inimli işlirim vir.

20 3 0
                                    

Sonunda eve girebilmiştim. Ortalık sesiz ve sakindi. Büyük ihtimalle annem beni beklemeden uyumuştu. Montumu askıya asıp merdivenlere doğru yöneldim. Birkaç basamağı olan bu merdiven şuan bana Mersin'deki Cennet Cehennem mağarasındaki merdivenler gibi geliyordu. Kendimi zorlayıp bir basamağı çıktım başım öne eğik ilerlerken annemin sesiyle irkilip düzeldim. Lambayı yakıp ellerini göğsünde birleştirip teki ayağını yere doğru tempolu bir şekilde vuruyordu. Anlaşılan annem bayağı sinirlenmişti. Konuşmasına izin vermeden

- Annecim gerçekten çok yorgunum bir an önce uyumak istiyorum. Diyip kestirip atmayı denedim fakat bu kadar kolay kurtulabileceğimi sanmıyordum. Her seferinde eve gelip gitme konusunda tartışıyorduk. Ve her zaman aynı cümleleri kurmaktan sıkılmıştım. Bi basamak daha çıkıp ilerledim.

- Sen dua et ki baban bu akşam babaannenin yanında kalıyor. Yoksa büyük olay çıkardı. Dedi ve bana doğru ilerledi. Ben tam isyan dolu sözlerimi ve savunmamı yapacakken eliyle beni susturdu.

- evet evet sen büyüdün. Artık çocuk değilsin sana bu kadar karışmamız seni rahatsız ediyor fakat sende biraz bizi anla Yarencim. Sözünü bitirdiğinde yanımdaydı artık koluma girip odama ilerledik.

- Ben gerçekten özür dilerim. İşim uzadı sadece biraz bi daha olamaz - aslında olur olabilir - babaannem nasıl şimdi yanına gidelim mi ?

- İyimiş şimdi. Tipik babaannen işte babanı özlemiştir. Sabaha buraya gelecekler. Sen çık uyu tatlım. İyi geceler.

- iyi geceler diyip hızlıca kendimi mavi yumuşak yatağıma attım. Mavi renk huzur ve güven verir. Sakinleştirici bir etkisi olduğundan dolayı odanın büyük bir kısmı mavidir. Mavi rengi seven insanlar nazik, barışçıl ve güvenilir olur Kısaca aynı ben. Çalıştığım resimler çizdiğim oda mor renk çünkü mor ilham vericidir sanatsal düşünceyi ve hayal gücünü artırıcıdır. Ama sadece morun açık tonlarını kullanıyorum çünkü koyu tonları insanda saldırganlık duygusunu arttırıyor. Efe kesin koyu mora bayılıyodur. O küçükken de böyleydi. Hatırlıyorum da lisedeyken kendine çete kurmuştu sonrada okulun kabadayısı kesilmişti. Efe' nin her zaman sert bakan küçük ve çekik gözleri vardı. Bide ona çok yakışan kahve tonlarında dağınık saçları vardı. Fakat ben bir keresinde o güzel saçları okulda arkadaşlarla yaptığımız su savaşında ıslatmıştım. Şu an buna gülsem bile bana o keskin bakışlarlarını attığında cidden korkmuştum. Tabi ben korkumu belli etmemiştir zaten o da buna aldırış etmeden yanımdan öylece gitmişti. Aslında o zaman anlamalıydım onun ne kadar odun biri olduğunu. O gün sanki intikam alır gibi beden dersinde kafama futbol topunu atmıştı. Fakat özür dilememişti. Aslında bakarsan bende dilememiştim. Ama o benle birde alay eder gibi futbol topunu tamamı işaret etmişti. Ben dişlerimi sıkarak topu ona var gücümle atıp spor salonundan hızla ayrılmıştım.

Sabah gözlerimi açtığımda tam karşımda beyaz kısa saçlı, kollarında iri iri bileşikleri olan kare gözlüklerinin ardından biri bana bakıyordu. Bu kişi babaannemdi.

- Babaanne ? Yüzümde şaşkın bir ifade vardı. Şimdi bu gördüğüm kadın mı dün babamı ölüyorum diye yanına çağırmıştı ? Gerçekten bu kadından korkulurdu. Eee ne de olsa eski toprak. Gerçi eski toprak olduğunu göstermeyecek kadar modern giyiniyor ama o konuşma tarzı herşeyi bitiriyor.

- Gızım ne bön bön bakıyon? Hem okula gitmeyecek mi sen?

Babaannemin bu sorusuyla içimde saate bakma isteği uyandı. Saat dokuz otuzdu ve dersimin başlamıştı. Bu süre benim hazırlanmam için çok kısıtlı bir süreydi. Pencereden dışarı baktığımda kış olduğuna rağmen güneşliydi. Zaten mersinin kışıda bu kadar olur. Hemen kalkıp babaannemin yanağına bir öpücük kondurdum ve kıyafet seçmek için dolabın önüne geçtim. Ben kıyafet seçmeye başlarken babaannem odadan çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 04, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BelalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin