kafe

185 8 7
                                    

Yorgunluktan ölmek üzereydim. Sabah okul aksam kafe beni gerçekten yoruyordu. Bu sene son senem zaten üniversite de. Ondan sonra kendi mesleğimi yapmaya başlayacağım.Bu güzel ellerimle ailemin kafesin de bulaşık yıkamayacağım için çok mutluyum benim bu ellerle rengarenk cıvıl cıvıl mükemmel sanat eserleri çizmem gerek sonuçta sanat bölümünü boşuna kazanmamıştım.Küçüklükten beri hayalim iyi bir ressam olmak. Bende Yaren isem bunu basaracağım.

Saat 11e varmak üzereydi. Annemler isleri olduğundan kareyi üzerime birakip gitmişlerdi. Birkaç ufak isten sonra kafeyi kapatıp o yumuşak sıcak yatağıma girmek üzere eve gidecektim.son bulasiklari yikadiktan sonra üstümdeki önlüğü cikarip montumu üstüme çektim.

Kapiyi actigim anda ilk olarak yüzüme o soğuk hava çarptı,ardından birel kapiyi itip içeri girdi. Bir eliyle agzimi kapatırken diğer eliyle de ciglik atmamak için ağzımı kapattı. Beni kendisi ile kapı arasında sıkıstırmıştı , gayette güçlü kolları vardı. Elini ısırmdım fakat pek bir işe yaramıyınca kasıklarına tekneyi koydum.( sıkıysa simdi çekilme) .

Napiyon beee!!!!!?!?! Dedi ve acıyla kıvranmaya başladı.hemen koşarak lambayı açtım. Karanlıktan dolayı yüzünü tam kestıremediğim yüzü atkili , kim olduğu belirsiz ve gecenin bir saatinde kafeye dalıp beni korkutma ya cürret eden kişinin bizim mahallede oturan kaba dayı bozuntusu Efe olduğunu anladım.

-Sen ne yaptığını sanıyorsun diye çıkıştım.

-Asıl sen ne yaptığı sanıyorsun geleceğimi aldın .dedi sesini hafifçe yükselterek.

-Az bile yaptim . sen gecenin bu saatinde kafelere dalmaya utanmıyor musun?

-Keyfimden değil herhalde . yani hobi olarak yapmıyorum bu işi! Derken camdan dışarı bakıyordu.

-Buraya dalmandaki amaç ne öğrene bilirmiyim.

-Sanane

-Ne demek sananee ya ? Diye bağırırken istemsizce kalkan o elime dikkatlice bakıyordu.

Sakince yanıma geldi -açıkçası korkmuştum- başta kabadayı bozuntusu dediğine bakmayın gayet ciddi vukaatları da olmuştur.

- ilk önce o eli bir indir. Dedi ve elimi tutarak yavaşça indirdi.

Elleri soğuktu. Keşke tek soğuk olan elleri olsaydı o keskin bakışları içimi dondurmuştu bile.Ve elimi indirmesine rağmen hala elini çekmemişti elimden.Bunu farkedince elimi hızlıca çektim.

-Bana ne olduğunu anlatacak mısın ? Diye duraksadım cevap gelmeyince devam ettim "tamam hadi çık." Kafeyi kapatıp eve gideceğim daha.Birileri beni zaten fazlasıyla oyaladı.

-Tek mi gideceksin gecenin bu saatin de??!?

Ben açıklama yapmasını beklerken o hala geyik yapıyordu. Onaneydiki benim tek gidip gitmeyeceğimden.

- Tabiki de tek gidicem. Sen gelirken başına darbe felan mı aldın? Beni çift mi görüyorsun?

- Hayır soru soruyorum.

-HAdi çık çık. Diyip kapıya doğru iteledim. Daha sonra lambayı kapatıp bende dışarı çıktım.

- Hadi iyi akşamlar. Dedim ve arkamı dönüp giderken arkamda 'Nereye' diye bağıran Efe'nin sesini duydum. Daha benden ne istiyordu bu. Zaten yeterince eve geç kalmıştım. Aslında ne diyeceğini çok merak ediyordum ama bana olanları anlatmadığı için ona çok kızgındım. Tabiki arkama dönmüş ve Efe'ye ne var dercesine bakmıştım.

-Sende anlama kıtlığı mı var? Eve gideceğim dedim ya.

-Bu saatte tek başına gitmek olmaz dur da seni eve bırakayım.

- Pardon da ne münasebet. Ben kendim giderim. Hem eminim ki seninle gidersem başıma daha çok bela açılır.

- Ne saçmalıyorsun sen fatma ?

- Daha adımı bile bilmiyorsun nasıl beni evime bırakacaksın? (Aslında bu cümle bana biraz koymuştu yıllarca aynı mahalle oturmuş aynı okula gitmiştik. Fakat o adımı bile bilmiyordu.)

-Ya pardon sen Sibeldin değil mi ?

-Ay yok artık hayır yani mahallde sibel adında birisi de yok ki karıştırasın.

- Her neyse ne ayşe mi fatma mı önemli değil bizim mahallede oturuyorsun ve ben mahallemin kızını tek başına bir yere yollamam. Dedi ve kolundan tutarak ilerlemeye başladık. Adımı bilmemisi ağırıma gitse de son söylediği cümle içimi bi hoş etmişti.

Yolda ölüm sessizliği denildiği bu olsa gerek efe konuşmuyor ben konuşuyorum mahallede hiç ses yok bugün gerçekten tuhaf bi gün. Bu saatlerde bile bizim mahalle de kedi köpek veya bi çanak çömlek sesi olurdu. Aramızda ki sessizliği efe bozmuştu.

- Aşağıda kavga ediyorduk. Dedikten sonra bana baktı bir şey dememi bekliyor gibiydi. Benim ise sadece gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Zorla da olsa "Hıı" diyebilmiştim.

-Sonra da polis geldi bende kafeyi açık görünce daldım.

- Peki, neden kavga ediyordunuz ?? Tam ağzını açmış bana bir şey söyleyecekken birden gözleri fal taşı gibi açıldı ve beni kolumdan tuttuğu gibi arkasına aldı...

BelalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin