Zorlu bir toplantıdan çıkmış ve günün verdiği yorgunlukla taksinin camından yerin altımdan kaymasını izliyordum. Aslında Kai beni almaya gelecekti ancak son dakika işi yüzünden taksiye binmek zorunda kalmıştım neyse ki şirket ve evin arasındaki mesafe azdı.
Şöförün dikkatli bir şekilde yola bakmasından faydalanarak üzerimdeki ceketi çıkartıp gömleğimin düğmelerini sütyenimin görüleceği kadar açtım. Ardından telefonu elime alarak kısa ancak etkili bir video çekip Kai'ye gönderdim. Ardından düğmelerimi ilikleyip söförün ters bakışlarıyla birlikte arabadan indip eve doğru yürümeye başladım.
Eve girdiğimde Kai'nin kulaklığı takık bir şekilde laptopla uğraştığını görüp yanına gittim. Yavaşça kulaklığı çıkarıp onu öpmeye başladım, ancak biraz geri çekilip; "şu anda meşgulüm hayatım, üzgünüm ama olmaz iyi geceler sana." Deyip laptopla uğraşmaya geri döndü sanki orada hiç yokmuşum gibi.
Bende yavas yavas mor ve loş ışığın hakim olduğu odama girdim. Önce iç çamaşırımı çıkartıp dolaptaki vibratörü aldım ve yatağa geçtim, vibratörün titreşim hızını en yükseye alıp kendimi tatmin etmeye çalıştım...kelimenin tam anlamıyla içimin parçalanmasını hissediyordum, midemde ki kelebekler daha fazla dayanamayıp birer birer ölüyorlardı ve bu sadece belimin zevkten bükülmesine sebep oluyordu. Artık boşalacağımı hissettiğim zaman inlemek için ağzımı zor kapatıp kendimi acı,zevk karışımı bir his ve uykunun kollarına bıraktım.
~~~
"Bugün sevgilim Jennie'nin doğum günü o yüzden hadi hep beraber MUTLU YILLAR JENNİE, MUTLU YILLAR JENNİE."
Saat neredeyse 12'ye gelmek üzereydi. Rosé ve jungkook'un daveti üzerine doğum günümü kutlamak için ufak açık hava barı tarzı bir yere gelmiştik. Bu sabah erken kalktığım için başımın ağrısına daha fazla dayanamayıp ayağı kaltım ve gitmek için izin istedim." Tatlım ama daha geleli 3 saat bile olmadı." Diyen kai'ye gözlerimi devirip cevap verdim "en burada kalabilirsin, zaten ev diğer blokta" deyip gitmek için yola koyuldum.
Taşlarla çevrelenmiş yolda yürürken müziğin sesinin azalmasıyla rahat bir nefes verdim, ancak arkamda hissettiğim adım sesleriyle durup hızlıca arkama döndüğümde benden biraz daha uzun ve siyah saçlı bir adamla burun buruna geldim.
"Kayıp mı oldun, küçük kız?" (ArE yoU lOSt baBY gİrL HEEE) ne demek istediğini tam olarak anlamasamda adamın yanından geçip adımlarımı hızlandırarak yürümüye başladım. Hala orada mı olduğuna bakmak için omuzumun üzerinden oraya dogru baktığımda hic kimseyi göremedim...sanki hiç karşılaşmamışız gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
365 Days ~JENMİN~
FanfictionAyak bileziklerimi tutup bacaklarımı daha da geniş açtı. Teleskopik çubuktan birkaç çat sesi çıktı. Bacaklarım çok geniş bir V şeklini aldı. "Lütfen" diye fısıldadım. Diyebilecek başka hiçbir şey aklıma gelmemişti. "Başlamamı mı yoksa vazgeçmemi mi...
