Dudakları dudaklarına değdiğinde yer yerinden oynamıştı, Alex otuz iki yıllık hayatında ilk defa böyle hissetmişti ve bu durum onun için o kadar alışılmadıktı ki, dengesini kaybetmişti. Hemen sonra onun yüzünü görmek istedi, onu kemiklerine kadar titreten bu kadını görmeliydi Alex. Heyecandan sabırsızlanan elleriyle tuttu kadınının narin omuzlarını ve onu aniden ışığa çekti. Kadın bu harekete o kadar hazırlıksızdı ki, karşı bile koyamadı. Sonra Alex onun yüzünü gördü, taşlaşmış kalbini yıllardır ilk defa titreten o kadının yüzünü gördü ama… Ortada yanlış olan bir şeyler vardı!
Kestik!!!
Alex Cavendish hayatı boyunca asla öpmemesi gereken bir kadını öptüğünü fark ettiğinde yer yerinden oynadı. Çünkü Alex, sevişemeyeceği tek kadını öpmüştü ve kaderin cilvesinden midir bilinmez, o andan itibaren o kadın sevişmek istediği tek kadın olmuştu. Ah, fakat yanlış anlamayın, kadın onun yasak aşkı falan değildi. Öyle olması zaten Alex’in umurunda olmazdı. O, yalnızca insan değildi! Evet, yanlış duymadınız, insan değildi! Yani en azından Alex öyle olduğunu sanıyordu. Ne kadar yanıldığını fark ettiğinde ne mi olacaktı? İşte o zaman ikisi için de yer yerinden oynayacaktı!
Julie Thompson, Alex Cavendish ile öpüştüğünde başı döndü, tüm vücudu aynı anda hem titremeye hem de ısınmaya başlayınca neye uğradığını şaşırdı. Ancak Julie’nin kim olduğunu anladığında Alex’in yüzünde oluşan o ifade, tüm o sıcaklığın buhar olup uçmasına neden oldu. Tıpkı on dört sene önce Alex ile ilk tanıştığında olduğu gibi. Önce etkilendi, sonra aşağılandı en sonunda da nefret etti. Görülen o ki, Julie’nin Alex ile ilgili tüm hatıraları, sırayla bu üç duygunun yaşanmasından ibaret olacaktı.
Ya da en azından Julie öyle olacağını sanıyordu. Ta ki Bilişim İstihbarat Servisi onu Alex ile birlikte bir göreve gönderene kadar! Nefret hiç bu kadar ateşli olmamıştı, tutku hiç bu kadar alev almamıştı ve aşk, ah aşk, hiç bu kadar eğlenmemişti belki de bu iki delinin kalbine düşerken eğlendiği kadar.
****
“Beni kandırmanın cezasını çekeceksin Julie, hem de sana öyle çok acı çektireceğim ki, bir daha asla değil beni kandırmayı düşünmek, bana saati söylerken bile korkacaksın!”
“Sen öyle san Alex Cavendish! Asıl sen bir gün benim önümde öyle bir diz çökeceksin ki, o gün sana tepeden bakıp o acınası haline gülecek olan kişi ben olacağım!”
Ancak ikisi de bilmiyordu ki, Alex de Julie de yalnızca AŞK’ın önünde eğileceklerdi ve yalnızca AŞK’larını asla kandıramayacaklardı. Onların, MEKANİK AŞK’larını!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİS - 2 / Mekanik Aşk(Kitap oldu)
Romance"Asıl sen kendine bak Julie Thompson! En başından beri ben kandıran sendin!" Julie hiç de suçlu görünmeyerek Alex'e alayla gülümsedi. "Sen aptalsan benim suçum ne? Bir de zekiyim diye geçinirsin." Julie'nin bu alaycı tavrı karşıs...