DOKUZ

9 Bölge

Yer: Yemekhane

Saat: 12.00

Herkes biraz tedirgin görünüyordu. Kimsenin ağzından tek bir kelime çıkmıyordu sanki herkes korkuyor gibiydi. Dayanamadım ve ;

Hüseyin: Herkes iyi mi ?

Bircan: Bilmiyorum hala neden burda olduğumuzu tam olarak anlamadım.

Serdem: Ben de anlamıyorum.

Hilal: Eğer bizler seçilmiş insanlarsak ve genetiğimizde aynı gen varsa nasıl daha önceden tanışmış olabiliriz ki bana mantıklı gelmiyor.

Hüseyin: Sanırım benim bir tahminim var.

Ezgi: Nedir?

Hüseyin: Eski Türkler Şamanizm dinine inanırdı. Şamanizm dininde Şamanistler Atalarına çok önem verirdi. Ayrıca söylenenlere göre geleceği bilirler ve gelecek nesilde ki çocuklarını hayata hazırlarlardı. Bir şekilde bizim bir araya gelmemizi sağlamışlardır.

Elif B: Evet ama bu sadece bir efsane nasıl emin olabiliriz ki ?

Berkay : Uzaylıların olmadığınıda düşünüyorduk düne kadar bence her şey mümkün.

Asude: Peki şimdi ne yapıcağız.

Yine herkesin tanıdık bir ses duymasıyla herkes kafasını çevirir gelen Fizikçidir.

Fizikçi: Kafanızda çok fazla soru olduğunu biliyorum ama bunların hepsinin bir açıklaması olucaktır ve bizde hep beraber bunları çözüceğiz. Şimdi lütfen yemeklerinizi yediyseniz beni takip edin.

Yine laboratuvar kısmına doğru fizikçiyi takip ettik.

Doktor: Merhaba arkadaşlar bugün bir kaç test uygulamasına gireceksiniz ve size bazı bağışıklık iğneleri yapmam gerekicek. Biraz yan etkileri ''mide bulantısı, baş dönmesi ''gibi olabilir. Lütfen sedyelere geçin. Hepimiz yine hiç bir şey söylemeden testlerimizi olduk ve bu sefer içeri Albay geldi.

Albay: Şimdi beni takip etmenizi istiyorum.

Hüseyin: Bu sefer nereye gidiyoruz.

Albay: Görüceksiniz.

Büyük spor salonu tarzı bir yere getirildik. Etrafta bazı koşu bantları silahlar koordinasyon için aletler vardı.

Albay: Şimdi sizlerle biraz antreman yapmamız gerekicek sınırlarınızı öğrenebilmek için.

Berkay : Ne sınırı?

Albay: Bu sadece tedbir amaçlı arkadaşlar sadece bu kadarını söylemeye yetkim var.

Hepimiz testlere girdikten sonra odaya gidip biraz dinlenmek istedik ve odaya geçtik ama ben ne olduğunu öğrenmek istiyordum herkes uyuklarken ana bölgeye doğru ilerledim ve camdan içeriye bakarken Profesör ve Albayın tartıştığını fark ettim. Beni gördüklerinde sustular ve Profesör benim yanıma doğru geldi.

Hüseyin : Profesör..

Fizikçi: Lütfen Hüseyin Burak de..

Hüseyin: Doğru. Ne oldu Burak biraz tartışıyor gibiydiniz. 

Fizikçi:  Bilim insanları ve askerler pek iyi geçinemezler biliyorsun anlaşmazlıklar falan. Sen neden dinlenmiyorsun.

Hüseyin: Hala tam olarak sorularımın cevabını almış değilim o yüzden merakım yorgunluğumun önüne geçiyor Burak.

Fizikçi: Anlıyorum bazı cevapları henüz bizde bilmiyoruz o yüzden anlamamanız normal ama lütfen sakin ol her şey düzelicek korkacak bir şey yok bana güven.