1-Yeni Bir Hayata

6 4 0
                                    

Multimedia - berranın kombini

Berra 'dan

      Babam onca yalvarmama rağmen ikna olmadı ve şimdi nefret etsem de sözlerini dinleyip valizimi hazırlıyordum zaten beni sevmediklerini biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiștim akşam saat altıda uçakla Antalyaya gidiyordum babam orada bana özel bir ev almış hatta döşetmişti bile orada özel bir kolejde okuyacaktım ne gerek varsa buradada Kolejde okuyordum ve ayrılmak istemiyordum arkadaşım hiç olmadı o yüzden kimseyi özlemezdim ama tek başıma nasıl yaşayacaktım valizlerimi hazırlayıp son kez odama baktım dolabımda sadece bir kaç parça eşya bıraktım olurda tatilde gelicek olursam diye yatağıma koyduğum kıyafetlerimi üstüme geçirdim (Multimediaki kombin) uzun siyah saçlarımı salıp taradım hafif bir makyaj yapıp ayağıma siyah Nikelarımı giydim ve artık hazırdım buz mavisi  gözlerim ağlamaktan şişmişti kapatıcı sürdüğüm halde hâlâ belliydi ama yapıcak bir şey yok zaten beyaz olan tenim iyice solmuştu ve ruh gibi duruyordum neredeyse bir haftadır gitmemek için kendimi harap etmiștim telefonumu arka cebime koyup kulaklığımı sırt çantama koydum ve aşağı inip şoförümüz Yahya beye seslendim "Yahya bey bavullarımı arabaya taşırmısınız" dedim Yahya bey hemen yukarı çıktı bende  somurtarak salona babam ve annemin yanına geçtim babam tabletinden siyasi haberlere annem ise moda dergilerine bakıyordu zaten ikisininde umurunda değildim annem kafasını kaldırıp beni süzdü her an eleştirilerine başlar ki start
" sana kaç kere söyledim biraz numaradan da olsa gül biri bu halini görse magazinde adımız çıkar" dedi zaten tek önemsediği magazin, insanlar, kimin hakkında ne düşündüğü sırf bu yüzden şarkı söylememi bile yasakladılar " tabi anne haklısın zaten magazin olmasa benim hayatım ne olurdu değil mi?" dedim bu güne kadar hiç karşı gelmedim ama artık yeter babam araya girip "yeşim rahat bırak kızı. Berra uçaktan inince orada seni Erva diye bir kadın karşılıcak sana evini göstericek her hafta kredi kartına para yatırıcam evin faturaları da bizde tamam mı kızım" dedi bana kızım dedi sanki hayır desem göndermicek işte benim aleminde çocuk bakma şekli para, şöhret ve mal işte bu üçü benim hayatımı mahvetti keşke olmasaydılar da babamla annem benimle gerçekten ilgilenselerdi ama nerede yapıcak bir şey yok kafamı onaylar bir şekilde sallayıp "peki baba" dedim artık gitme vaktim gelmişti kalkıp babama sarıldım sonra da anneme sarıldım annem kulağıma " seni seviyorum kızım ama anla zamanı gelince neden gittiğini anlatıcam hepsi seni korumak için" dediğinde afaladım annemin kokusunu içime çekip onlara el sallayıp arabaya bindim bir saat sonra havaalanındaydım Yahya abi ben uçağa bininceye kadar beklemiş sonra gitmişti uçak havalandı annem ne demek istemişti acaba evet uçak indi ve ben yeni bir hayata başlıyorum sırt çantamı alıp iki vabulumuda alıp indim uzun boylu esmer bir kadın beni görünce bana yaklaștı yanında takım elbiseli bir adam vardı kadın yanıma gelip elini uzattı "ben Erva size evinize kadar eşlik edicem" dedi bende elini sıkıp "memnun oldum teşekkür ederim" dedim yanında ki adam vabulumu alıp siyah bir Mercedese geçti Erva hanımla birlikte biz de binince araba hareketlendi yarım saat sonra deniz manzaralı bir villanın önünde durdu bu koca evde tek başıma ne yapıcaksam artık civarda benim evimle birlikte 5 ev vardı aralarında ise uzunca bahçeler ve ayırmak için fazla uzun olmayan mavi çitler vardı Erva hanımla birlikte eve girdik şoför olduğunu tahmin ettiğim adam vabullarımı odama çıkarttı burası benim zevkime göre bir evdi Erva hanım evi tanıttı garajda benim için bir araba bir motor olduğunu söyledi ehliyetim olmasada kullanmayı biliyordum onlar da gidince odama girip vabullarımı boşaltıp dolabıma dizdim odam gözlerim gibi buz mavisi ağırlıklıydı iki kișilik büyük bir yatak hemen karşısında ders çalışma masası ve solunda makyaj masası duvardan duvara uzanan büyük bir tane gardolap ve buz mavisi iki puf hemen camın önündeydi odamdaki balkona çıktım karşı villanın içini net bir şekilde görebiliyordum geri içeri girip mutfağa indim evin içi buz mavisi rengi ağırlıklıydı buzdolabında yiyecek hiç bir şey yoktu o yüzden çantamla telefonumu alıp garaja gittim mavi lamborghinin anahtarını alıp arabaya bindim ve navigasyondan en yakın süpermarkete baktım 15 dakikalık bir yolculuktan sonra bir süpermarketin önündeydim çantamı alıp anahtarı kontaktan çekip indim kapıyı kilitleyip markete girdim alıș-veriș sepetini alıp içine kahvaltılıkları koydum eskiden alışverişi yardımcımız reyhan abla yapardı ama artık ben yapmalıyım bir çok şey alınca direk abur cubur reyonuna yöneldim beş paket acılı cipsi beş pakette baharatlı cipsi aldım bir koli çikolata ve 2 şişe diyet kola aldım akşam film izlerken çok iyi gider tabi hep yalnız izler yalnız yerdim tek fark 'çok yeme kilo alırsan herkes dalga geçer kimse beğenmez rezil olursun' diye saçmalalıcak bir annem yok ve bu harika yani sanki bilmiyor ben ne kadar yersem yiyeyim kilo almıyorum kasaya gitmek için tam dönücekken aklıma olmazsa olmazım 4 mevsim olsa yerim dediğim dondurmalar geldi hemen buzluğa gittim şansıma bir kutu vișneli dondurma kalmış diğerleri sade malum antalya çok sıcak bir yer tam buzluktan alıcaktım ki bir elde benimle aynı anda kutuya uzandı hanım kızlığı geri bırakıyor ve savaş kutuyu çıkartıp iki elle tutup kendime çektim karşımda benden daha uzun boylu, açık kahverengi saçları, yumuşak bir kahverengi tonunda gözleri ve onları süsleyen uzun kirpikli kızların bile kıskanacağı kıvrımlı dudakları olan bir meteor vardı hoş söz konusu vișneli dondurmaysa isterse manken olsun dinlemem kendime biraz daha çektim "ya bıraksana oğlum git bașka al ya alla alla" dedim hafif azarlarcasına bunun üzerine çocukta biraz kendine çekip "istersen sen git al bu dondurma benim kızım hadi naş" dedi ulan seni varya bunun üzerine iyice kendime çekip "ya Ba-na-ne alla alla sana naș canım hadi ilk ben aldım ilk ben gördüm" deyip dil çıkarttım bunun üzerine o da yüzünü buruşturup "bana bak o dilini keserim başka alsana be çirkin" dedi o  kazık beni tehdit etti ve çirkin dedi Allah tutmayın beni gözümü kısıp "bana bak bir, beni tehdit etme. İki, ben çirkin değilim. Üç, ben vișneli almak istiyorum sana ne oğlum çek o kazık elini dondurmamın üzerinden!!!" dedim sonlara doğru sesimi yükseldi biz böyle uğrașırken kazığın yanına onun boylarında siyah saçlı, yeşil gözlü bir çocuk gelip" abi ne yapıyorsun hadi gel kasada ağaç oldum resmen ya "dedi sonra beni süzdü bende 'ne baktın' bakışı attım o sırada kutuyu kendime hızlıca çektim ve zafer benim dur ulan bir kız eli var kutumda baktığımda benim boylarımda beline kadar uzanan sarı saçlı ela gözlü pespembe dolgun dudaklı zayıf ve güzel bir kızdı bana bakıp "merhaba bu kalasın arkadaşıyla olan kavganda sana destek vermek istedim ben Sude" deyip samimi bir gülümseme yolladı çok iyi bir kız galiba "sağ ol bende Berra doğru taraftasın" deyip bir tebessüm yollayıp o kazık ve arkadaşına döndük ikiside gözlerini kısmıș bize bakıyorlardı kazığın arkadaşı sudeyle kötü bir bakıș atıp "hı Sude hanım nasılsınız umarım kötüsünüzdür!" dediğinde Sude alayla sırıtıp "ya sorma çetin o kadar iyiyim ki seni bile takmıyor yeni kankamla tanıșıyorum hadi ikile" dedi ve bana dönüp koluma girdi dondurmayı alış veriş arabama koydum ve o kazığın yanından geçerken dil çıkartıp alayla sırıtım çünkü hem dondurma Benimdi hem de ilk defa bir arkadaşım oluyordu kasada herșeyi geçirip poşetledikten sonra sudeyle birlikte arabalara bindik Sude kendi siyah Ferrarisine bindi biraz konuşup tanıșmıștık komşuymușuz bu Harika ilk kez arkadaşım oluyor işin kötü tarafı o kazık ve arkadaşı yani çetin denen o çocukta komşummuș eve gelince garaja girdim arabadan inip poşetleri alıp arabayı kilitledim hemen solumda ki villada sudeye aitmiș, Sude de arabasından inince akşam için sözleştik akşam benim evde film gecesi yapıcak iyice kaynaşıcaktık elimdeki poşetlerle eve girdim ve poşetleri mutfağa koydum yukarı odama çıkıp üstüme kedi desenli askılı ve şortlu olan pijama takımımı geçirip saçlarımı tepeden topuz yapıp elimi ve yüzümü yıkayıp mutfağa indim poşetleri boşaltıp yerleștirdikten sonra akşam için yemek yapmaya başladım küçükken reyhan abladan öğrenmiștim pilav, salatalık, köfte ve çorba yaptım hepsi bitince ellerimi tekrar yıkayıp salona geçip telefonumla uğrașmaya başladım ki zil çaldı telefonumu kenara bırakıp antreye gidip kapıyı açtım gelen kişi ile ağzım açık kaldı bu kazığın burada ne işi var alla alla kendime gelip "hayırdır ne için geldin" dedim biliyorum öküz gibi davrandım ama hakketti iyi ki annem yok. o da beni baştan aşağıya süzüp "hiç yeni komşumuzu ziyarete geldim ama hata yaptım sanırım kediș" dedi alayla sabır ya "iyi hoş gelmedin başka bir şey yoksa akşama misafirim var izninle!" dedim tersleyerek oh olsun fabrika ayarlarımla oynadı resmen ya "ne öküz bir kızsın ya pardon kedi değil mi nankörlük bakımından" dedi alayla sitem ederek "bana bak kazık ne için geldin söyle ve defol yoksa dayak yersin" dedim azarlayan bir sesle bana doğru bir adım atıp "sen kesin gıtsın ha hem kazık mı dedin sen bana?" dedi yüzünü buruşturarak. sahte bir kahkaha attım ve "bana gıt diyene bak duymadın mı KAZIK dedim" deyip sırıtmaya başladım hahaha ne oldu kazık bey kaldın öyle o sırada arkadan bir bağrık sesik duyunca direk evden çıktım Sude ve Çetin denen çocuk kavga ediyorlardı.

KIYIYA VURAN KALBLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin