Bölüm 2

14 0 0
                                    

Bütün öğrenciler ne olduğunu anlamamıştı ama ders kaynadığı için herkes mutluydu. Konferans salonunda herkes konuşuyor ve bir uğultu vardı salonda. Müdür sahneye çıktı ve uğultu bir anda kesildi. Müdür mikrofonu eline aldı ve

"Bugün çok mutlu olacağınızı düşünüyorum. Çünkü çok seveceğinizi tahmin ettiğim bir misafirimiz var. Ne zamandır sizinle söyleşi yapacak ve size bir idol olacak biri arayışı içindeydik. Bugün şanslıyız ki kendisi burada okudu ve okulunu ziyarete geldi. Teklifimi geri çevirmeyerek sizinle söyleşi yapmaya ikna ettim. Kendisine buradan çok teşekkür ediyor ve sahneye davet ediyorum."

Öğrenciler kim olduğunu çok merak etmişlerdi. Çünkü daha önce müdürü bu kadar heyecanlı görmemişlerdi ve bütün öğrenciler yanındakilerle konuşup tahmin yürütüyorlardı. Salonda büyük bir heyecan ve uğultu vardı. Faruk sahneye çıktı ve bütün uğultu bir anda kesildi. Herkes şaşkınlıktan ağzını dahi açmıyordu. Kimse bunu tahmin etmemişti. Öğrencilerin şaşkınlığı geçtikten sonra büyük bir alkış tufanı koptu. Herkes çok heyecanlandı bir anda. Çünkü medyada Türkiye'nin en gurur duyulan insanını karşılarında görmüşlerdi.

Faruk mikrofonu eline aldı ve sıcakkanlılıkla:

"Nasılsınız gençler." Dedi.

Gençler hep bir ağızdan daha önce çalışılmış gibi "İyiyiz" diye yanıt verdi.

Faruk'ta ne az öğrenciler kadar heyecanlıydı. Yüzlerce topluluk karşısında konuşma yapmasına rağmen buranın havası bir başkaydı. Çünkü önünde Türkiye'nin geleceği vardı. Heyecanını biraz yendikten sonra konuşmasına devam etti.

"Evet. Beni beklemiyordunuz biliyorum. Umarım beklentilerinizi karşılarım." Dedi ve güldü. Salondaki öğrencilerde Faruk ile birlikte güldüler. Faruk için iyi bir başlangıçtı bu. Heyecanı biraz olsun normale dönmüştü.

"Ben konuşmalara alışığım ve bu konuşmalarda genelde ben konuşurum ve karşı taraf dinler ve alkışlar bazen ise dinlemeden alkışlar" dedi ve öğrenciler Faruk ile birlikte gülmeye başladır. Bu Faruk için iyiye işaretti çünkü öğrenciler Faruk'a ısınmışlardı. Faruk konuşmasına devam etti.

"O yüzden bugün başka bir şey denemek istiyorum. Ben kısaca kendimi tanıtacağım sanki gerek varmış gibi" dedi ve salon güldü

"Daha sonra soru cevap şeklinde gidelim siz bana sorun ben size sorayım böyle devam edelim. Ne diyorsunuz?" dedi ve salon tamam deyip alkışlamaya başladı.

"Bir de şu var alkış istemiyorum." dedi Faruk. Öğrenciler "Tamam" dedi ama bu kez alkışlamadılar. Bir kişi hariç elinden kaçırmıştı bir öğrenci. Faruk öğrenciye bakıp.

"Olsun yavaş yavaş öğrenirsin" dedi ve salon gülmeye başladı.

"Ben o zaman kendimi tanıtmaya başlıyorum." dedi ve başladı. "Ben Faruk Mertoğlu. Bir yazılım şirketim var. Bu kadar." Dedi mütevazi bir şekilde. Çünkü gerçekten onun gözünde yaptıkları bu kadardı. Yaptıkları işleri ballandıra ballandıra anlatanları hiç sevmezdi Faruk ve öyle biri olmaktan hep korkardı. O yüzden kendini anlatırken hep kısa keserdi.

"Şimdi sorunuz var mı?" diye devam etti.

Bir öğrenci elini kaldırdı ve

"Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden birinin sahibisiniz. Benim merak ettiğim şey bütün hayallerinizi gerçekleştirdiniz mi? Gerçekleştirmeyi çok istediğiniz bir hayaliniz var mı?" dedi.

Faruk soruyu dikkatli bir şekilde dinledi ve

"Gençler insan hayali olmadığı zaman ölmüş demektir. Bu demek değildir ki hayallerinize ulaşmayın onlar sizi yaşatan ayakta tutan şeydir. Tam aksine hayallerinize ulaşmak için çabalayın gayret edin. Hayallerinize ulaştığınız zaman yeni bir hayal edinin. Hayalleriniz hiçbir zaman bitmesin. O yüzden benim bir hayalim var. Aslına bakarsanız birden fazla hayalim var. Hayallerimi gerçekleştirmek için çalışıyorum ama benim şu andaki hayalim dünyanın en büyük şirketine sahip olmak. Bu hayalime az kaldı. Hayalime ulaşmak için elimden geleni yapacağım. Bu hayalime ulaştıktan sonra yeni bir hayalim olacak bu sefer onu gerçekleştirmek için uğraşacağım. Bu böyle devam edecek. Hayallerinize ulaşınca 'e ne olacak şimdi' demeyin şimdiki hayalim ne deyin ve bu sefer bu hayali gerçekleştirmek için uğraşın. Ütopik hayallerinizde olabilir. Gerçekleştirmek için gücünüz olmayabilir. Ama bazen o hayale sahip olmak bile mutlu eder insanı. Ne kadar ütopik olursa olsun ne kadar gerçeklemeyeceğini düşünseniz bile o hayal için uğraşmak insana yaşama sevinci verir. Bu yüzden hayallerinizden vazgeçmeyin. Kim ne derse desin." dedi ve ekledi:

"Biraz uzun konuştum galiba kusura bakmayın. Umarım sıkılmamışsınızdır. Biliyorum şu an ergenlik zamanları ne diyor bu moruk falan diyebilirsiniz. Demeyin." Dedi ve salonla birlikte gülmeye başladı.

"Peki ben size bir soru sorayım. Hayali olanlar elini kaldırabilir mi?" dedi ve salona baktı. Salonun neredeyse hepsi elini kaldırdı ve

"Peki Ütopik bir hayali olan elini kaldırabilir mi?" diye sordu Faruk bu sefer kimse elini kaldırmadı. Ve hüzünlü bir şekilde:

"İşte bizim sıkıntılarımızdan biri bu. Ütopik hayaller kurmuyoruz. Neden? Çünkü gerçekleştirmesi imkânsız. Peki neden ütopik hayaller kurmalıyız? Çünkü bizi ayakta tutan bir şey, bir idealimizin olması lazım. Bizi ileriye götürecek şeylerden birisi de budur. Bu yüzden ütopik hayaller kurmaktan korkmayın. O hayale ulaşamasanız bile en azından hayalinize ulaşmak için çabalarsınız ve bu sizi hiç tahmin edemeyeceğiniz kadar ileriye götürür." dedi ve salonda bir anda herkes alkışlamaya başladı. Faruk ciddi bir şekilde

"Alkış yoktu unutmayın" dedi ve alkış bir anda kesildi. "Başka sorusu olan var mı?" diye devam etti Faruk. Bu sefer büyük ihtimal öğretmenlerden birisinin kızı olduğunu tahmin ettiği 5 yaşlarında bir kız elini kaldırdı. Faruk bu kızı gördü ve

"Efendim küçük hanım. Buyur sorunu sor." dedi ve heyecanla mikrofonu alıp,

"Faruk amca ben bir an önce büyümek istiyorum. Nasıl büyüyebilirim?" dedi ve Faruk ile birlikte bütün salon gülmeye başladı. Faruk gülerek:

"Neden hemen büyümek istiyorsun?" diye sordu küçük kıza. Kız mikrofonu ağzına götürerek:

"Ben ne zaman bir şey yapmak istesem annem şimdi olmaz daha küçüksün büyüyünce yaparsın diyor." Dedi ve Faruk ile birlikte salon yine gülmeye başladı. Faruk bunun üzerine:

"Her yaşın kendine göre güzel yanları var. Mesela bana sorsalar senin yaşında olmak ister miyim? Diye hemen kabul ederim. Çünkü senin yaşların çok güzel yaşlar. O yüzden büyük olmayı istemek yerine şimdi mutlu ol" dedi ve devam etti.

"Tabii ki herkesin derdi farklı" dedi ve salonla birlikte güldü.

Doğru YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin