Your Loving Husband [BXB]

/4/

Yaklaşık iki hafta sonra / yazar

Yankı: Hey akşam işin var mı

Levni: Hayır, neden?

Yankı: Babamlar falan yok ve sana bir sürprizim var

Levni Tamam gelirim

Levni telefonu kenara bıraktı, sürprizi oldukça merak etmişti. İçi içini yerken saati kontrol etti saat henüz 15.00 dı, ve muhtemelen yemek saatinde falan buluşacaklardı bu da demek oluyor ki daha üç buçuk-dört saat falan vardı. Sıkıntı ile kalkıp tuvalinin başına oturdu.

____

"Mumlar neredee?" Berk içeriden bağırarak sorduğu soruya cevap alamayınca mutfağa yürüdü

"Bir şey soruyorum şurada"

"Ben de yemek yapıyorum aaa, git Buseye sor" diye siten etti Yankı elindeki tepsiyi fırına sürerken. Berk de mutfaktan çıkıp salona doğru gitti. Buse koltukta oturmuş bilgisayardan bir şeye bakıyordu.

"Ne yapıyorsun "

"Son kez videoyu kontrol ediyorum"

"Güzel, mumlar nerede?"

"Yağmur daha almadı onları, kargo ile gelecek, Emre nerede?"

"Mutfakta Yankıya yardım ediyor, Murat minderleri almaya gitti, istediğimiz minderleri eve getiremiyorlarmış falan, Onur da şu duvara yansıtma şeysini almaya gitti, yağmur ise dekarasyon ile ilgili hoş bir şeyler geldi aklıma dedi çıktı gitti."

"Heh buldum"

"neyi" eliyle gel işareti yapınca yanına oturdu Berk.

"Bak şimdi bu sahneye bakarak müziği dinle... Gördün mü yanlışlıkla bu sahnenin sonunda başlamış"

"Vay, sen çok... Dikkatlisin"

"sağ ol" dedi ve iki saniye birbirlerine baktılar sonra bu tuhaf bakışı Buse böldü

"neyse sen git odayla ilgilen"

"evet evet gideyim" dedi ve kalkıp asıl odaya gitti.

___

"Vay be" dedi pastanın üzerine sosu yayan Emre. Yankı gülümsedi ve sordu:

"ne oldu"

"Sen yıllarca gel büyüt, ellerinle ağzına tavuk dürüm sok, futbolda bir yerini yardığında sen yardım et, lise boyunca her kız tavlama çabasına bolca yardım et bir sürü şey yap elin oğlu gelsin alsın" Emrenin dediği şeyle Yankı kahkaha attı

"Ne gülüyorsun ya aaa, çekil oradan da tatlıyı dolaba sokayım" Yankı çekildi ve Emre geçip elindeki tatlıyı dolaba sokuşturdu.

" Tüm tatlıları ben yaptım, atarsın artık cebime üç beş"

"Ne? Yok bana böyle bir bilgi verilmedi üzgünüm"

" Böyle böyle başlayacağım aşçılık kariyerime üzgünüm, ama senin bu yolda ne kadar kariyerin olur bilemem"

" O ne demek ya?"

" E tatlı yapamıyorsun oğlum. Düşünsene" dedi ve elini sırtına koyup gözlerini kıstı. Ve diğer elini de açıp uzakları gösterdi

"İtayadasın, bir restoranın var, her şey mükemmel, sonra yaşadığın şehrin önde gelenlerinden misafirlerin geliyor ve diyorlar ki sizi çok övdüler falan filan sonra her şeyi sen yapıyorsun ve diyorlar ki bize bir sufle yapa ama sen bir tatlı bile yapamıyorsun, düşündün mü? "biraz durduktan sonra kafasına geçirdi