Okuldan çıkıp direk Petrica' nın yanına gittim. Petrica iyidir, her haliyle sevecen ve samimi insanları olduğu gibi kabul eden, yargılamayan ,en önemlisi de kimseyle alay etmeyen bir arkadaşdır. Güzel bir kızdır ve zekidir. Tamamen macera ve olaylara tutkundur. Bende hep uzak dururum.
" Nasılsın Petrica ? "
" İyiyim Sam. Ya sen ? "
" İyi sayılır. Sadece yorgunum ." Yalan söylemeyi neden beceremiyorum.
"Demek öyle Sam. Canım çok sıkıldı.Hadi kalk ormana gidiyoruz. "
Her zaman yaptığımız gibi canımız sıkıldığında hep ormanı gezmeye giderdik. Farklı bir havası vardır. Sanki benim gibi dışlanmışların yeri. Hep huzur bulurum burada.
Petricayla yürürken bir şey farkettim. Petrica yeni araştırmaya başladığı beyin gücüyle eşyaları hareket ettirme olayını durmadan anlamadığım terimler kullanarak anlatıyordu ama dinlemiyordum.
Ağaçların arasında siyah yerde yatan bir şey vardı.
" Petrica sessiz ol ! "
" Ama daha bitirmedim "
" Petrica şuraya bak ağaçların arasına "
"Ne ? Oradaki bir insan mı ?"korkmamıştı .
" Bir insan sanırım. Gidip bakıcam bekle beni. "
" Hayır Sam!! " demesine kalmadan çoktan siyahlar içinde yatan varlığın yanındaydım.