Medya: İlday
"Evren!"
Hayır hayır bakmak istemiyorum.
"Evren!"
Daha fazla duymamazlığa gelemezdim. Gözleri gözlerimi buldu. Aklımdan geçenleri okumaya çalışır gibi gözüküyordu. Yavaşça yaklaşıyor ve yaklaştıkça gözlerini daha çok kısıyordu. Rahatsız olmuştum.
"Senin sorunun ne?" diyebildim yalnızca.
"Ters giden bir şeyler olduğunu biliyorum."
"Paranoyak davranmayı kes artık. Bana öcüymüşüm gibi baktığının farkında mısın?"
"Neden acaba ha? Bunu bir düşün! Neden acaba?" dedi ve aramızdaki mesafeyi çoktan kapatmış oldu.
Daha fazla dinlemek istemiyordum. Gitmeye yeltendim ancak birden önümde belirerek beni durdurdu.
"Helen artık beni rahat bırak tamam mı?"
Gözlerini gözlerime dikmişti. O kadar keskin bakıyordu ki. Başka bir tarafa dönmeye cesaret edemiyordum bile.
"Oo öyle mi? Ne değişti peki? Birbirimizden hiçbir şey gizlemediğimiz o yıllara ne oldu?"
Hızlıca omuzlarımdan ittirdi. Yanımdaki ağaca tutunmaya çalıştım ama başaramadım. Yere kapaklanmıştım. İrili ufaklı taşlar canımı acıtmıştı. Yüzümü buruştururken ona baktım.
"Artık beni rahat bırak İlday. Lütfen." dedim ancak o yüzüme öfkeyle bakmaya devam ediyordu.
Ağaçların arasından öğretmenlerin sesi duyuldu. Beni aradıkları ortadaydı.
"EVREN! BİZİ DUYUYOR MUSUN?"
"ORDA KİMSE VAR MI!"
Sesleri duyar duymaz irkildi. Koşmaya başladı. Arkasından baktığımda çoktan kaybolmuştu.
"Burdayım! Burdayım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duyu
FantasyGözlerimi açtığım andan beri benimleler, yanımdalar, ruhumdalar. Sanki onların ellerinde büyümüş onları ailem bilmiş gibiydim. Görünmeyen bir bağ vardı aramızda. Gözleriyle güven dokunuşlarıyla huzur buluyordum. "Size karşı neden insanlardan daha ya...