phony ;; kooklisa [tr]

otuz bir

üçüncü kişi bakış açısı.

"jungkook! tanrım, geç kaldığım için çok üzgünüm." lisa, uzun boylu çocuğu görür görmez özür diledi.

jungkook için, geç kalması sorun değildi. önemli olan özlem duyduğu kızın gelmiş olmasıydı.

"aslında bu sorun değil." cevabı yeterli gelmediği için geniş bir şekilde gülümsedi.

"l-lisa," jungkook kekeledi.

"evet?" diye yanıtladı kız.

sadece basit beyaz bir gömlek ve bir çift siyah converse giymiş olmasına rağmen ona ne kadar güzel göründüğünü söylemek istiyordu. bunu onu gördüğü her seferinde söylemek istemişti.

gözleri üniversitedeki ilk günden beri kızın güzelliğini fark etmişti. onun için, tüm güzel kızlardan en göze çarpanı lisa'ydı.

fakat lisa'ya yaklaşmayı denediğinde, sonuç olarak tek kelime edemiyordu. en büyük korkusu onu reddetmesiydi.

"ah... hiçbir şey." dedi jungkook.

"bu arada, bugün nereye gidiyoruz?" diye sordu sarışın.

"gitmek istediğin bir yer var mı? ya da bir şeyler yemek ister misin?" dedi jungkook arka arkaya.

"şuan aç değilim. bir yerlerde eğlenmeye ne dersin?" diye öneride bulundu lisa.

"tabii. bir yer biliyorum." dedi çocuk kızdan ayrılmadan önce.

-

"güzel bir yer seçtin, jeon." lisa çarşıya vardıklarında jungkook'un sırtına dokundu. "her zaman arkadaşlarımla tekrar buraya gelmek istemiştim ama bugünlerde oldukça meşguller." diye ekledi.

"birkaç jeton alacağım." jungkook söyleyerek tezgaha ilerledi. lisa da bu sırada çarşının etrafında dolaşıyordu.

jisoo, jennie ve chaeyoung ile üniversitenin ilk yılında her dersten sonra buraya gelip nasıl eğlendiklerini hatırladı. bütün paralarını harcamışlar ve gece yarısına kadar oyun oynamışlardı.

bir keresinde çarşı basketbolu oynarken yanlışlıkla bir çocuğa topla vurduğunu anımsadı.

bu, ilk öpücüğünü 'pislik'  olarak adlandırdığı birinden aldığı ilk seferdi.

"aish, o pislik. benim ilk öpücüğümü çaldı. seni bulup güzelce benzettiğimden emin olacağım." dedi lisa yumruklarını sıkıp.

"kim pislik?" jungkook arkasından söyledi, bu kızı şaşırtmıştı.

"ah, buradasın!" dedi lisa konuyu değiştirmek için.

"evet. pekala, önce neyi oynamak istersin?" diye sordu çocuk yüzünde garip bir ifadeyle.

lisa ikisinin birlikte oynayabileceği bir oyun aradı, sonra gözleri adrenalin dolmalarını sağlayacak bir makine buldu.

"nasıl dans edileceğini biliyor musun?" lisa makineye giden yolu adımlarken jungkook'a sordu.

"uhm... neden?" dedi jungkook.

"hadi dance dance revolution* oynayalım!" dans makinesinin önüne geldiğinde bağırdı.

lisa'nın gözleri, oyun başladığında ve dans matına basarken parlıyordu.