.
☁️☁️☁️☁️☁️
'pluto:
selam yavru kuşum
medyayı dinle çünkü hikayeyle uyumlu çeviri zaten anlamına bakardan anlarsın
aman deyim dışarı çıkmayın bir de sizle uğraşmayayım
neyse görüşürüz y***a**m
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love kills | dotae
FanfictionTaeyong: sensiz nasıl yaşayabilirim? [7:20] uzun zamandır aradığım bir şeye sahipsin. [7:20] sadece senin bulamadığın bir şeye. [7:21] sadece etrafında olmak istiyorum [7:21] görüldü ...