13. Bölüm : Karar

173 6 8
                                    

Çıplak ayaklarım buz gibi zemine değdi ve soğukluk bütün vücudumu sardı. Ancak hızlı olmalıydım. Kolumda ki serumu yavaşça kolumdan çıkardım. Sonunda ilk adımı atınca kapıya doğru yöneldim ve kolunu tuttum. Kapıyı açmamla koçla göz göze gelmem bir oldu.
"Mia senin burada ne işin var yatağında olman lazım." şu anda yaptığım ne kadar doğruydu bilmiyorum çünkü koçun bakışları gerçekten kötüydü. Beni kolumdan tutup yatağa götürdü. "Koç lütfen sizinle konuşmam lazım beni sadece beş dakika dinleyin istediğim tek şey bu." Koç bana baktı sonra istemsizce yatağın yanında ki sandalyeye oturdu.

"Sadece beş dakikan var. Sonra seni takımdan çıkarmak için işlemleri halletmem lazım." yonca kolyemi taktım ve derin bir nefes alıp konuşmaya başladım. "Koç sorunda bu ben takımdan çıkmak istemiyorum. Şu ana kadar iki maçtanda sapa sağlam çıktım ve geri kalanını da başabilirim." Koç bana baktı ve ardından o da ekledi. "Ben bir oyuncumun ölmesine izin veremem Mia. Senin hastalığın ise ölüme çok müsait, üzgünüm ama takımdan çıkman lazım emin ol bunu senin iyiliğin için yapıyorum." çok sinirlenmiştim ve sesim ister istemez yükselmişti " Zaten herkes benim iyiliğim için bir şeyler yapıyor ama ne var ki hiç iyi değilim. Ailemi küçük yaşta kaybettim, neredeyse tüm akrabalarım ölümlerinden dolayı beni suçladı ve bu yaşıma kadar yetimhanede kaldım. Yaşama amacım bu takım oldu bana bir amaç verdiler. Şimdi siz bu aptal hastalık yüzüne bu amacı elimden almaya çalışıyorsunuz. " Koç bu sözlerimin ardından şoka girmiş gibiydi. Nefes aldı ve sakince konuştu" Mia hastalığın hafife alınacak bir şey değil. Ucunda ölüm var. " koç önce düşündü sonra elindeki takımdan çıkmamı sağlicak kağıtlara baktı ve benim hiç beklemediğim bir harakette bulundu.

Hepsini yırtıp küçük parçalara ayırdı." Yarın hastaneden taburcu olunca takıma geri dönebilirsin ancak sadece ikinci yarıda oynicaksın. Tekrardan hastanelik olmana izin  veremem." Gözlerimden yaş akmıştı ve bunun getirdiği duygusallıkla koça sarıldım. Bunu beklemiyordu ama bir süre sonra o da bana sarıldı sandalyeden kalktı ve gülümseyip dışarı çıktı. Sanırım başarmıştım, evet başarmıştım. Kendimi yatağıma bıraktım ve uykuya daldım. Rüyamda onu gördüm, babamı gördüm. Çiçek dolu bir bahçedeydik bana baktı ve gurur duyarmışçasına  gülümsedi. Babamı çok özlemiştim ona koştum ama o her adımımda uzaklaşıyordu.
"Seninle gurur duyuyorum güzel kızım. Unutma ben her anında yanında olucam." bahçe yok olmaya başladı. "Baba dur! Hayır gitme sana ihtiyacım var! Babaaaaa!!!!" ve yok oldu ardından uyandım ve kolyeyi alimde buldum. Çok iyi hatırlıyorum ki kolye boynumdaydı. Elimde sıktım ve kolyeyi öptüm. "Seni çok özledim baba" sesim kısık çıkmıştı ama bu benim için yeterliydi. Onu belki bir daha göremiyecektim ama hep yanımda olucaktı. Sonuçta söz vermişti değil mi?


M.Ö YAZDIĞIM ÖNCEYİ BÖLÜMÜN DEVAMI. ÇOK GECİKTİM ÇÜNKÜ İLHAM GELMİYORDU VE YENİ BİR HİKAYE ÜSTÜNDE ÇALIŞIYORUM EVRİM ADLI BİR KİTAP YAKINDA YAYINLIYACAĞIM İSTERSENİZ BAKARSINIZ.

-Anubis❤️

Supa Strikas : Dört Yapraklı YoncaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin