Herkese merhaba bu hikayeyi eğlenmek için yazıyorum. 2 gün de bir bölüm gelecektir. Umarım beğenirsiniz. 😊
*****
Bugün bir ayrı mutluydum çünkü uzun süren tatilden sonra okulumu ve arkadaşlarımı özlemiştim. Size biraz kendimden bahsedeyim ben Katherine Skyler. Ama arkadaşlarım bana Kate diye seslenirler. Yaşadığım olağanüstü gezenini ismi Sirius. Ben Tanrıça Selene'nin soyundan geliyordum. Küçüklüğümün bir bölümünü Dünyada geçirdim. Oradaki ailemi ve arkadaşlarımı hala özlüyorum ama yapabileceğim bir şey yok. Ben buraya aitim. Ya da ben öyle sanıyordum...
Şimdi de size yaşadığım bu harika Gezegeni anlatıyım.
Sirius gezegeninde farklı sihirli güçlere sahip iyi ve kötü türler yaşamaktadır. Bu türler şunlardır:
Avcılar, Vampirler, Cüceler, Periler, Temsilciler, Cadılar ve Yaratıcılar.
Avcılar:
Bir başka deyişle kurt adamlar da diyebiliriz. İnsan formunda iken yaraları çok çabuk iyileşebiliyor. Ve zorunlu bir şekilde her Dolunayda kurda dönüşmektedirler.Vampirler:
Genellikle insan kanından beslenirler. Çok uzağındaki sesleri işitebilirlerdir. İnsanlara göre çok sessiz ve hızlıdırlar.Cadılar:
Belirli taşlardan ve doğadan güç alabilirler. Cadılar kimin soyundan geliyorsa o bölüme gider. birden farklı gücün ortaya çıktığı yer Cadılar bölümüdür.Cüceler: Mağaralarda yaşarlar. Çok kurnazdırlar ve Cadılar gibi sihirli taşlardan güç emebilirler.
Periler: Periler güçlerini sadece iyilik için kullanabilirler. Güçlerini sadece belirli bir süre zarfında kullanabilir ondan sonra her şey eski haline döner.
Temsilciler: Temsilciler ise diğer türlerin başları ve en güçlüleridir. Toplam altı kişilerdir. Eskiden yedi kişilerdi ama birliği ve güvenliği sağlamak için bu grubun içinden Yaratıcıları çıkartmışlardır.
Ve en tehlikeli tür ise Yaratıcılar...
Yaratıcılar: Cadılara benzerler ama kara büyü ile yürürler. Yaratıcıların özelliklerinden biri ise her Dolunay da yeni ve durdurulamaz bir canavar yaratmalarıdır. Bu canavarları yaratıp amaçları Temsilcilerden öç alıp Sirius Gezegenini içten içe yok etmek uğraşıyorlardır.
********
Evden çıkarken sonunda bugün okul var arkadaşlarımı göreceğim diye bağırmak istiyordum. Ama yine de içimde değişik bir his vardı. Yeni yıl yeni arkadaşlar... İçimden umarım günüm iyi geçer diye geçirdim. Çantamdan kulaklığımı çıkarıp kulağıma taktım ve müziği açıp yürümeye devam ettim. Okul yolu benim tek kaldığım yere uzaktı bu yüzden yolumu değiştirip kestirme yoldan gitmeye karar verdim. Bu kestirme yol Avcıların olduğu okulun önünden geçiyordu. Umarım kimliğimi belli etmem diye aklımdan geçirdim. Kapşonumu başıma geçirdim yere bakarak hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Neyse ki okuluma gelebilmiştim. Ucuz kurtuldum resmen diyerek rahatlamış bir şekilde tuttuğum nefesimi dışarıya verdim. Avcılar ne kadar iyi olsalar da Cadıları hep dışlarlardı. Bu yüzden onlarla muhattap bile olmak istemiyordum. İlk ders kimlik belirlemeydi. Ve benim hala gücüm keşfedilememişti. Bu yüzden sınava milyon kere falan girmişliğim vardır. Sınıfa girdiğimde boş sıralara baktım ve birinin bana el salladığını gördüm. Bu en yakın arkadaşım Lily'di. Gülümser bir şekilde konuştu.
"Günaydın Katie, bu dönem için heyecanlı mısın?" Çantamdan kitapları çıkartıp masaya koydum ve konuşmaya başladım. "Evet, eskisinden daha fazla hem de umarım bu dönem başımız belaya girmez." dedim. O da kahkaha attı. Dirseğiyle kolumu dürtüp konuşmaya başladı. "Hadi ama Katie bence başımız yakışıklı bir çocuk tarafından belaya girerse ne harika olur." dedi. bu söylediği şeye göz devirdim. Evet, kendisi benim tam bir yürüyen baş belamdı.