Uçsuz bucaksız bir ormanda yaşayan koca ayak adındabir ayı varmış. Bu ayı çok yalnızmış. Evinde bir başına yaş kızarmış. Bazen ormandagezintiye çıkar, şarj edilebilir hayvanlarla laflarmış ama evinden çok da uzağa gitmekistemezmiş. Hemen evine dönermiş. Yine böyle bir gün evine dönmüş. Evde yalnızbaşına bizim koca ayak çok sıkılmış. Ey gün koltukta uyuyakalmış.
Bir uyanık onu yer kapkaranlıkmış. Karnım çok aç bir şeyler yemeliyim demiş. Ne yesem ne yesem diye düşünürken Yağ şişesi dile gelmiş "Beni kullanıp kendine güzel bir omlet yapmalısın" demiş. Bulaşıklıktaki tava "Ama önce bana ihtiyacın var." Demiş. Sonra buzdolabından sesler geliyormuş. Buzdolabındaki konuşanlar yumurtalarmış. Koro halinde "Bizsiz ne yapacakını düşünmek bile istemiyoruz." diyorlarmış. Bizim Koca Ayak şaşkınlık içinde mutfaktan gelen sesleri dinliyormuş. Birden "Yaşasın, mutfak eşyaları benimle konuşuyor. Artık evimdeki bu yalnızlığa son veriyorum." Demiş. Koca ayak tam susmuş ki bir şarkı mırıltısı duymaya başlamış. Mırıltıyı dinlemiş."Ben Bir küçük çaydanlığım, yuvarlak Bir Karnım var. Burada kolum var, Burada ağzım var. Kaynayınca suyum, çağırırım seni. Eğersin Başımı içersin çayını. Lıklıkta lıklık lıklıkta lıklık." Diyormuş şarkıda. Tabi ki şarkıyı söyleyen çaydanlıkmış. Koca Ayak bir kahkaha atmış. Çaydanlığı almış eline "Seni dinleyerek ocağa bir çay koymakla işe başlamalıyım o zaman." Demiş. Elbette dirsek çayını ocağa koyup demleyen. Kendisine güzel bir sofra hazırlamış. O gece mutfakta ki eşyalarla konuşa konuşa omletini afiyetle yemiş koca ayak. O kadar mutluymuş ki nerdeyse mutluluktan havalara uçacakmış.
Ertesi gün birden uyuya kaldığı koltuktan uyanmış. Olanların hepsinin bir rüya olduğunu anlamış ve gülümsemiş rüya bile olsa evde yalnız olmama düşüncesini sevmiş. Hemen mutfağa geçmiş kendine güzel bir kahvaltı hazırlamış. Sonrada ormanda bir gezinti yapamaya karar vermiş. Yola koyulmuş, "Kendime bir ev arkadaşı bulmalıyım" diye düşünmüş. O anda yanından geçmekte olan bilge kaplumbağayı içindir. "Merhaba Bilge Kaplumbağa nasılsın?" demiş. Bilge Kaplumbağa; "İyiyim Koca Ayak sen nasılsın?" Demiş. Bilge Kaplumbağaları " Yalnız yaşamak senin için zor olsa gerek" demiş. Koca Ayağın birden gözleri parlamış."Ben de tam bunu düşünüyordum aklımdan geçenleri bildin, benim ev arkadaşım olur musun?" demiş Koca Ayak. Bilge Kaplumbağa bu soru incelendi şaşırmış. Ve demiş ki; " Üzgünüm Koca Ayak ben zaten ailemle yaşıyorum ama burada istersen arkadaşlara bir solabilirim" demiş. Bizim koca ayak birden mahzunlaşmış, teşekkür edip oradan uzaklaşmış. Ormanın derinliklerine doğru yürümeye devam ediyor. Sonra birden evinden çok uzaklaşmasını fark ediyor. Havada kararmış. Koca Ayak ne yapacağını bilemez halde ormanda bir başına kalakalmış. Sonra ormanda çaresizce ağlayan bir ses duymuş. Ey sese doğru yürümeye başlamış. Ne ile karşılaşacağını çok merak ediyormuş. Tam adımını atmış ki birden kocaman bir çukura düşmüş. Duyduğu ses artık yanı başındaymış.
Çukurdaki ses sevimli bir tavşancığa aitmiş. Tavşancık bir ağa sarılı halde hem kurtulmaya çalışıyor, hem de korkudan ağlıyormuş. Çukura düşen Koca Ayak önce şaşkın halde sağına soluna bakınmış, ne olduğunu anlamaya çalışmış. Şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra tavşancığa yaklaşmış. "Ağlama sevimli tavşancık, ben de çukura düştüm, bana neler olduğunu anlatır mısın?" demiş. Tavşancık hıçkırıklarını susturmuş gözleri yaşlı halde bizim Koca Ayak'a bakmış. Sonra bir bir başından geçenleri anlatmış."Ben kırlarda gezip dolaşıyordum, sonra insanların sesleri duydum, ne olduğunu anlamak için çalıların arkasına saklanıp onları izledim. Onu yere böyle ağlar koyuyorlardı. Kötü kalpli insanlar bu ağlara yakalanan hayvan dostlarımı yakalayıp arabalarına yüklediler. Ağa yakalanım için hızlıca ordan kaçarken görmeden bastığım. Kurtulmak için çırpınırken de yuvarlanıp bu çukurun içine düştüm. Ne kadar uğraştıysam da ağdan kurtulamadım. "Demiş ve ağlamaya devam ediyor.
Bizim Koca Ayak tavşancığın duytıklarını duyunca çok üzülmüş. Ağlama güzel tavşancık, ben seni bu ağdan da çukurdan da kurtarırım "demiş. Tavşancığın gözleri parlamış birden. Koca Ayak bir hareketle ağları kopmuş. Sonra da tavşancığı eline alıp çukurun üstüne doğru uzatmış, tavşancık hoplayıp çukurdan çıkmış. Sonra da Koca Ayak çıkmış. Çünkü ayılar ustalarmış tırmanmakta.
Çukurdan çıkan iki arkadaş bir kenarda dinlenmişler. Koca Ayak tavşancığa; "Hadi seni yuvana kadar götüreyim, sonra ben de evime gideyim, bu karanlıkta seni yalnız bırakamam. "Demiş. Tavşancığın gözleri tekrar dolmuş. "Bütün arkadaşlarımı avcılar götürdü. Tek başıma yuvamda ne yaparım? " demiş. Koca Ayak düşünmüş, evde yalnız başına çok sıkıldığını hatırlamış. Tavşancığa dönüp; "Benimle birlikte yaşar mısın, ben seni kötü insanlardan korurum, sen de bana ev arkadaşı olur yalnızlıktan kurtarırsın ." demiş. Tavşancık çok sevinmiş ve bu teklifi hemen kabul etti.
Koca Ayak ve sevimli tavşancık o günden sonra birlikte ve mutlu bir hayat yaşamışlar.
YAZARLAR:
Fatma ÇİFTCİ-Hoca Ahmet Yesevi İlkokulu
Nagehan GENÇ-Yüksel Özden İçil Anaokulu
Saliha ÇETİN-Selçuklu Belediyesi Sevgi Anaokulu
YOU ARE READING
YALNIZLIĞINA ÇARE ARAYAN KOCA AYAK
Short StoryBu kitapta yalnız bir ayının kendisine ev arkadaşı bulma yolundaki macerası anlatılmaktadır. Minik Kalpler Etkinliklerle DEĞERleniyor eTwinning projesinin ortak ürünüdür.K