Işıklar o kadar çok gözümü alıyordu ki çevredeki insanları ayırt edemiyordum. Adımlarımın beni nereye götürdüğünü bilmeden ilerliyor, bir an önce bu kalabalıktan sıyrılmak ve yalnız kalmak istiyordum. Buraya hiç gelmemeliydim, böyle gösterişli davetler bana uygun değil.
Kaç kadeh içmiştim bilmiyorum ama mide bulantım ve ayakta duramamamdan çok içtiğim belliydi. Ayaklarım beni taşımayacak halde zorla kendimi salondan attım ve bir koridora girdim. Nereye gittiğimi bilmeden ilerliyordum. Ayağımdaki topuklular dengede kalmamı oldukça zorlaştırıyorken içimden kendime bu kadar yüksek topuklu giydiğim için küfrediyordum.
Mide bulantım o kadar artmıştı ki bir an önce lavaboya gitmezsem olduğum yere midemde ne var ne yok çıkarmam olasıydı. Koridorun sonuna yaklaşıyordum ve sonda bir lavabo bulmayı ümit ettim. Koridoru dönmem ile bir şeye çarpmam bir oldu ve dengemi kaybettim. Düşmek üzereyken belime sarılan bir kol ile ayakta kalabildim. Kollarının arasında olduğum kişiye bakmak için başımı kaldırdım ve kaşları çatık bir şekilde gözlerime bakan bir adamla karşılaştım. Bir 5 saniye gözlerimiz ayrılmazken kolunu yavaşça belimden çekti. "Ayakta durabilecek misin?" Sorusu ile kendime geldim. "Niye duramayayım ki?" diye cevap verdikten sonra yanından geçmek için 2 adım atmıştım ki bacaklarımın bana ihanetiyle ayaklarım birbirine dolandı ve olduğum yere çöktüm, evet düştüm demeyeceğim. Adamın bakışlarını üzerimde hissediyordum ama başımı kaldıramıyordum. Koluma uzattığı eli ile beni sert sayılabilecek bir sıkılıkta tutup ayağa kaldırdı. Sesli bir şekilde nefesini dışarı verip yüzüme bakmaya başladı. E çek git işte madem uğraşmak canını sıktıysa, hem utanmış hemde sinirlenmiştim tavrından ötürü.
Bir an mide bulantım ile elimi ağzıma götürdüm. "Sanırım kusacağım." diyerek arkamı döndüm, adama daha fazla rezil olmak istemiyordum. "Yürü hadi ve sakın kusayım deme tut biraz." Bileğimden tutup beni çekiştirmeye başladı. Bir kaç dakika sonra bir asansörün önünde duruyorduk. Asansörün gelmesiyle asansöre bindik ve 17. katın düğmesine bastı. Büyük bir oteldi ama niye o kadar yukarı çıktığımızı anlamadım, eminim ki her katta lavabo vardır.
Asansörün hareket etmesi midemi daha da alt üst etti ve kendimi daha fazla tutamayıp kusmaya başladım. Öğürmeye devam ederek midemdeki bütün sıvıyı çıkarmıştım. Ve tüm bunlar olurken yanımdaki adamın buna şahit olması yerin dibine girme isteği uyandırmıştı bende. Yüzüne bakamadığım için gözlerimi kapatarak bir an önce asansörden inmeyi bekledim. Asansörün durması ile yine beni peşinden sürüklemeye başladı ve bi kapının önüne gelince cebinden çıkardığı kart ile kapıyı açtı. Beni de peşinden sürükleyerek odaya soktu ve bir kapıyı açıp içeri doğru hafifçe itti beni. "Yüzünü yıka ve biraz kendine gel." dedikten sonra kapıyı kapattı.
Bir otel odasının banyosundaydım. Oldukça büyük ve temiz bir banyoydu. Banyoyu incelemeyi bırakıp aynada yüzüme baktım. Saçlarım biraz dağılmış ve yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Üzerimdeki elbise ise kusmuk olmuştu ve bana bile iğrenç gelen bu görüntü yabancı biri tarafından oldukça çirkin ve rahatsız edici olmalıydı. Saten elbisenin önünü bir peçeteyi su ile ıslatıp silmeye başladım. Temizlenmişti ama baya ıslanmıştı elbisenin önü. Son olarak elimi yüzümü de yıkayıp odadan çıktım. Odanın içine ilerledim ve yabacı bakışlara değdi gözlerim. Koltuğa oturmuş ve başını yaslayıp gözlerini kapatmıştı. Ona doğru bir kaç adım atıp durdum. Bana bile kısık gelecek bir sesle konuşmaya çalıştım. "Teşekkür ederim yardımın için ve..." bir süre diyeceğim kelimeleri toparlamaya çalıştım. "Ve?" Onun sesi ile kendime geldim. "Şahit oldukların için de üzgünüm." dedim utanarak. Ayağa kalkıp yanımdan geçti ve 1 dk sonra elinde bir tişört ile geldi. "Giy bunu." Tişörtü elimde tutarak anlamadığımı belirten bir bakışla yüzüne baktım. "Islak bir elbiseyle durma, kendine gelene kadar elbisen kurur sonra gidersin." Cevap vermek için ağzımı açmıştım reddecektim ama vazgeçtim. Burada kalıp biraz dinlenmek istiyordum. Kendimde değildim. Yürümek ve eve gitmek istemiyordum. "Keyfine bak." cevap bile beklemeden beni odada bırakarak çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bitmeyen Gece
General FictionTek bir gecenin sonuçları beklediğimden de ağır oldu. Hiç tanımadığım bir yabancının kollarında yeni bir benlik kazanırkan asıl beni kaybettim. Rahmime düşen bebek için verebileceğim bir hayat yoktu. Ben de kolay olani seçtim ve ondan vazgeçtim. Yaş...