Teoman-Senden Önce Senden Sonra
Kafamın içinde o korkunç melodi çalarak uyandım. Tabii ki de telefonumdaki beni okula göndermek için çalan alarm, sessize alıp tekrar güzel uykuma dönecekken odamın kapısı gürültüyle açıldı ve içeri Damla girdi. Damla benim en iyi arkadaşım -sanki başka arkadaşım varmış gibi- .
"Hop, Elvin hanım tekrar yatmak mı hemen o düşünceden vazgeç yoksa okula geç kalacağız. Zaten bu sene son hadi bir an önce başlayalım da bitsin." Damlanın bu sözlerine göz devirmeden edemedim.
Yatağımdan kalkıp banyoya yürümeye başladım
"Daha üniversite var ve bunu kazanmak var."
"Orası kolay iş, hadi beni lafa tutma hemen hazırlanmaya başla."
içimden nah kolay diye geçirdim. Konuşmayı daha da fazla uzatıp geç kalmamak için banyoya gittim, elimi yüzümü yıkayıp kahverengi uzun saçlarımı taradıktan sonra çıktım. Damla aynanın karşısında saçlarını düzleştirirken bende pijamalarımı çıkarıp siyah pantolon ve üstüme okul formamı giydim. Neyse ki okul formamız da siyahtı çok kötü durmuyordu. Damla yanıma gelip
"Bugün okula yeni birileri gelecekmiş".
"Onlar gelmeden haberleri geliyor bize." deyip gözlerimi devirdim.
"Haklısın, dedikoducu kızlar her şeyden haberdar oluyor bunların işleri güçleri yok mu sürekli uğraşıyorlar neyse bunu sonra konuşuruz. Hadi sana iki gram makyaj yapalım ,lütfen ya hatırım için"
Damla bu cümleyi kurarken inatla kafamı iki yana sallıyordum Damlanın ağır makyaj yapacağını düşünüyordum ben sadece maskara ve eyeliner kullanırdım , Ama madem o yapacak kendimi ellerine bıraksam ölmezdim.
"Tamam ama fazla abartmak yok okulun ilk günü gelinin kız kardeşi gibi gitmek istemiyorum. sadece maskara sürsen yeter bence." deyip güldüm
"Sen o işi bana bırak , yoksa bana güvenmiyor musun darılırım ama"
dedi dudak bükerek."Tabii ki güveniyorum bu hayatta güvendiğim insanların başında geliyorsun kezban hanım" Damla ile birbirimize lakap takmayı severdik dediklerimize alınmazdık , kötü niyetle demediğimizi ikimizde biliyorduk , yakın arkadaştık işte.
"Yaa bende sana çok güveniyorum tuvalet fırçam."
Gülerek makyaj masasına geçtim sandalyeyi çektim ve oturdum. Kendimi Damlanın eline teslim edebilirdim artık.
İlk olarak yüzüme ince bir tabaka fondöten sürdü -yüzüm kaşınıyor- allık ve parlatıcı sürdükten sonra son olarak maskara sürerken
"Bu gözler bende olacaktı var ya ,kızım gözün resmen parlıyor sapsarı ,altın rengi mi bu he satsam para eder mi ,her zaman öne çıkartırdım ama sen ne zaman kendi değerini anlayacaksın o günü bekliyorum."
Damla dibime girmiş gözüme bakıyordu biraz geri çekilip
"Güzel arkadaşım bak ben böyle seviyorum tamam mı bittiyse geç kalmayalım daha kahvaltımızı yapmadık açlıktan öleceğim."
cümlemi bitirir bitirmez Nergis Abla kahvaltı hazır diye çağırdı. Birlikte kahvaltıya indik. Nergis Abla yine sanat eseri yapmıştı . Bizim yemek yemeği sevdiğimizi biliyordu. Masaya oturup çaylarımızı içerken üçümüz de sohbet ettik Nergis abla derslerinizi aksatmayın ilk günden sıkı çalışın deyip durdu. Doyduktan sonra teşekkür edip evden çıktık. Okul normalde çok yakın değil ama erken kalkmıştık yürümenin iyi geleceğine karar verip çıkmıştık, zaten servis işini daha halledememiştik . En önemlisi Damla ile konuşacaklarımız vardı. Tatilden daha dün geldikleri için görüşme fırsatımız olmamıştı , telefondan anlatabilirdim ama yüz yüze konuşmak her zaman daha heyecanlı ve güzel oluyor. Ben konuşmaya başlamadan içimi okumuş gibi Damla hemen başladı
"Umarım yeni gelenler yakışıklıdır bir gözümüz gönlümüz bayram eder değil mi?"
"Güzel arkadaşım okula okumaya mı gidiyoruz yoksa çocuk kesmeye mi?"
"Tabii ki de, çocuk kesmeye" diyerek ellerini birbirine vurdu.
Damla her zamanki Damlaydı.
Gülerek "Tahmin ettiğim gibi beni yine şaşırtmıyorsun. Beni hiç bulaştırmazsan her türlü yardım ederim."
"Eğer Gizem biz okula varmadan hepsini kendine aşık etmeye çalışmazsa, kız resmen erkek hastası ilgi manyağı ya erkek olsun yeter havasında ya bu nedir . En büyük düşmanı benim kesin ama unutmuşum sensindir değil mi Elvin?"
Gizemin bana yaptıkları aklımda dolanmaya başladı. O kızdan nefret ediyordum.
"Kızım burada mısın alo daldın gittin yine ."
Damla seslenince kendime geldim.
"Sen Gizem deyince dalmışım kusura bakma. Yok yani sanki okulda başka insan kalmamış gibi benim sevdiğimi bile bile ona yanaşmalar falan ve gözümün önünde eskiden yakın arkadaş değilmişiz gibi , ben bir arkadaşımla küssem bile böyle bir şey yapmaya cesaret edemem, yapamam."
"Okulun son günü iyi dayak yedi bütün içimin yağları eridi tek düşmanı biz değiliz sonuçta."
"Gizem'i zaten okulda seven var mıydı? Ailesi bile tuvalet fırçası ile seviyordur."
"Tuvalet fırçasına yazık."
Birlikte gülerek yürümeye devam ettik .Okulun bu kadar uzak olduğunu unutmuştuk. Yolun kalanını taksi çevirip öyle okula gittik. Benim yine sinirlerim bozulduğu için kulaklıklarımı taktım ve en sevdiğim şarkıyı açtım. Damla da bu davranışımdan sinirlendiğimi anladığı için konuşmaya devam etmeden okula gittik.
Taksinin parasını ödeyip okul bahçesine yürümeye başladık. Kulaklıklarımı çıkarıp hiçbir şey olmamış gibi Damlayla okuldakilerin yazın fiziksel olarak ne kadar değiştiklerini konuşarak okulun kapısından içeri girdik. Okul değişmemişti, belki tekrar boyanmıştır ama fark edilmiyordu .Artık son senemiz olduğu için en üst kata çıktık sınıfa doğru ilerlerdik.
İçeri girdikten sonra her zamanki oturduğumuz yere cam kenarındaki en son sıraya çantamızı bırakacaktık .Damlayla sohbete dalıp çantamızı bıraktık .Derse daha 20 dakika vardı sınıfta beklemek yerine kantine inip kahve içmeyi tercih ettik. Kantine gitmek için sınıf kapısına doğru yöneldik o sırada arkamdan biri bana seslendi , bu ses çok tanıdıktı fakat o kadar da uzak en son 4 sene önce duymuştum bu sesi. En son bana bağırdığını hatırlıyordum bu sesin. Arkamı dönmemle onu görmem bir oldu. Barlas Akay