Bölüm 1

93 0 0
                                    

 İşte yine burdaydım.Hayatımı sarsan olayın ardından tekrar onun yanına gelmiştim.Elimdeki bir adet gülü kenara koyarak onun yanında durdum.Konuşmuyordu ve konuşmaması beni deli ediyordu.Benimle olmamsı canımı katlanılamaz derecede acıtıyordu.Güçlükle yutkundum ve onu saran soğuk mermerin kenarına iliştim.Gözlerimi bir türlü adını yazılı olduğu mermerden alamıyordum.Berna Salman.Bu iki kelime benim hayatımda sevdiğim bir insanı ifade ediyordu. annemi...


Gözlerimi yakan göz yaşlarımı tutamayarak ağlamaya başladım.Sessizce.Hiç bir zaman haykırarak ağlayamadım.O öldüğünde bile.Hatırlıyorum çığlıklarımı yastığa gömerek göz yaşlarımı serbest bırakmıştım.Günlerce.

 Ben sessizce ağlarken rüzgar şiddetini artturmış,artık kalkmam için beni iteliyordu adeta.Kaç saattir bu halde oturuyordum bilmiyorum.Saçım başım dağılmış halde ayağa kalktım.Kenara koyduğum gülü mezarın üstüne koyarak adını yazılı olduğu soguk(!) mermere minik bir öpücük kondurdum.

''Gitme vakti anne.'' diye fısıldadım.

 Ses yoktu.Sadece rüzgarın uğultusu duyuluyordu.Cevap alamayacağımı biliyordum.Bunu son 2 yıldır gayet iyi biliyordum.Umutsuzca başımı salladım:

''Sesini özledim anne...Seninle ilgili herşeyi özledim.''

Derin bir nefes alarak mezarlığın çıkışına doğru ilerledim.Sarsak olan adımlarım şimdi kendinden emindi.Saat 2'de atölyede olmalıydım.

   ***** 

 Atölyeye geldiğimde içerisinin sıcak olduğuu fark ederek üzerimdeki siyah deri ceketi çıkararak askıya astım.Saçlarımı omzumun sağ kısmına alarak etrafa bakındım.Atölye dediğim yer 4 katlı bir binanın çatı katıydı ve yüksek bir tavanı,koyu renkte duvar kağıtları ve uzun pencereleri olan kasvetin hüküm sürdüğü bir yerdi.Kapının hemen çaprazında toplam 12 tane tual sehpası vardı ve bunlar arkadan ışık alacak şekilde yerleştirilmişti.En köşedeki yerime geçerek tualimi,fırçalarımı ve çoğu koyu renkte olan boyalarımı çıkardım.

 Annem gittiğinden beri-öldü demek yerine bu daha az acı verici-kendimi toplayamadım.İlk başlarda onu kaybetmenin acısı beni hergün tekrardan öldürürken, bir yerden sonra bu acının yerini efret aldı.Kendime,babama, ve diğer insanlara karşı hissettiğim katıksız bir nefret.Bundan kurtulmak için çabaladım.Unutmak istedim.Unutmak istedikçe daha kötü oldu.Ve birden kendimi içki içerken, uyuşturucu kullanırken,her gece başka bir erkekle birlikte olurken buldum.Bunlar sona erdiğinde eski ben değildim.Erkek arkadaşından ayrılınca ağlayan yada verdiği acının hiçbir acıya benzemedğini düşünen bir ahmak değildim.Bunlar sona erdiğinde benden arta kalan sadece büyük bir enkazdı.

 Beni geçmişe yaptığım bu küçük yolculuktan uyandıran resim hocamız aynı zamanda derin bir saygı duyduğum Aziz Abi'ydi.Resim konusunda ona güvendiğim kadar babama bile güvenmem.Aslında babama hiçbir konuda güvenmem.Her neyse!Kendisi her ne kadar resimlerimde koyu renkler yerine açık tonlar kullanmamı sıkça istediğini belirtsede, ben hep belki bir gün diye geçiştirirdim.Yanımda durmuş beni dürterken ben işte bunları düşünüyordum.Boş gözlerle ona döndüm.

'' Sare bugün canlı bir modelle çalışıcaz ve senden iyi bir resim bekliyorum'' derken mavi gözlerini merakla bana dikmişti.

 Aziz Abi 40'lı yaşlarında çarpık gülüşü ve kısa saçlarıyla sanatçı kişiliğini yanında sert kalıyordu.Bira içmekten hafif çıkmış bir göbeği ve benden yaklaşık 10 santim uzun boyu vardı.

 Duygusuzca gözlerimi ona çevirdim.

''Seni asla yarı yolda bırakmam'' dediğimde gözlerinden ise hüzünlü bir gölge geçmişti.

''Biliyorum yavrum,biliyorum.Onun yanından mı geliyorsun?'' dediğinde gözlerimi ondan kaçırma gereği duydum. ''Evet.''

''Bu konuşmadan nefret ediyorsun,biliyorum ama ne olursa olsun ve ne yaparsan yap yanındayım.Sakın önceden yaptığın şeyleri desteklediğimi düşünme.Sana hala kızgınım.Ama unutma sen benim asla sahip olamadığım kızımsın.Bunu aklından çıkarma.''

 Yumuşayan yüzümü ona çevirdim.Gözlerine bakarken babamın bile bana böyle bakmadığı zihnimde yankı buldu.

 Becerebildiğim en iyi şekilde ona gülümsedim Aslında bu gülümseme varla yok arası birşeydi ama o bunu benim için neşeyle atılan bir kahkahadan farksız olduğunu biliyordu.

''Aklımdan çıkarmam Aziz Abi.Sende hergün 'keşke böyle bir babaya sahip olsaydım' dedirten ve tanrıyla aramı bozacak şeyler saydırtan bir adamsın.Daha önce tanışsaydık bazı şeyler benim için daha kolay olurdu.'' dediğimde bakışlarımı boşuğa dikiştim.ona döndüğümde şefkatli gözlerle bana bakıyordu.

 Sırtımı sıvazladıktan sonra diğer öğrencilerin yanına gitmek için yanımdan geçerek yürümeye başladı.Ama aklına birşey gelmiş gibi topuklarının üstünde geri döndü.

''Ayrıca unutmadan Sarecim.Gelecek olan modeli elinden geldiğince iyi çizmeni istiyorum.Çalışman iyi olursa -ki olucak- onu İstanbul'da ki bazı dostlarıma yollamayı planlıyorum.Beğenirlerse ünüversite hakkında endişelenmene gerek kalmaz.''

 Bunu duyduğuda beceriksizce gülmsedim.Oturduğum yüksek tabureden kalkıp cılız kollarımı Aziz abinin bedenine doladım.Fısıltıyla''Teşkkür ederim,çok teşekkür ederim..''

Bu, içinde bulunduğum cehennemden kurtulmak için altın biletimdi.Yaptıklarımdan arınmam ve yeniden başlamak için bir şanstı.Bugün hayatım değişebilirdi.

İlk hikayem ve umarım beğenirsiniz.Multimedia: Sare Salman.

İNİLTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin