*bölüm 1*

71 16 48
                                    

Medya istek: fine|taeyeon
Gerçekten güzelmiş. bensweetqiwis

Tzuyu:Nayeon! Müşteriyle ilgilen.

Nayeon:Uff, tamam!

Tzuyu:Kaşınıyorsun.

Nayeon:Ne yaağ?

Marhaba ben Tzuyu.
Bir çiçekçi işletiyorum ve maaşımın fazla olduğu söylenemez. Ama hayatımdan memnunum (kısmen). İlerideki en büyük hayalimse gerçekten büyük bir dükkan; paraya para demeyeceğim, çok geniş bir ağı olan, herkesin çiçeklerime bayılacağı bir taneden, hatta 2 olsun, yok yok 4, 5, 10'a bile varım. Ne yapayım çiçeklerle uğraşmak hoşuma gidiyor öyle huzur buluyorum.
Her neyse.

Yeni işe aldığım temizlik görevlisi nerede kaldı? Bu gün onu ilk defa görecektim ve o ilk iş gününde gecikmişti. Saat 10'da burada olması gerekirdi ve saat şuan 12.42. Dükkanı 12'de açıp 20'de kapatırız ama çalışanlardan bağzıları 10'da gelip 22'de evine döner. Benim gibi temizlik görevliside onlardan biri...

Kapının dışındaki çiçeklerle ilgilenen müşteriye Nayeon'u göndermiştim ve Jin'de raf dolduruyordu. Çiçeklerden oluşmuş el kremleri, yüz maskeleri, küçük kutularda güzel kokular ve onun gibi her şeyi satıyorduk. Kapıdan içeri tuhaf dans hareketleriyle ve kulaklığıyla yakışıklı bir müşteri girmişti. Ben kasadaydım ve oda tezgaha yaslanarak havalı bir duruş yakalamaya çalışıyordu.

"Hoş geldiniz, nasıl yardımcı olabilirim? "

Diyerek lafa girdim. Kendinden emince konuşuyordu.

"Beni Müdürüne götür şeker şey. Ben yeni çalışan. "

Ufak bir kahkaha atmıştım. Elimden çekeceği vardı. Hem işe geç geliyor hem gevşek ağzıyla Müdürüne sarkıyordu.

"Aslında Müdür benim. Şimdi seni özellikle senin için hazırladığım bir odaya alalım şeker şey. "

Kendine çeki düzen verip kulaklığı tezgaha bırakmıştı. "Oda" dan anladığı her neyse merak etmiyorum çünkü sırıtmaya başlamıştı.
"Oda" ya doğru gidiyorduk. Yerine soktuğum anahtarı çevirip içeriden ışıkları açmıştım.

"Burası senin çalışma odan. Arkadaşlarınla kaynaştığın zaman işine başlayabilirsin, şeker şey. Ha adın neydi?"

"Jeon Jungkook. "

"İyi. "

Dedim ve onu yeni arkadaşlarıyla baş başa bırakıp kasaya döndüm. Çok geçmeden elinde süpürgeyle çıkmıştı.

"Ben hazırım. "

"Güzel ama eldiven takmayı isteyebilirsin. "

"Ne için? "

Muzipçe gülerek yanına varmıştım. Kolumu omzuna attım:

"Çünkü tuvalete çok pis ediyorlar. "

Benden bir kaç adım uzaklaşmıştı.

"Bu iğrenç. "

Gülmemek elimde değildi.

"Ne, sen kral çocuğu musun? "

Bu sefer o gülmüştü.

"Sayılır. Aman neyse yerleri süpüreyim. "

Zaten temiz olan parkenin üstünden geçiyordu. Fazla aldırmayıp kasaya geri döndüm. Kapıda Nayeon ve müşterisi göründüğünde tezgahtaki çiçeklerle ilgilenmeyi bırakıp yüzüme gülümsememi takınmıştım.

"Güzel seçim, özel bir gün mü?"

Elindeki renk renk çiçeklere bakıp geri bana döndü.

"Evet ona teklifte bulunacağım. Bu civarda en güzel kokan çiçekler sende."

Gülümsemem genişlerken eski bir müşterim olduğu anlaşılmıştı.

"Ona ilk buluşmamızda buradan aldığım bir adet gülü götürmüştüm. Sanırım o gül işe yaradı yoksa hayatta başaramazdım. Şimdi evleneceğiz. "

Dedi ve elini uzattı. Elini sıkarak tebrik ettim. Çiçeklere fiyat biçer biçmez cebinden çıkardığı tomarı sayarak payımı uzattı. Tam gidecekken durdurdum. Çekmeceden çıkardığım makasla masanın üstündeki gülden birini kesip ceketinin cebine sıkıştırdım.

"Şimdi hazırsın. "

Teşekkürlerini sunup dükkandan ayrıldı. O mutlu çifti düşündümde, yavaş yavaş göz yaşlarım gözüme hücum etmişti. Nayeon farkına vardığından teselli etmeye çalışıyordu ama fazla üstümede gelemiyordu. Yaşımı silip ona söylendim.

"Neden? Nayeon o-o onunla evlenebilirdik. O beni terk etti. Sende biliyorsun. O artık burada-yanımda değil! "

Sarıldığında o sıcaklığı, sevgiyi arıyordum. Sakince beni susturmaya çalışmıştı.

"Bu onun suçu değil. Ağlama hepimizi üzüyorsun. O seninle, izliyor. "

Bu sözler yetmiyordu ama haklıydıda. Ondan kendimi sıyırıp kapıya çıktım. Taburelerden birini saksıdaki beyaz zambağın önüne çektim ve çöktüm. Güzel sözler sarfediyordum.
Güzel sözler yerini acıklı göz yaşlarına bırakmıştı.

"Sende üzüldün mü? Biliyorum ikimiz kaldık. Seni kendi evime götürmeye korkuyordum ama o senin arkadaşındı, tek kalmanı istemem... "

Konuşmamın ortasında Jeon Jungkook çıkageldi. Yanıma bir tabure çekip ses çıkarmadan beni izlemeye koyuldu.

"Sen neye bakıyorsun? "

"Sana ve küçük dostuna. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Anlatmak ister misin? "

İstemezdim ama çok sıkışmıştım. Anlatmalıydım.

"Neden duymak istediğine anlam veremedim ama anlatayım... "

...

Silamlar n'aber?

bensweetqiwis bu kitabı yayınlamayı düşünmüyordum ama sen çok isteklisin. Tzukook.

Yb atmamı bekleyin canlarım.

Vee prim...

Goodbye... 💜❤💜❤💜

617 kelime

Bölüm müziği sizce ne olmalı?

~Jardin Secreto|Gizli Bahçe~&TZUKOOK&VMİN&Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin